* Fotoğraf: Pixabay
Ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan kızıl geyiklerin yaşam hakkı için Vegan Derneği Türkiye (TVD) tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı 19 Ekim’de açılan davada ikinci ara karar çıktı.
Kasım ayı başında verdiği ilk yürütmeyi durdurma kararında, av ihalelerini açan bakanlıktan “dava konusu işlemin hukuki ve maddi” gerekçelerine dair ayrıntılı rapor isteyen Bolu İdare Mahkemesi, TVD’nin gönderdiği ikinci savunmanın da ardından bakanlık raporlarını "yetersiz" buldu.
Bakanlıktan bir kez daha “ihtilafa yer vermeyecek şekilde açıkça belirtilerek” yaş, cinsiyet gibi popülasyona dair ayrıntılı ön etüt çalışmalarına, envanter kriterleri ve tekniklerine dair ayrıntılı bilgi talep eden mahkeme, aldığı ikinci “yürütmeyi durdurma” kararı ile 15 kızıl geyiğin öldürülmesini bir süre daha engellemiş oldu.
TVD’den ihale iptal çağrısı
Türkiye çapındaki diğer av davalarına örnek olması için ara kararı sosyal medyada duyuran TVD, ihalenin bir an önce iptal edilmesi için çağrısını yineledi.
Av ihalesi iptal edildiği takdirde, 28 Şubat 2022 tarihine kadar avı planlanan tüm bireyler, av baskısından ve av katliamından kurtulmuş olacak.
Bakanlık avcılığı savundu
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bilimsel yönden yetersiz ve zayıf bulunan savunmasında, avın gerekliliğinin kanıtlanması amacıyla “uzman görüşü” adı altında bakanlıkça mahkemeye sunulan ek dokümanlar şu isimlerin imzasını taşıdı:
Isparta Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Yasin Ünal’ın, Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi bölümünden Doç. Dr. Akif Keten’in ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Vedat Beşkardeş.
Raporlarda kızıl geyiklerin “zararlı” olduğu ve av faaliyetlerinin “koruyucu veteriner hekimlik uygulaması” olarak değerlendirilmesi gerektiği iddia edildi.
TVD’nin raporlara karşı savunması
TVD, bakanlığın “uzman görüşlü” raporuna karşılık mahkemeye sunduğu ikinci savunmada avcılık faaliyetlerinin etik, hukuk ve bilim dışı olduğunu bir kez daha vurgulayarak şu noktalara dikkat çekti:
“Davalı savunma dilekçesinde, dava konusu avın sürdürülmesinin istendiği bölgedeki kızıl geyiklerin ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde neden zararlı sayılması gerektiğini, bu bölge özelinde kaç kızıl geyiğin belirtilen kriterler uyarınca zararlı olduğunu, bu kriterlerin yerine gelmesine dayanak gösterilebilecek bilimsel araştırma ve incelemeleri açıklayamamış, bu konuda veri sunamamıştır.
“Kızıl geyiklerin avlanmasına gerekçe olarak olası salgın hastalıklar gösterilmek istenmiş, ancak herhangi bir kızıl geyikte salgın hastalık tespit edildiğine veya salgın hastalığa yönelik bir emareye dair hiçbir açıklama yapılmamıştır.
“Salgın hastalık denen tehlike yalnızca bir olasılıktan ibaret olup somut verilerle bir salgın hastalık tehlikesinin bulunduğundan bahsedilemez iken, hayvanların avının hukuka uygun olduğunun söylenmesi halinde ne Bern Sözleşmesi’nin, ne de nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanların koruma statüsünün bulunmasının hukuken bir karşılığı kalmayacaktır.”
TVD rapora ilişkin tespitlerini de şöyle sıraladı:
- Kızıl geyik popülasyonuna dair envanterler gereği gibi hazırlanmamış ve yaklaşık sayılar verilmiştir. Dosyaya sunulan tüm Arazi İnceleme Raporları kelimesi kelimesine aynı biçimde düzenlenmiş, her birinde yuvarlak sayılar kendine yer bulmuştur.
- Kızıl geyik sayıları farazi bir şekilde belirlenmiştir. Sahada bulunan hayvanlara yönelik herhangi bir gözlem dahi yapılmadığı raporda açıkça görülmektedir.
- Üstelik av kararı, daha sayım dahi yapılmadan alınmıştır.
- Ek olarak, av kararı almak için yöredeki avcılara danışıldığı bildirilmiştir. Bu da bakanlıkça alınan kararların bilimsellikten ne kadar uzak ve yanlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Kızıl geyikler
Doğa Derneği'nin bilgilerine göre; erkeklerinde çatallı boynuz bulunan kızıl geyikler, her yıl bu boynuzlarını atıp yenisini çıkarıyor. Yüksek rakımlarda, sık olmayan ormanlarda ve orman içi açıklıklarda yaşayan kızıl geyikler, kışın besin bulabilmek için daha düşük rakımlara inebiliyor.
Özellikle ormana yakın kesimlerde bulunan ekin tarlarında beslenen kızıl geyikler, çalı ve ağaçların sürgünlerini ve geven bitkisinin gövdesini yiyerek de besleniyor. Anadolu’da kızıl geyiğin dişisine maral, erkeğine boğa ismi veriliyor. Kızıl geyiklerin karşı karşıya olduğu başlıca tehditler arasında avcılık ve yaşam alanlarının kaybı yer alıyor.
Türkiye'de avlanma sonucu sayıları giderek azalan ve çoğu eski beslenme alanını yitiren kızıl geyikler, bölgesel olarak yaşıyor. Türkiye'de kızıl geyiklerin yaşam alanı Marmara ve Batı Karadeniz bölgeleri olarak gözleniyor.
Kızıl geyikler, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yanı sıra iç mevzuat dahilinde bakanlığın koruma altına aldığı hayvan listesinde yer almasına rağmen, yerli-yabancı avcı ve acente kotaları ile “devlet misafiri ve diplomat kotası” listesinde yer alıyor; yine bakanlığın çıkardığı Av Turizmi Uygulama Talimatı kapsamında kızıl geyiklerin avlanmasına izin veriliyor.
2021-2022 av sezonunda Bolu’ya ek olarak Eskişehir başta olmak üzere, Bilecik, Ankara, Kütahya, Kastamonu, Çorum, Denizli, Afyonkarahisar ve Maraş’ta da kızıl geyiklerin yaşam hakkı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından en az 9 bin 300 TL’den, en fazla 37 bin 700 TL’den satışa çıkarılıyor.
(TP)