Şiddete Son Platformu, yazılı bir açıklamayla sığınaklara yönelik hazırlanan "Kadın Konukevleri Yönetmeliği"nin aceleyle çıkarılmaya çalışılmasına tepki gösterdi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na yönetmelikle ilgili sorularını yöneltti.
Kadın örgütleri, Şubat ayında bakanlıkla yapılan toplantılardan sonra yönetmeliğin içeriğini Nisan'ın ilk haftası basından öğrenmişti. Aynı durumu Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı sürecinde de yaşayan kadın örgütleri, 4-6 Nisan'da yapılan Sığınmaevleri Çalışma Grubu Toplantısı'na beş gün içinde hazırlanmaları istenince şiddetle mücadele açısından oldukça önemli olan bir konuya ilişkin bu kadar kısa bir zamanda görüş istenmesi ve yönetmeliğin hazırlık sürecine kadın örgütlerinin katılımının sınırlı olmasını eleştirdi.
242 kadın örgütünün imzası bulunan, Şiddete Son Platformu adına yapılan açıklama şöyle:
"Yaklaşık 20 yıllık bir süre içinde gerek sığınak, gerekse dayanışma merkezi yürüterek edinmiş olduğumuz deneyimlere dayalı olarak vurgulamak isteriz ki;
"Dediğim dedik' bir tutum sergilenmesi, yönetmeliğin uygulamaların sorunlarını giderecek düzenlemeler içermemesi, bunun için yeterince tartışılmaması, kadına karşı şiddetle mücadele hedefini ciddi biçimde gölgelemektedir.
"Bizler, şiddete uğrayan kadınlar ve çocuklarıyla her gün yüzyüze gelen ve dayanışan 242 kadın örgütlenmesi olarak yönetmeliğin uluslararası standartlara uygun şekilde çıkarılmasını çok önemli buluyoruz. Bu konuda Bakanlığın çalışmalarına destek vermeye hazırız. Ancak yasanın çıkarılması sürecinde yaşadığımız deneyimi de göz önünde bulundurarak bu yönetmeliğin çerçevesi ile ilgili bilgi edinmeye ihtiyacımız var.
"Bu bakımdan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na aşağıdaki sorularımızı iletiyoruz:
1. Bakanlığınızın orta ve uzun vadeli olarak şiddetin kaynağında yatan eşitsizliklere karşı mücadele konusundaki hedefleri nelerdir?
2. Sığınaklar, kadınların şiddetten uzak yeni yaşamlar kurabilmelerinin en önemli araçlarıdır. Sığınak görevlilerinin arabuluculuk yaptıkları, bu yüzden kadınların yaralanıp öldürüldüğü, kadınların davranışlarının sorgulandığı, ayrımcılığa uğradıkları, iş, kreş, okul, kalacak yer sorunları çözülemediği, şiddet yaşanan eve döndükleri pek çok uygulamada görülmüştür. Hazırlanacak yönetmelikte bu sorunların çözümüne yönelik somut hangi adımlar olacaktır, bu adımların uygulanabilmesi için ne kadar bütçe ayrılacaktır?
3. Sığınaklarda kadın ve çocuklarının güçlenmelerine olanak yaratacak bir işleyişin yerleştirilmesi biz kadın örgütlenmelerinin vazgeçilmezleri arasındadır. Bu bakımdan güvenliği gerekçe gösterip sığınaktaki tüm kadınların özgürlüklerini alabildiğine sınırlayan, telefon kullandırmayan, giriş çıkış saatlerini kısıtlayan bir işte çalışmalarına olanak tanımayan, çocukları göz önüne almayan yaklaşımların önünün kesilmesi zorunludur. Yönetmelikte bunları önlemeye dönük düzenlemelere yer verilmekte midir?
4. Türkiye'de onlarca il ve ilçede örgütlenmiş olan ve şiddete uğrayan kadınlara danışma merkezi hizmeti de veren Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) kapatılması çok önemli bir boşluk doğurmuştur. Sığınaklar, danışma merkezleri olmadan yürütülemez. Sığınakta kalmak istemeyen, koruma emri çıkaran ya da sadece danışmak isteyen kadınların durumu ne olacaktır?
Şiddet, kadın cinayetlerinin ötesinde toplumdaki kadınların büyük bir bölümünü etkilemektedir. Bu nedenle kadına karşı şiddetle mücadele sığınakların yanı sıra kadın ve çocuklara bu konuda destek veren danışma merkezlerinin de yeterli sayıda ve donanımda olmasını gerektirmektedir. Yerel yönetimlerin bu konuda yeterli duyarlılığı göstermediği, Belediyeler Yasası'ndaki boşluk bilinmektedir. Bu nedenle SHÇEK birimlerinin belirsizliğe terk edilmesi ŞÖİM gibi (Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri) henüz şekillenmemiş kurumlara yüklenecek misyonu artıracak, işlevsiz kalmasına yol açacaktır. Onlarca il ve ilçede örgütlenmiş, bu alanda deneyimli personele de sahip olan SHÇEK'lere bağlı birimler, kadına karşı şiddetle mücadelede bundan sonrası bakımından nasıl bir rol oynayacaktır?
5. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) kadın hareketinin mücadelesi sonucu oluşmuş, yasaların ve çeşitli kurumsal uygulamaların toplumsal cinsiyete dayalı bir bakış açısı ile yürütülmesi hedefini sağlamaya yönelik bir kurumdur. Kadına karşı şiddetle mücadelede işlevli hale getirilmesi düşünülmekte midir?
6. Türkiye'de sığınak faaliyetleri, SHÇEK ve belediyeler bünyesinde, ayrıca kadın örgütlenmeleri tarafından yürütülmektedir. Ortak ilkelerin belirlenmesi zorunludur. Ancak bu alanda bilgi ve deneyime sahip kadın örgütlenmelerinin de tıpkı dünya örneklerinde olduğu gibi sığınak yürütebilmelerine olanak tanımak gerekmektedir. Yönetmeliğe ortak ilkelerin dışında kadın örgütlenmelerinin gerçekleştiremeyeceği yükümlülükler koymak bizler tarafından yürütülecek sığınakların her an kapatılma riskiyle karşı karşıya kalmasına yol açabilecektir. Yönetmeliğin genel ilkelerle birlikte kadın örgütlenmelerinin sığınak faaliyetlerinin önünü açan bir esnekliğe sahip olması öngörülmüş müdür? (ÇT)
----
(* Sığınmaevleri Yönetmeliği Değişiyor 2 Nisan 2012)