Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Ali Uğurlu son günlerde yaşanan enerji kriziyle ilgili bir açıklama yaptı.
Uğurlu sorun olarak bir tarafta doğalgaz, elektik ve akaryakıtın fiyatının fahiş seviyelere ulaşmasını gösterdi. Diğer tarafta ise kesintiler olduğunu belirtti. "Türkiye enerjide ciddi bir kriz ile karşı karşıya" dedi.
Uğurlu bu krizin nedeni olaraksa AKP’nin özelleştirme ve piyasalaştırma çabalarını, pahalı imzalanmış doğalgaz anlaşmalarını, fosil yakıtlardaki dışa bağımlılığı, verimlik esasına dayanmayan enerji politikalarını ve yenilenebilir kaynakların yeterince değerlendirilememesini gösterdi.
Hepsinden önemli olarak Türkiye'nin bağımsız bir enerji politikası olmadığını söyleyen Uğurlu "Bunun sonucu sanayide çarklar durdu, halk ısınamıyor, elektrik kullanamıyor ve akaryakıt satın alamıyor" diye konuştu.
"Enerjide yüzde 80 üzerinde dışa bağımlıyız"
Türkiye’nin gittikçe derinleşen bir enerji bağımlılığına sürüklendiğini belirten Uğurlu sonrasında şunları söyledi:
"Türkiye gittikçe daha fazla üretim ve daha fazla tüketim sarmalına sokuldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının verilerine göre 2000’de 80.5 Milyon Ton Eşdeğer Petrol (MTEP) olan enerji talebi 2020’de 147.2 MTEP`e yükseldi. İthal kaynak oranı bu süre içerisinde yüzde 52`den yüzde 70`e çıktı. Enerjinin verimsiz kullanılması, sürekli artan enerji talebi nedeniyle dışarıya bağımlı olan enerji çıkmazında ithal kaynak oranı sürekli artıyor.
"Yaşanan sıkıntıların temel nedeni enerjide yüzde 80 üzerindeki dışa bağımlılıktır. Bu dışa bağımlılığı arttıran nedenlerse enerjinin verimsiz kullanılması, sürekli artan enerji talebi, özelleştirmeler ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yeterince yararlanılmamasıdır.
"Son günlerde enerji arzında yaşanan krizin bir nedeni de doğalgaz depolamasının yetersizliğidir. Bu durumun sanayide gaz ve elektrik kesintilerine neden olarak üretimi durduracağı, maliyetleri artıracağı ve zaten çekilmez olan hayat pahalılığını körükleyeceği açıktır.
"Doğalgazın Türkiye`nin birincil enerji arzındaki payı yüzde 27`dir. 2021`in ilk 11 ayında tüketilen elektriğin üçte biri doğalgaz yakıtlı santrallarda üretilmiştir. Ülkemiz doğalgazda yüzde 99 oranında dışa bağımlıdır. Bu nedenle termik santrallarda doğalgazdan elektrik üretilmesinin teknik olarak hiçbir haklı açıklaması yoktur.
"Kamucu, bağımsız bir enerji politikası oluşturulmalı"
"Keza aynı şekilde akaryakıttaki gerçeklik de böyledir. Özellikle ülkenin iyi yönetilememesi sonucu ortaya çıkan ekonomik krizin yarattığı döviz kurlarındaki artış neredeyse gün aşırı akaryakıt fiyatlarına zam olarak yansımaktadır.
"Elektrik enerjisindeki yanlış uygulamalar; kısacası özelleştirmeler ve piyasalaştırmalar ülkemizi en pahalı elektrik tüketen ülkelerden bir haline getirmiştir. YEKDEM destekleri sorunu, yenilenebilir kaynakların özellikle de güneş enerjisi yatırımlarının arzu edilir düzeyde olmayışı, verimliliğin göz ardı edilmesi, Elektrik Üretim A.Ş’nin dağıtım firmalarına çok ucuz elektrik vermesine rağmen bu firmaların elektriğin kilowatını halka dört, beş kat fazlasıyla satması gibi sorunlar elektrik kullanımında sanayiciyi, esnafı ve halkı canından bezdirmiştir.
"Geldiğimiz noktada Türkiye ciddi olarak bir enerji krizi ile karşı karşıya. Mevcut yaklaşım ve politikalarla bu sorunların çözülmesi mümkün değildir. Ülkemizin enerji krizinin köklü çözümü; toplumun çıkarlarını gözeten kamusal planlama ve kamu hizmetini esas alan enerjinin azami ölçüde yenilenebilir kaynaklara dayalı etkin ve verimli temini, iletimi ve dağıtımından geçmektedir.
"Türkiye’nin enerji ihtiyacı, ulusal, toplumsal ve kamusal çıkarlar temelinde bir planlama sistematiğini ve uzun vadeli öngörülerle, düşük maliyetle üretim ve dağıtım yoluyla geniş kesimlerin sürekli ve en ucuz şekilde yararlanmasına olanak verecek bir enerji politikasını gerektirir. Bunun yolu ulusal ve kamucu bir bağımsız enerji politikasının oluşturulmasından geçer."
(HA)