* Fotoğraf: Murat Kaynak - Ankara / AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Meclis’teki grup toplantısında yargı bağımsızlığından ve adil yargılanma hakkından bahsetti.
Haksız tutuklamalara değinen Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
“Eski bir milletvekili tahliye için baskı yaptı”
“Hakimlerin adaleti yıpratmaması için hukukun üstünlüğüne ve vicdanlarına göre karar vermeleri gerekir. Bir güce teslim olmuşsa adalet dağıtmaz gücün iradesini dağıtmış olur.
“Bir uyuşturucu baronu daha önce tutuklanmıştı. Ergenekon ve Balyoz dönemi sırasında gizli tanıktı. Kumpas olduğu ortaya çıktı. Ve bu baron tekrar gözaltına alındı. Ve mahkemeye çıktı tutuklandı. Bir süre sonra serbest bırakıldı.
“Hakim, iktidar partisinden eski bir milletvekili beni sürekli arayıp tahliye edilmesi yönünde baskı yaptı diyor. Devlet bu konuda duyarlı diyor. Bu devletin kim olduğunu biliyorum.
“Bu adaleti yaratan kişi şimdi sarayda oturan kişidir. Yargıya talimat verip istediğini serbest bıraktıran kişi sarayda oturan kişidir.”
“Tek kişilik bir odada adaleti bekliyor”
“İddianamesi bile olmayan Osman Kavala bir yıldır tek kişilik odada. Bunun için acaba içerden birinin telefon mu etmesi lazım. Bir uyuşturucu baronunun araya mı girmesi lazım? Esir gibi tutuluyor.
“Eren Erdem aynı şekilde. Yurt dışına kaçacak diye tutukluyorlar. FETÖ'nün tehlikesini bütün dünyaya duyurmuş, dokunulmazlığı kalktıktan sonra defalarca yurt dışına gidip gelmiş... Bu mudur adalet?
“Eren Erdem olayında da bir gizli tanık var. Senin aleyhine konuşursam benim bütün vergi borçlarımı kapatacaklar diyor. Bu gizli tanık mahkemede diyor ki; ifade verirken psikolojim bozuktu intiharın eşiğindeydim.
“Serbest bırakılması lazım. Eren Erdem tek kişilik bir odada adaleti bekliyor. Hakimlerin dik ve onurlu durmaları lazım.”
“Dolarları yok, iktidarda dayısı yok, içeride”
“Avukatları tutukladılar. Bir süre sonra serbest bıraktılar. Ertesi gün savcı itiraz etti avukatlar için tekrar tutuklama kararı çıktı avukatlar kendileri gittiler, yine tutuklayın dediler.
“Berkin Elvan'ın cenazesine katıldı diye 11 aydır bir öğrencimiz içerde. Ne için? Uyuşturucu baronu değil, dolarları yok, iktidarda dayısı yok.
“Sise Bingöl 85 yaşında. Cezaevinde kalamaz raporu var ama içerde. Ne için bunun da parası yok, dayısı yok. Bunlar adalet dediğimiz kavramı yıpratan olaylardır.”
“Başkonsolos elini kolunu sallayarak yurtdışına çıktı”
“Hakimlerin kendisine gelmesi lazım. Haksız uygulamalar yapan yargıçların görevden alınması lazım. Hakimler Savcılar Kurulu'nun gereğini yapması lazım.
“Adalet çökerse iktidardaki siyaset de çöker. Nasıl? Kaşıkçı cinayeti... Adamlar programladılar, Suudi Arabistan'dan geldi katiller. Cesedi parçalandı, nerede olduğu belli değil. Ellerini kollarını sallayarak da başkonsolos dahil yurt dışına çıktılar.
“Siyasetin adalete gölge düşürdüğünü bir kez daha görmüş olduk. Papaz nasıl yurt dışına gittiyse bu katiller de öyle yurt dışına gitti. 15 kişilik katil ordusu geldi, bir gazeteciyi öldürdüler, iktidarın gözetiminde VIP'den çıkıp gittiler.”
“Katiller Suudi Kralının isteği üzerine bırakıldı”
“Adalet yok, siyaset de çürüdü. Uluslararası sözleşmelerde, konsoloslukların dokunulmazlığı yok cinayet işlenirse tutuklanır, niye serbest bırakıldı?
“Erdoğan ve ekibi katilleri Suudi Kralının isteği üzerine serbest bıraktı. Katillere göz yumanlar, cinayet ortağıdırlar. Merkel'e, Macron'a, Trump'a, Suudi kralına teslim oldun. Nasıl dünya liderisin?
“Allah konuşturuyor, büyük ihtimalle promptera bakmadan konuşuyor, ‘Elimizdeki bilgi ve belgelerin kopyalarını Suudilere verdik’ diyor. Yani itiraf ediyor.
“Kaşıkçı cinayeti için Türkiye neden seçildi? Şunu çok iyi biliyorlardı, Erdoğan avuçlarının içinde. Başka neden yok. Teslim alınan bir cumhurbaşkanı var, teslim alanlar da dünyanın egemen güçleri, yok edilmesi gereken bir gazeteci var, yok edileceği yer de İstanbul…” (AS)