Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Sokaklara döküleceklermiş, ya siz 15 Temmuz'u görmediniz mi? Cumhur İttifakı sizi gideceğiniz yere kadar süpürecektir" sözlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının sözlerine gülümsediğini söyledi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Beyefendi bizim sokağa çıkmamızı istiyor anladığım kadarıyla. Zorlayacak, baskı kuracak, çıkmayacağız. Sandıkta gereğini yapacağız” dedi.
"Demokratik yollarla değiştireceğiz"
Kendisinin tam tersine partililere "taşkınlık yapmayacaksınız, sokağa çıkmayacaksınız, büyük bir sabırla bekleyeceksiniz" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, sandığı işaret etti:
"Beyefendi hayal aleminde yaşadığı için, sanki biz sokağa çıkın, şunu yapın bunu yapın diye talimat vermişiz. Allah aşkına bunun basın danışmanları yok mu? Bizim neler konuştuğumuzu kendisini önüne koymuyorlar mı? Eğer bize cevap verecekse.
"Beni dinlemesini pek beklemem. Çünkü beni dinlediği zaman koltuğunda rahat oturamaz, eleştiremez eleştiriyi hazmedemiyor. Ama biz tam tersine sakin sabırla seçim sandığın bekleyeceksiniz sandık gelecek, gideceksiniz oyunuzu kullanacaksınız, bir otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz diyoruz, nokta."
Kılıçdaroğlu’na, partisinin miting takvimlerinin netleşip netleşmediği sorusu yöneltildi. Mitinglere çok ağırlık vermeyeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, ağırlıklarını meslek örgütleri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ve gençlerle buluşmalara vereceklerini söyledi.
Ekonomi planları
Kılıçdaroğlu, ekonomi politikalarına yönelik sorulan sorulara ise; “İktidar olduğumuzda bir hafta içinde yapacağımız ilk iş, Stratejik Planlama Teşkilatı’nı kurmak” dedi.
İktidar olduklarında ekonomik krize yönelik atacakları adımları anlatan Kılıçdaroğlu, uzun vadeli planlarının olduğunu belirtti ve ekledi: “İstihdam yaratan, önümüzdeki süreçte bölgesinde en güçlü ülke olabilecek şekilde yatırımlar yapacağız. Bunu önümüzdeki günlerde açıklayacağız. İktidar olduğunuzda 1 numaralı kararname var. Sayın Erdoğan’ı yolcu ettiğimizde yerine gelecek cumhurbaşkanı bunun gereğini yapmak zorunda.
Devletin bütün üst kademesindeki bürokratlar istifa etmiş sayılıyor. Oraya yeni isimler atanacak. ‘İktidar olduğunuzda kimi atayalım’ yok öyle bir şey. Bugünden her şeyi planlı programlı yapıyoruz. Süratli şekilde atamalar yapılıyor.
O işin erbabı uzmanı kimse onları atayacağız. ‘Bu bizim partilimiz, yeğenimiz, partilimizi getirelim’ demeyeceğiz. Tam tersini yapacağız. İlk bir haftada güveni sağlayacağız. Güveni sağlayamazsanız devleti yönetemezsiniz. İlk bir haftada bir ayda yapılacak bunlar.”
"Zamları geri alamazlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dövizin köpüğünü aldığımız gibi enflasyonun da köpüğünü alacağız” sözlerini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Zamları geri mi alacaklar? Köpüğünü almak için zamları da geri alması lazım. Yapacağını hiç sanmıyorum” dedi.
Ekonominin ne kadar kötüye gittiğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bildiğini, Türkiye’nin ihracat kredi bankası olan Eximbank’a talimat verildiğini ve talepleri beş gündür karşılayamaz durumda olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Erdoğan ekonomiyi de Türkiye’yi de yönetemiyor, yönetme gücü, kapasitesi, bilgisi yok, birikimi yok. Onun için sık sık 84 milyonu bindirmiş freni patlamış bir kamyona, hep beraber yokuş aşağı gidiyoruz. Erdoğan’ın izlediği ekonomik politikanın tipik sonucu bu” diye konuştu.
Erken seçim önergesi
CHP lideri Kılıçdaroğlu’na HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’la yaptıkları görüşmenin ardından gündeme gelen, “Erken seçim için ortak önerge” de hatırlatıldı.
HDP’nin ziyarete geldiğinde, “Önerge vereceğiz” dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Verebilirler, bağımsız bir siyasi parti, hepimizin saygı duyması lazım. Biz nasıl veriyorsak, onlar da verebilir. Erken seçim isteyen her siyasi parti önergelerini verir, komisyon başkanı topluyor, kabul edilirse Genel Kurul’a iner. Böyle bir önerimiz oldu, onlar bu önerimize nasıl bir tavır alacaklar bilmiyoruz.”
"İBB'yi isterse Erdoğan teftiş etsin"
İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında teftişbaşlatılmasına ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "İmamoğlu'nu suçlamalarının nedeni, ekonomide yaşanan kaosun unutturulması" dedi.
Belediye teftiş için görevlendirilen isimlerden birisinin de AKP'li milletvekili adayı olduğunun anımsatılması üzerine de Kılçdaroğlu, önyargısız ve tarafsız bir teftiş olmasını önemsediklerini vurguladı:
'Teftiş dolayısıyla AK Partili bir adayı görevlendirebilirler. Erdoğan, İçişleri Bakanı'nın kendisi de gidebilir, çekinmiyoruz. Bütün mesele şu, denetimi önyargılı yapmasınlar. Denetleme hakları var, 'Denetleyemezsiniz' diyemezsiniz. Bütün mesele önyargısız, gerçek, doğru olmasıdır. Ama biz bunlara güvenmediğimiz için kendi müfettişlerine de güvenmediğimiz için hangi önlemleri alması gerektiğini belediye başkanlarımıza bildirdik."
'Bahçeli Erdoğan'ın sözcüsü"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İmamoğlu'nun görevden alınması yönündeki sözlerine yanıtının ne olacağının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Bahçeli'nin yeni fonksiyonu biliyorsunuz, Erdoğan'ın sözcülüğünü yapmaktır. Dolayısıyla Erdoğan'a cevap verince, sözcüye cevap vermeye gerek kalmıyor" yanıtını verdi.
"Roboski ile devletin helalleşmesi lazım"
Kılıçdaroğlu, "helalleşme" çağrısının "1938 Dersim olayları, Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri ve Ermeni soykırım iddiaları"nı da kapsayıp kapsamadığına ilişkin soru üzerine ise şu yanıtı verdi:
"Helalleşmeyle ilgili, suç işleyenlerin helalleşmesi gibi bir tartışma çıktı. Eğer bir kişi suçu kabahati varsa onun yeri zaten yargıdır. Helalleşme bir anlamda geçmişte iki tarafın kendini haklı olarak algıladığı, ama zaman içinde 'galiba birbirimize haksızlık yapmışız, bir araya gelip konuşsaydık, olumsuzlukları giderebilirdik' atmosferini yaratmaktır.
Roboski' de ciddi bir olay oldu, gencecik çocuklar hayatlarını kaybetti, aileler acı yaşıyor. Burada devletin helalleşmesi lazım. Bir şekilde devlet katında o ailelere, belli bir saygının gösterilmesi lazım.
"38 olayları; zaten Cumhurbaşkanı özür diledi, artı bu döneme ait bütün belgelerin tarihçilerin önüne konulması lazım. Gerçekleri görelim, görmeden bir şey söyleyemezsiniz. Ermeni olayları ile ilgili de tarihçilerin araştırması ve önümüze koyması lazım. Çünkü tarihi olayların sıcak siyasetin konusu yapılmasını doğru bulmam."
Kavala ve Demirtaş'ın tutukluluğu
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM) ihlal kararına rağmen hala tutuklu olan Osman Kavala davası nedeniyle Türkiye’ye karşı başlatılan ihlal prosedürüne ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, “Sokaktaki vatandaş da biliyor. Osman Kavala ve Selahattin Bey’in (Demirtaş) Erdoğan’ın talimatı üzerine içeride tutulduğunu hepimiz biliyoruz. Hukukun çalışmadığını, tahliye edildiği zaman savcıların hemen harekete geçirildiğini, gece yarısında iddianame hazırlandığını ve tekrar içerde tutulduğunu hepimiz biliyoruz.
“Osman Kavala ile ilgili AB yaptırım kararı uygular mı uygulamaz mı? Yaptırım uygulamasını istemem doğrusunu isterseniz. Türkiye’de sıcak siyasete dışarıdan müdahale hep AK Partinin işine gelir. AK Parti ister zaten. Onlar bir bağırıp çağırsınlar. Ben burada bunu yapmıyorum deyip kahraman gibi gezsinler.
Böyle bir beklentisi var Erdoğan’ın o nedenle ben dışarıdan Türkiye’ye müdahaleyi doğru bulmuyorum. Türkiye kendi sorunlarını, kendi iradesi ile demokratik şartlar içerisinde çözebilir ve çözeceğiz. Dünya bunu görecek. Bu sorunun temel çözümündeki aktör kim derseniz onu da söyleyeyim. Temel aktör ilk kez sandığa gidecek olan gençlerdir. Onlar dünya siyaset tarihine de bizim siyaset tarihine de çok önemli bir miras bırakacaklar. Buna inanıyorum.” (RT)
*Haber ve fotoğraflar: BBC Türkçe ve Duvar