Zeytinburnu son yıllarda böyle bir kalabalık görmemiştir muhtemelen. 4 Haziran Cumartesi günü Kazlıçeşme'de CHP tarafından verilen tahmini rakama göre 500 bin kişi var.
Ellerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bayrakları, Kemal Kılıçdaroğlu fotoğrafları. Çoluk çocuk gelmişler.
İstanbul'un her yerinden insanlar Kemal Kılıçdaroğlu'nu görmek için trafik sıkışıklığı dememiş, uzak diye üşenmemiş telaş içinde alana giriyor.
Mitingin resmi başlama saati 15:00.
Alana girdiğimizde başlamasına neredeyse 1,5 saat var. Platformun önü çoktan dolmuş. Pazar günü yapılacak olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) mitingi için kurulmuş diğer taraftaki platformun üstü ise hınca hınç dolmuş.
İnsanlar çoktan en iyi yerleri tutmuş. Sonradan gelenler kendilerine yüksek yer arıyor. Bir kısmı platformu karşıdan gören taraftaki şantiyenin kum yığınına tırmanmış.
Platformdan anons yükseliyor; "Yetkililer bulunduğunuz çatının sağlam olmadığı uyarısını yapıyor; lütfen boşaltalım arkadaşlar". Camiinin tepesine çıkmış 20-30 kişilik grup pek gönülsüzce boşaltıyor orayı.
Ön taraflar tıklım tıklım, ama arkalarda boşluklar var. Sürekli anons yapılıyor. İnsanlarda alana girdikten sonra ilerlemeleri gerektiği arkada yığılmalar olduğunu söyleniyor. Ama alan bir türlü dolmak bilmiyor.
Kazlıçeşme siyasal partiler için "bir meydan okuma", "bir cesaret imtihanı" olarak görülüyor. Böylesine büyük bir yeri doldurmak zor. 100-150 bin kişi kaybolur burada; dolayısıyla seçim yarışındaki bir parti için hiç de iyi bir gösterge olmaz.
Öndekiler tedirgin değil. Ama arka tarafta boşlukları endişeyle gözleyenler var. Bir yanda yoldan gelenler hesaplanıyor. Gruplar arasında Beylikdüzü'nden daha gelemediler, Silivri burada mı, Kartal alana ulaştı mı konuşmaları yapılıyor.
Mitingin başlaması da gecikiyor. Kılıçdaroğlu gecikti. Kulaklar anonslarda. Ama oradan sürekli ambülans şuraya, ambülans buraya çağrıları ve bol bol kayıp çocuk anonsu yapılıyor.
15:30 gibi sahneye Ege çıkıyor ve 3 Haziran anısına Nazım'ın şiirinden bestelenen Karlıkayın'ı söylüyor ve miting resmen başlıyor.
Ve uzak ilçelerden kortejler girmeye başlıyor alana. Kazlıçeşme'nin dolacağı belli oluyor. Yüzler gülüyor. Kartal ilçe teşkilatı bir örnek kırmızı tişörtleriyle trafikten yakınarak giriyor alana.
Kılıçdaroğlu'nun platforma çıkışıyla gürültü had noktaya ulaşıyor.
"Merhaba Türkiye... Size 'Ağrı'dan, Artvin'den, Hopa'dan selam getirdim..." diyor, alanda coşku sel oluyor.
Artık yüzlerce miting yapmış bir politikacı Kılıçdaroğlu, teklemiyor, yavaşlamıyor, seçim propaganda dönemi boyunca söylediklerinin bir özetini yapıyor.
Kazlıçeşme'de tüm partilerin en çok önem verdiği İstanbul seçmenine aslında tüm söylediklerini özetleyerek tekrar ediyor ve bir anlamda yüzyüze , birebir seçmenlerine söz veriyor.
Hopa'yı savaş alanına döndüren Erdoğan'ın öfkesidir
Hopa konusunda geri atmadı ve büyük alkış aldı Kılıçdaroğlu örneğin. Şöyle dedi: "Hopa'da olaylar oldu, gazeteciler bana sordu. Ben de 'Her siyasal partinin özgürce propaganda yapmasına izin vermek lazım' dedim. Hopa'yı savaş alanına döndüren Erdoğan'ın öfkesidir. O kadar öfkeli ki ölen emekli öğretmen için bile adını bilmek istemediğini söyledi. Ölen insanın arkasından söz söylenir mi, sitem edilir mi? İmam bile cemaate 'nasıl bilirdiniz' diye sorar. Cemaat 'iyi bilirdik' der. Olayı duyunca emekli öğretmenin ailesini de otobüsten düşen polisin ailesini de aradım."
Aile sigortası ve emekliler
CHP'nin propaganda dönemi boyunca en çok ses getiren projelerini tekrarladı daha sonra. Aile sigortasından, emeklilerin 400-500 lirayla geçinmesine son vereceğinden, emekliye milli gelirden pay verme uygulamasını yeniden başlatacağından, askerliği kısaltacağından söz etti.
Taşeron işçiliği bitireceğiz
İşçiler için de şöyle dedi: "İki milyon taşeron işçi var. Taşeronluk çağdaş köleliktir. Halkın iktidarında size sözümüz var. Taşeronluğu bitireceğiz.
Kitap yazan, yazı kaleme alanı hapse atmayacağız diyerek, son dönemlerde artış gösteren gazeteci tutuklamalarına da değindi. AKP'nin İstanbul'daki rant oyununu bozacağını söyledi.
Ve pankartlar: "Hepimiz eşkıyayız"
Kılıçdaroğlu alandaki pankartlardan birini okuyarak Başbakan Erdoğan'ı bir kez daha televizyonda karşılıklı tartışma programına çağırdı: "Bir pankart diyor ki 'Taksi paran bizden çık Kemal'in karşısına'. Ben uçak parası vermeye de razıyım gelsin bakalım karşıma."
Alanda başka ilgi çekici pankartlar da vardı: "Hepimiz eşkıyayız", "Her iktidar bir gün muhalefeti tadacaktır", "Ampulleri söndürün", "Temeli 1923 olmayanın hedefi 2023 olamaz", "İnsanları AKP'li CHP"li, Kürt, Türk, Alevi, Sünni diye ayırdın. Bölücü Tayyip", "Tayyip Bey güneşi de mi sattınız, yaz gelmiyor".
İDO engelledi iddiası
Alanda insanların aralarında konuştuğu "İDO seferleri iptal etti" dedikodusu, Gürsel Tekin tarafından da doğrulandı. Tekin, bazı ilçe teşkilatlarının kaldırdığı otobüslerine trafik polisleri tarafından keyfi olarak durdurulup, işlem yapıldığını da öne sürdü.
Mitingde kime sorsak "AKP tek başına iktidar olamaz" diyor ve sonra ekliyor "Trafikte daha çok insan var, daha kalabalık olacağız" ya da "Geçen seçimde AKP'ye oy veren bir sürü insan CHP'ye verecek bu kez" diyorlar.
Bazılarının ise ilk söylediği küskünler geri döndü oluyor. Bazılarıysa bu kez sandıkları koruyacaklarını söylüyor hemen. Kendilerinden çok eminler. Ama alanda geçen seçimlerde AKP'ye oy verdiğini söyleyen bulmak güç.
Alanı terk ederken arkamdan hala biri ısrarla daha söylediklerini tekrar ediyor "Taa Maltepe Gülsuyu'dan geldim, şuraya yazıyorum bu kez CHP iktidar. Koalisyon olur ama AKP'yle kimse koalisyon yapmaz" diyor, "Yazacaksın değil mi bunları". (HK)