KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadan ve Kandil’de düzenlenecek kongreye katılmadan PKK’nin Türkiye’ye karşı silah bırakmasının söz konusu olmadığını söyledi.
İMC TV’den Banu Güven’e konuşan Bayık ve Hozat, PKK lideri Öcalan’ın PKK'yi bahar aylarında silah bırakması için kongreye davet etmesiyle ilgili olarak yaptıkları değerlendirmede, Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin ancak Öcalan’ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabileceğini söylediler.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a sahip çıkan Bayık ve Hozat, Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yakaladığı başarı nedeniyle itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını belirterek, kendisinin İmralı heyetinden Öcalan tarafından değil, AKP tarafından çıkarıldığını belirttiler.
Bayık ve Hozat ayrıca Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi arasındaki ilişki, 7 Haziran seçimleri, Birleşik Haziran Hareketi ve iç güvenlik paketi hakkında da konuştu.
Bayık ve Hozat’ın açıklamalarından satır başları söyle:
“Öcalan’ın kongreye hitap etmesi gerekir”
Bayık: Öcalan kongreye telekonferansla katılsa ya da mesaj gönderse, bu Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin bırakılması kararı almamız için yeterli olmaz. Biz istediğimiz zaman kongre yaparız, ama bu kararı önderlik bizzat gerillayla buluşmadan almayız.
Hozat: Gerçekçi bakıldığında, çözüm sürecinin dışarıda sürdürülmesinin koşulları hazırlanmamıştır. Süreci baş müzakereci olarak önderliğimiz İmralı’dan yürütecek. Ama çok doğal olarak, bir kongre toplayacaksak, önderliğimizin bu kongreye hitap etmesi gerekir.
“Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülemez”
Hozat: Türkiye genelinde baskıcı, antidemokratik bir rejim varken, Kürt meselesi çözülebilir mi? Ya da tam tersi… Mümkün değildir. Kürt sorunun siyasi temelde çözülmesi, Türkiye’yi demokratikleştirecektir.
“AKP 400 vekille Kürt sorununu mu çözecek?”
Hozat: HDP meclis dışında kalır da, AKP 400 milletvekiliyle meclise girerse, Kürt sorununu mu çözecek? AKP’nin 12 yıllık iktidarı sürecinde siyaseti ortadadır. Dokuz ateşkes yaptık ve hiçbir adım görmedik.
Bayık: Nasıl hükümet varılan mutabakatı “Bu bir silah bırakma çağrısıdır” diyerek, farklı bir algı yaratarak bir seçim propagandasına dönüştürmeye çalışıyorsa, CHP de “HDP meclise giremeyecek” diyerek hakikatten uzak bir siyaset ortaya koyuyor. CHP de böyle bir seçim propagandası sürdürüyor. Aralarında bir zihniyet farkı yok.
“Başkanlık, iç güvenlik paketi birbiriyle ilintili”
Bayık: Erdoğan, 6–7 Ekim olaylarını sürekli işleyerek büyük tehlike olduğu mesajını verdi. “400 milletvekiliyle anayasayı değiştirerek, başkanlık sistemini geliştirerek, bu tehlikeyi ancak ben önleyebilirim” dedi.
Bunu toplumun önüne koydu ve ardından İç Güvenlik Paketi’ni meclise getirdi. Bunlar birbiriyle ilintili, birbirini tamamlayan öğeler.
“BHH en doğru kararı verdi”
Bayık: BHH’nin herhangi bir partiyi desteklemesi, hareketin çatırdamasına neden olurdu. BHH’den başka açıklama beklenemezdi.
CHP ile ittifak yapsa zarar görürdü. HDP ile ittifak yapsaydı yine zarar görürdü. BHH açısından en doğru yol böyle bir açıklama yapmasıydı. (EKN)