Ayrıca Eşme'de zehirlenmelerin ardından numune alınan ve içme suyu ihtiyacını karşılamak için kullanılan bir su kuyusunda arsenik olduğu tespit edilince kuyu Eşme Kaymakamlığınca kapatıldı.
Elele Hareketi Dönem Sözcüsü ve İzmir Barosu'ndan avukat Arif Ali Cangı:Asıl sorun Sağlık Bakanlığının bir kaza anında hiçbir acil eylem planı olmaması. Böyle bir ortamda nasıl maden açılır? Soruşturmalar tamamlanınca suçlar kesinleşecek. Uşak Valisi, Sağlık Bakanlığı, Eşme Kaymakamı ve belediye sorumludur. On avukat Uşak, Eşme ve Ulubey Savcılıklarına başvuruda bulundular.
İnay Köylüleri siyasilere "Verdiğiniz izinler kamu yararına aykırı, mahkeme kararları bunu söylüyor. İnsan yaşamı bu kadar ucuz mu? Madenin kapatılması için ölümleri mi beliyorsunuz?" diye sesleniyor.
Eşme Kaymakamlığı tahlili engellemek istemişti
Eşme ve civar köylerde yaşayan yaklaşık bin kişi 27 Haziran Salı gecesinden itibaren "şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, nefes almakta zorlanma, bacaklarda ve kollarda uyuşma, ishal vb.." şikayetlerle sağlık merkezlerine başvurmuşlardı.
Zehirlenmelerin nedeni olarak Eşme Belediye Başkanı Ahmet Yıldırım "klorlanmayan içme suyunu" göstermişti.
Eşmeli hastaların istemleri üzerine Elele Hareketi'nden uzman kişiler tarafından 29 Haziran Perşembe ve 30 Haziran Cuma günleri bazı hastalardan kan örnekleri alınmıştı.
Ancak Eşme Kaymakamlığı sekiz tüp kana el koymuştu. Sekiz tüp kanın dışındaki toplam dokuz kişiye ait kan örneklerinde siyanür tahlili yaptırıldı.
"Tahlil sonucu: Kanda siyanür var üstelik bu azalmış hali"
Avukat Cangı ellerindeki rapora göre alınan kan örneklerinde siyanür çıktığını söyledi. Cangı "Yüzde 0.18 miligram litreden yüzde 0.64 miligram litreye kadar siyanür miktarı artıyor. Bunlar aslında yüksek rakamlar" dedi.
Sonuçlar şöyle:
"Mahmut Kulalı 0.30 mg/L, Halil Kaya 0.18 mg/L, Hulusi Ada 0.64 mg/L, Tayyip Ada 0.24 mg/L, Ali Ender Sercan 0.54 mg/L, Gizem Özkan 0.25 mg/L, Sinem Özkan 0.18 mg/L, Yağmur Elifcan Yıldırım 0.25 mg/L, Halime Erhat: 0.22 mg/L"
Ancak Cangı durumun daha da tehlikeli olabileceğini söylüyor:
"Şikayetler 27 Haziran'da başladı. Ancak kan alım tarihi 30 Haziran. Siyanürün vücuda alındıktan 2.7 gün sonra alındığı miktarın yarısına kadar azaldığı göz önünde bulundurulduğunda kan örnekleri etkilenme sonrası alınmış olsaydı siyanür düzeyi çok daha yüksek olacaktı."
Cangı'ya göre en önemli ihmalkarlık Sağlık Bakanlığı'nın. Sağlık Bakanlığı'nın geçen hafta açılış töreni yapılan ve 6 Nisan 2006 tarihinden itibaren faaliyet gösteren ve deneme üretime geçen Kışladağ Altın Madeni ve Kimya Tesisinden kaynaklanabilecek siyanür zehirlenmelerinin saptanması ve tedavisi için hazırlanmış bir acil eylem planı yok. Tahlil yaptırmak için bölgede laboratuar bile yok.
Davalar, soruşturmalar sürüyor
Gelecek hafta içinde konuyla ilgili dava açacaklarını söyleyen Cangı "Davalar sürerken madenin açılması zaten kabul edilebilir değil. Kesin olarak tespit edilmesi halinde Valilik, Kaymakamlık, Sağlık Bakanlığı görevi ihmal suçunu işlemiş oluyor" dedi.
Cangı "Ayrıca on avukat Uşak, Eşme ve Ulubey Savcılıklarına başvuruda bulundular. Soruşturmalara netleştiğinde suç oluşturan fiiller de ortaya çıkmış olacak" dedi.
Cangı kesinleşecek sonuçlar üzerinden Türk Ceza Kanunu uyarınca sorumlulara bir çok maddeyle soruşturma açılabileceğini ifade etti. Yasanın ilgili maddeleri başlıkları şöyle:
"Çevreyi kasten kirletme, çevrenin taksirle kirletilmesi, sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, imar kirliliğine neden olma"
Tahlil sonuçlarıyla örtüşen bir çok bulgunun olduğunu söyleyen Cangı, "Açık işletmelerde siyanürün yaz aylarında havaya karışması mümkün. Yağmur ve şiddetli rüzgarla zehirlenmelerin görüldüğü mekanlar arasında birebir bağlantı var. Zehirlenmeler rüzgarın ardında kalan yerlerde görülmezken rüzgarın madenden alacağı siyanürlü havayı önüne katarak ilerlediği Eşme'de görülüyor." dedi
Cangı, Uşak Valisi Ayhan Kavas'ın kan tahlili yapmak isteyen Türk Tabipleri Birliği (TTB) heyeti için "hurafelerle doldurularak eline şırınga almış bir iki hekim" sözleriyle Kışladağ Altın Madeninin açılışını yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in "Madene karşı çıkanlar bir avuç çapulcu" sözlerine "Çapulcunun sözlük karşılığı yağmacı, talancı demek. Kim talancı, kim yağmacı?" diyerek tepki gösteriyor.
İnay Köylüleri: Kapatın artık madeni
İnay Köyü Vicdan Hareketi bugün konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Baın açıklamasını hareket adına okuyan avukat Tahsin Köse "Tehlikenin boyutu sadece kanda siyanür çıkmasıyla sınırlı değil" dedi.
Köse, 18 Temmuz 2006 günü Eşme belediyesinin madene 5-6 km mesafedeki Kolankaya köyü yakınlarındaki içme suyu kuyusunda yüksek oranda arsenik tespit edildiğinden bu kuyu kapatıldığını, madenin bir ay önce çalışmaya başladığını, bu süre içinde bu kadar zarar meydana geldiğine göre 17 yıl boyunca meydana gelecek zararların çok yüksek boyutlarda olacağını söyledi.
"Bu madene izin verenlere,açanlara sesleniyoruz. İnsan yaşamı bu kadar ucuz mu? Sizler başka dünyada mı yaşıyorsunuz? Siyanür sizleri ve çocuklarınızı etkilemeyecek mi? İllaki binlerce insanın hastalanması ,ölmesi mi gerekiyor?"
Verilen izinlerin kamu yararına aykırı olduğunun mahkemelerce de ispatlandığını söyleyen Köse, "Anayasa'nın 138.maddesi yasama, yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır, Bunların yerine getirilmesini geciktiremez" Devleti göreve çağırıyoruz. Maden derhal kapatılsın" diyor.
Belediye Başkanı: Arsenik kuyusunu tedbir amacıyla kapattık
Eşme Belediye Başkanı Ahmet Yıldırım bugün konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Yıldırım "Arsenik çıkan içme suyu kuyusunu tedbir amacıyla kapattık, sudaki arsenik oranı 0.05 ve halka zarar verecek seviyede değil. Arsenik oranı TSE oranları seviyesindedir" dedi. (EZÖ)
TCK'da ilgili maddeler ne diyor?
Çevreye Karşı Suçlar- Çevrenin kasten kirletilmesi
* Madde 181.- (1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi hâlinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Çevrenin taksirle kirletilmesi
* Madde 182.- (1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması hâlinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İmar kirliliğine neden olma
Madde 184. - (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi
Madde 280. - (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
Madde 281. - (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.