* Fotoğraf: Ali Balıkçı - Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Meclis’te görüşülecek Suriye tezkeresine ilişkin konuştu.
Grup toplantısında tezkerenin içeriğine itiraz eden Kılıçdaroğlu, “Komando marşı söyleyen TÜGVA'cıları gönder Suriye'ye” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de bugün konuyla ilgili açıklamasında, “Suriye ve Irak tezkeresine 'hayır' oyu vereceğiz” dedi.
Özel, Meclis Grup Toplantısı sonrası bir grup gazetecinin sorusu üzerine, “Bugün görüşülecek tezkereye hayır oyu vereceğiz. Genel Kurul’da ben ve Ünal Çeviköz konuşma yapacak. Hayır dememizin nedenini Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu grup konuşmasında açıkladı” dedi.
“Eskiden 6 aydı, şimdi niçin 2 yıllık?”
Kılıçdaroğlu’nun tezkereyle ilgili açıklaması şöyle:
“Biz torba kanuna alıştık. Torba tezkere dönemi başladı. Her şeyi koymuşlar bir tezkerenin içine gelin buna evet deyin diyorlar. Niye kardeşim? Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız? Ne, ne değildir nedir bir anlat. Bunları anlatmıyorsun.
“Tezkereler gelirdi terörle mücadele konusunda 6 ay bir yıl gelinir bilgi verilir. Arkasından yeni bir tezkere gelir veya olay biterdi. Şimdi iki yıl. Niçin? Bilen var mı? Bu işle ilgilenenler de bilmiyor.
“Ben iki yıl getiriyorum sen de oy vermek zorundasın, niye kardeşim? Herkesi papağan gibi görme alışkanlığı var. Onu herkes yapabilir ama biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz.”
“MHP her dediğine evet diyebilir”
“Senin her dediğine evet deseydik o zaman niye ayrı parti kuruyoruz. MHP her dediğine evet diyebilir. Ama biz milli kurtuluş savaşı geleneğinden gelen bir partiyiz.
“Biz bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz diyoruz, kavga olmayacak Suriye'de diyoruz. Beyefendinin bakış açısı ise 3.5 milyon Suriyeli az geldi şimdi bir de İdlib'den bir ordu gelsin. Niye kardeşim?
“Suriye ile savaş değil, Suriye ile barışacağız. Büyükelçilikleri açacağız karşılıklı. Daha fazla sığınmacı mülteci istemiyoruz. Bunu öngören büyün düzenlemelere karşıyız.”
“Bütün komşularımız barışacağız”
“Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz. Suriye'de askerimiz şehidimiz gitti, mücadele. Ne mücadelesi? Barış varken neden kavga?
“33 askerimizi Ruslar şehit ettiler. Soruyorum 33 askerimiz şehir edilirken sen ne yaptın? Koşa koşa Putin'in ayağına gittin. O gideceğine sen gittin. Bu benim onuruma dokunuyor. Bir de kapıda beklettiler, bir de onu televizyonlarda yayımladılar. Böyle bir devlet yönetimi olur mu!
“Suriye'ye barış getireceğiz, bütün komşularımız barışacağız. Büyük Ortadoğu projesini hayata geçireceğiz. Bizim askerlerimiz şehit olsun istiyor beyefendi. Neden bizim askerimiz orada şehit olsun?”
“Hiçbir evladımızın burnu kanamasın”
“Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. Değil mi? Komando marşı söylüyorlar. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. E gönder kardeşim onları Suriye'ye.
“Oradaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun. Ne olacak yani! Hiçbir askerimizin evladımızın burnu kanamasın. Hangi gerekçeyle yapıyorsunuz bunu?”
“En önce kendi toprağına bak”
“Biz ayrıca onların bayrağımızı indirip terk ettikleri vatan toprağına bayrağımızı yeniden dikeceğiz. Süleyman Şah türbesini götüreceğiz.
“Özellikle büyükelçiler krizi göstermiştir ki Türkiye yönetilmiyor. İstişare diye bir şey yoktur. Meydanda alkışı görünce aklına geleni söylüyor.
“Özellikle ruh sağlığı sorunu olan birisine bir devlet teslim edilemez. IŞİD ve El Kaide militanları, hapisten çıkarıyorsun. Polis yakalıyor, iki askerimizi diri diri yakıyorlar, polis yakalıyor, adalete teslim ediyor bir bakıyorsun beyefendiyi serbest bırakmışlar. Kim araya girdi de serbest bırakıyordun?
“Bir gazeteci arkadaşımız yazınca yeniden tutukladılar. El Kaide ve IŞİD'in banka hesaplarını neden incelemiyorsun? Onların 42 ilde, Türkiye'de örgütlendiğini biliyoruz. Uyuyan hücreleri herkes biliyor, neden müdahale etmiyorsunuz? En önce kendi toprağına bak.
“Ne demek yabancı kuvvetler bulunacak?”
“Bu tezkerede ayrıca 'Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanı'nın belirleyeceği esaslara göre kullanılması' var. Ne demek yabancı kuvvetler Türkiye'de bulunacak?
“Soruyorum, Erdoğan'a değil, ona sormaya gerek yok, yönetime kapasitesi olmayan adama soru sormak da yanlış.
“Bahçeli'ye soruyorum. Bu yabancı askerler kim, ve sen yabancı askerler Türkiye'ye gelip konuşlanacak, sen yabancı askerler Türkiye'ye gelsin diye el kaldıracaksın. Söyle bakalım milliyetçi sen misin, biz miyiz?”
“Taliban'ı mı getireceksin?”
“Yabanı askerlerin potinlerinin [bir çeşit ayakkabı] Türkiye devletinin topraklarını çiğnemesini istemiyoruz. Çıkarın bunu tezkereden, vatanseverseniz bu rezilliğe son verin. Böyle bir rezillik olur mu ya. Terör merör ayaklarına yatacaksın yabancı askerler buraya gelecek, kim? Erdoğan isteyecek.
“Taliban'ı mı getireceksin? Kim gelecek? Amerikalılar mı Almanlar mı Fransızlar mı? Kimi çağıracaksın sen. Getireceksin yabancı kuvvetleri 'terörle mücadele diyoruz'… Ya terörle 35-40 yıldır mücadele eden silahlı güçlerimiz var. Kimdir bu yabancı güçler? Ben adım gibi eminim bütün ülkücüler, bütün vatanseverler merak ediyor.”
“Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakıldı”
“Dış politikasının milli olması gerektiğini defalarca açıkladım. Dış politikanın iktidarı muhalefeti değil ortak ses çıkarması lazım.
“Bunun için de dış politikayla ilgili alınacak kararlar konusunda en azından grubu olan partilere bilgi verilmesi lazım. AK parti iktidarında maalesef bunlar hiç olmadı. Dışişleri Bakanlığı tümüyle devre dışı bırakıldı.
“Büyükelçiler olayında dışişleri bakanlığının bütün bürokratları günün 16 saatini çalışarak bu kazayı atlatmayı başardılar. Nasıl oluyor da dış politikada milli politika belirleyemiyoruz?” (AS)