İsveç siyasi tarihinde ve sosyal demokrat partinin kendi öz geçmişinde ilk defa Bir Yabancı böyle bir örgütün başkanlığına getiriliyor.
Nalin Baksi Pekgülun Sosyal Demokrat Parti Kadın Örgütü başkanlığı bütün kuzey İskandinav medyasında günlerdir en önemli haberleri arasında yer alıyor. Sosyal demokratlar bile gelişmeyi bir devrim olarak niteledi.
Bu bizim tarihimizde ve yabancıların Avrupa siyasi tarihinde, bir dönüm noktası, bir devrimdir yorumları İskandinav Avrupadaki önemli entelektüeller, yazarlar, siyasi eleştirmenler, diğer partiler ve nihayetinde İsveç halkının görüşleri günlerdir özellikle radyo ve televizyonlarda hala yer buluyor.
Pekgül´un seçimi neden önemli?
Her şeyden önce Nalin Baksi Pekgül bir yabancı. İsveçde ilk defa bir yabancı bir siyasi partinin en üst düzeydeki pozisyonlarından birine seçiliyor. Üstelik partinin başkanı, İsveçin başbakanı Göran Persson ile yıldızlarının pek barışık olmamasına rağmen.
Bu seçim halk, entelektüeller ve diğer partiler tarafından sosyal demokrat partinin kadınlarının başkanları Göran Perssonun zaman zaman bazı uygulamalarda su yüzüne çıkan anti demokrat tutumuna bir cevap ciddi bir uyarı mı acaba (?) şeklinde yorumlandı.
İsveç demokrasisi bütün dünyada hatta Avrupa da bile örnek alınan siyasi sistemlerin en başında gelir. Nalin Baksi Pekgül parti içerinde İsveç sosyal demokrat başbakana en sert eleştirilerde bulunanların nerdeyse başında geliyor.
Aday olmamıştı
Başbakan Göran Persson ile hükümetin birçok programında ve parti içi çalışmalarda görüş ayrılığı olduğu bilinen Nalin Baksi Pekgul bu yeni hükümet döneminde dönem kendi isteği ile milletvekilliğine adaylığını koymamıştı.
Yabancıların geldikleri Avrupa ülkelerinin yüksek yaşam standartlarından belli bir oranda yararlanarak, kendi hayat şartlarını daha iyileştirdikleri bilinir. Bu büyük bir oranda doğrudur.
Tabi ne şartlarda, nasıl bu pek sorgu ya da merak konusu değildir aslında. Türkiye ve benzeri ülkelerde dışarıya politik ve ekonomik sebeplerle göç veren coğrafyanın insanlarının çok azı bu yaşam mücadelesinin çok ağır şartlarda gerçekleştiğini bilir.
Dezavantajdan avantaj
Bu mücadele nispeten diğer Avrupa ülkelerine nazaran İskandinav ülkelerinde daha hafiftir diye bilinir. Ama göçmenseniz sonuçta bu ülkelerde de ikinci sınıf vatandaşsınız her ne kadar uygulamada bu böyle görünmezse bile.
Ve üstelik cinsiyetiniz kadın ise burada bile ikinci sınıf vatandaşsınız. Burada kadınlar kanunen hala erkeklerden yüzde 20 az maaş alıyor. .
Yabancılar arasında büyük bir sevinç yaratan gelişmeyi İskandinav basını Nalin Baksi Pekgül, en önemli iki dezavantajı ciddi bir şekilde kendi politik kariyeri ve temsil ettiği yurttaşların geleceği için avantaja çevirmeyi çok iyi başardı diye yorumladı.
Önce gençlik kolları başkanı
Nalin Baksi ve ailesi Türkiye´den politik sebeplerle göç eden bir Kurt mülteci aile. Kendi yaşadığı coğrafyada ikinci sınıf vatandaş muamelesini fazlasıyla yaşayan bir aileye sahip.
Sanıyorum bu konuda oldukça bileylenmiş ki böyle bir ülkede ikinci sınıf vatandaş olmak duygusunu yeni tadan, siyasi örgütlerde çalışan diğer yabancılar arasından kıvrak zekası, bilgisi ve çalışkanlığı ile derhal sıyrılmış.
Tabi ki bu başarısının ardında sadece geçmişe ilişkin tecrübeleri değil, Nalin Baksi Pekgül henüz çocuk yaşta girdiği Sosyal Demokrat Partiinin yapısını çok iyi biliyor. Önce gençlik kollarında başkanlığa yükseldi, daha sonra iki dönem Sosyal Demokrat Partinin Stockholm bölgesinden milletvekili olarak görev yaptı. Geçtiğimiz dönem ise kendi isteği ile milletvekilliğine adaylığını koymadı. Ama parti içinde çalışmalarına devam etti.
Nalin Baksi Pekgül, sosyal demokrat hükümetin uygulamaya soktuğu programlarda bir politikacı değil, hükümete soru soran bir işçi, sıradan bir vatandaş gibi yaklaşıyor. Yaşam tarzı ve olaylara ilişkin tavrı hiç bir zaman tabandan kopuk değil. Dolayısıyla bütün çevrelerce daima ilginç ve başarılı bulunuyor. (SN/NM)