Özgür Kocaeli gazetesi yazarı Faruk Dinçer, "Kürt açılımı"na karşı olan seçmenlerin oylarını toplayabilmek için canhıraş bir uğraş içinde" olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Deniz Baykal'ı ağır şekilde eleştirdi.
"Başkent "Notları" köşesinden Dinçer, 1989 yılında partisinin etkili ve yetkili kurmaylarına "Güneydoğu Raporu" hazırlatan ve bu nedenle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) ifade veren Deniz Baykal'i "durmadan hamaset" yapmakla suçladı.
"Hesapta gerilim arttıkça CHP'nin oyları da artacak ama..."
Yazar, rotasını hala belirleyememekle eleştirdiği CHP'nin, sırasıyla "ortanın solu", "Yeni Sol", "Anadolu Solu", "Ulusalcı Sol" ve 29 Mart Yerel Seçimleri'nde de "Çarşaflı sol" gibi değişik yönlere savrulduğunu kaydetti.
Rotası belli olmayan bir gemiye hiçbir rüzgârın yardım edemeyeceğini vurgulayan Dinçer, "CHP anlaşılan o ki bu MHP oylarına göz dikmiş" diye yazdı.
"MHP'nin alanı sosyal demokrat geçinenlere kapalıdır"
"Kürt açılımına tepki duyanların hassasiyetlerini kaşıyarak, oya tahvil etmeyi hesaplıyor. Toplumsal gerilim ne kadar artarsa, CHP'nin oy grafiği de o kadar artacak. Şimdilik rota bu. Oysa, o kulvarda 40 küsur yıldan beri çizgisi net ve tutarlı; beğenelim ya da beğenmeyelim, kendine özgü bir ideolojik örgüsü olan meselelere sadece "milliyetçi" prizmadan bakan ve bu siyasi profilinden asla ödün vermeyen bir MHP gerçeği var. Baykal partisini MHP çizgisine yaklaştırma niyeti içinde ise bilmelidir ki o alan her hal-ü karda sosyal demokrat geçinenlere kapalıdır. O alan-deyim yerindeyse MHP'nin 'tapulu arazisi'dir."
"Güven erozyonunu Baykal yarattı, onunla çözüm gelmez"
Baykal'ın "Görüşmem, ancak kameralar karşısında görüşürüm" yaklaşımını da eleştiren Dinçer, yazısını şu sözlerle sonlandırıyor:
"Baykal'a ilişkin eleştirilerinin, hangi anlama geldiği, sosyal demokrat olduğunu iddia edenlerce iyi tahlil edilmeli. CHP, bir güven erozyonunda. Bir kördüğüm ki bu partinin hali, "çözdükçe dolaşıyor"...Einstein; "Bir sorunu yaratan zihniyetle, o sorun çözülmez" der." Baykal, partisi için bir "güven erozyonu" sorunu yaratmıştır. Bu sorun onunla çözülmez! Bu da böyle biline!..." (EÖ)