CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu, bu akşam Twitter hesabından yaptığı video yayınında, deprem kayıplarının büyüklüğünün Erdoğan yönetiminin "koordinasyonsuzluk, plansızlık ve liyakatsizliği"nden kaynaklandığını destekleyen bir AFAD raporunu paylaştı. Devletin gerçekleri bilmesine karşın önlem almamaktaki ısrarını felaket anında "siyaset üstü" davranarak paylaşmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Inanın siyaset üstüdür demek en kolayıdır ama ben öyle bir yerdeyim ki, ben artık kolayı yapamam. Ben bu kırık cam parçaları üzerinde çıplak ayaklarımla yürümek zorundayım," dedi. Konuşmasını, "Erdoğan, seninle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizim de kader planımızda bu varmış," diyerek noktaladı. Aktarıyoruz.
Kılıçdaroğlu'nun 9 Şubat konuşması
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının çözümü
Sevgili halkım iyi akşamlar. Milletimiz derin bir acı yaşıyor. Öncelikle hepimizin başı sağ olsun. Halkımızın dirayetiyle, birliğiyle. Yardımlaşmasıyla olağanüstü bir seferberlik içindeyiz. Bu ülkenin insanı onurludur. Ona hak ettiği yaşamı kurmak da bizim boynumuzun borcudur. İşte bu yüzden halkımızın neyle karşı karşıya olduğunu, bu saray siyasetinin bizi nereye getirdiğini ve bu sözde "siyaset üstü" dayatmasını neden asla kabul edemeyeceğimi size bu sefer resmi bir rapor üzerinden anlatacağım. Evet, resmi bir rapor üzerinden anlatacağım.
Inanın siyaset üstüdür demek en kolayıdır ama ben öyle bir yerdeyim ki, ben artık kolayı yapamam. Ben bu kırık cam parçaları üzerinde çıplak ayaklarımla yürümek zorundayım. Çünkü ben halkımın kavgasıyım, anlıyor musunuz, halkımın kavgasıyım?
Bakın elimdeki rapor. Bu raporun giriş bölümündeki bir cümleyi okuyorum. Neden bu raporun hazırlandığı burada yazılı: "Afet risklerinin çok yüksek olduğu ülkemizde meydana gelebilecek benzer olaylarda afet yönetimine katkı sunması amacıyla hazırlanmıştır -evet katkı sunması amacıyla hazırlanmıştır. Ne diyor 23 Kasım 2022'de yani sadece iki buçuk ay önce Düzce'nin Gölyaka ilçesinde 5,9'luk bir deprem oldu can kaybı yoktu. 96 vatandaşımız yaralanmıştı Görece küçük bir depremdi. Deprem sonrası AFAD tarafından bir analiz raporu hazırlandı. Peki o raporda AFAD ne diyor?
Özetliyorum: "Koordinasyon sağlayamadık" diyor. "Toplanma alanı yanlış seçildi" diyor. "Yardımlar geç geldi" diyor. "Çadır takibini yapamadık" diyor. "Görevli personelin takip ve koordinesini sağlayacak birim yoktu" diyor. "Koordinasyon birimi oluşturulamadı" diyor. "Yemek dağıtımında sorunlar yaşadık" diyor. "Afet nakliye personeli ancak iki gün sonra Düzce iline ulaşabildi" diyor. "Deprem sonrasında zarar tespit sürecine bile yetersiz kaldık" diyor. "Düzgün bir zarar tespit ekibi kuramadık" diyor. "İnşaat mühendisleri yerine öğretmen ve imamlardan ekip kurduk" diyor.
Sevgili halkım AFAD kendi röntgenini çekmiş, AFAD'ın onurlu bürokratları tümüyle bunları yazmışlar. Ama dinleyen kim? Şimdi ben nasıl susayım? Söyleyin bana Allah aşkına ben bunlara karşı nasıl susayım? "Siyaset üstü mü" diyeyim, bunları görmeyeyim mi, kader planı mı diyeyim. Sevgili halkım, deprem çok büyüktü, ama depremden çok daha büyük olan koordinasyonsuzluktu, plansızlıktı, liyakatsizlikti. Ve bile bile, göz göre göre bu riskleri aldılar.
Oluşan can kaybımızın ulaşacağı nokta depremin büyüklüğünden değil, müdahaledeki etkisizliktendir, yetersizliktendir.
Erdoğan, seninle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizim de kader planımızda bu varmış.
(AEK)