"Başbakan benim milletimin dili Türkçedir diyor. Ya milletin ne olduğunu, ya da dilin ne olduğunu bilmiyorsun. Devletin resmi dili olabilir. Ama o ülkedeki halkın kullandığı dili sen belirleme hakkına sahip değilsin ben de değilim. Halk kendi dilini anasından öğrenir."
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanı Gültan Kışanak, partisinin Meclis grup toplantısında demokratik özerklik önerisini görmezden gelen ya da çarpıtanları eleştirdi; hükümetin Kürt sorununa yaklaşımının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Türkçe sözlüğe Kürtçe sözlükle karşılık
Toplantıda Atatürk Kültür Dayanışma Eğitim Vakfı (AKDEV) başkanı Gül Karyaldız, Kışanak'a "Şırnak'tan size selam getirdim" diyerek Türkçe sözlük verdi. İstiklal Marşı ve öğrencilere okutulan andın kaydının olduğu bir CD de veren Karyaldız'ı Kışanak "Biz de size Kürtçe sözlük verelim" diye cevapladı.
Karyaldız, salondan çıktıktan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada "30 lisanın olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Halkımız ancak tek bir dille, lisanla anlaşabilir" dedi.
Mücadele yılı
Kışanak'ın konuşması özetle şöyle:
* Bütün tasfiye politikalarına rağmen, Türkiye'nin tüm demokrasi güçleri, direniş odakları 2011 yılına da dimdik ayakta girmiştir.
* Öyle görülüyor ki 2011 yılı da emek ve eşitlik düşmanı, yoksullukla mücadele konusunda çaba sarf edenlere karşı düşmanca tutumların izlendiği bir yıl olacak. TEKEL işçilerinin mücadelesi bu yıl da bu mücadeleyi güçlü olarak sürdürmenin müjdesini verdi.
* Bu hükümet kayıt dışı ekonomiyle şimdiye kadar 8 yıllık iktidarı boyunca zerre kadar mücadele etmedi. Esnek çalışma, yarı zamanlı çalışma adı altında tam zamanlı sosyal güvencesi olan emeklilik hakkı olan sigorta hakkı olan iş güvencesi olanı işten mahrum bırakma yasası... Bu torbanın içine bunları da tıkıştırdılar. Peki dertleri ne? Rakamlarla oynayıp gizli işsizliğin üzeri örtülerek, sanki bu ülkede işsizlik azalmış gibi bir rakam ortaya çıkacak.
* Cinayet işleyenler üç yıl tutuklu kalarak serbest kalabilirler, ama basın açıklaması yapanlar örgüt propagandası ve üyeliği ile on yıl boyunca tutuklu yargılanmaya devam edebilirler... Bu garabetin bütün temellerini AKP hükümeti attı.
* 12 Eylülle hesaplaşacağız' dediler hukuk darbesinin hukuk sistemine sarılıyorlar. Darbeciler evlerinde paşa paşa oturuyorlar. Yargı bağımsızlığı dediler yarattıkları hukuk garabeti ortada. Düşünce özgürlüğü dediler cezaevindeki gazetecilere sorsalar ne olduğunu öğrenirler. Askeri vesayete karşı çıkıyoruz dediler, şuanda askeri vesayet sınavında çıktılar sınıfta kaldılar
* Çıksın bir Allahın kulu söylesin ikinci bir devlet kurmak isteyen herhangi bir BDP'li, DTP'li DTK'li gördünüz mü? Bazı partiler federasyon dedi, biz demokratik özerklik diyoruz. Bu bölünmenin değil birlik ve beraberliği sağlamanın yegane yoludur.
* Bölge yönetimleri dünyanın her yerinde uygulanan demokratik bir yöntemdir. Bölge yönetimlerinin de şimdiki yerel yönetimler gibi kendilerine ait sembolleri olacak. Bu tüm yurttaşlarımızı temsil eden ulusal bayrağı temsil eden ikinci bayrak ikama etme anlamına gelmiyor. (EÜ/EÖ)