Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, 18 Mayıs'ta Ankara'da Sanayide Yeni Teşvik Sistemi ve Ulusal İstihdam Stratejisi Taslağı ışığında kadınlara biçilen rollerin değerlendirildiği bir toplantı düzenledi.
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gülay Toksöz'un konuyla ilgili sunuş yaptığı toplantıda farklı şehirlerden yaklaşık 60 katılımcı yer aldı. Sunumda ulusal istihdam strateji belgesi ile yatırım teşvik sisteminin getirdiği yeni düzenlemeler açıklanarak bu düzenlemelerin kadın istihdamının artmasını sağlayıp sağlayamayacağı sorgulandı.
Kadın istihdamının arttırılması için "mucizevi çözümler" olarak sunulan esnek istihdam biçimlerinin (kısmi zamanlı çalışma, belirli süreli çalışma, özel istihdam büroları üzerinden geçici çalışma vb.) kadınların ve gençlerin istihdama katılımı açısından yeni sorunlar yaratacağının altı çizildi. Taslakta "güvenceli esneklik" olarak çevrilen; ama KEİG platformunun "esnek güvence" demeyi tercih ettiği "flexicurity" kavramının, esnek çalışmanın tüm biçimlerini yasal hale getirdiği ve sosyal güvencenin de buna uygun şekilde düzenlendiği tartışıldı. Yeni düzenlemelerle, emekli olmak ve sağlık hizmet almak için esnek çalışanların çalışmadıkları süreleri kendilerinin ödemek zorunda kalmasından, iş yasalarıyla korunan iş güvencesinin de böylelikle ortadan kaldırılmasından bahsedildi.
Kadın istihdamını arttırmak üzere geliştirilen mesleki eğitim, teşvik gibi düzenlemelerin emek piyasasında ve çalışma hayatında varolan toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üreteceği ifade edildi. Toksöz, kadın istihdamının artmasının tüm sektörlerde "kadın işi" ayırımının ortadan kalkacağı şekilde yapılandırılmadığını, sadece ucuz işgücü olarak kadın emeğinin görüldüğünü söyledi. "Çocuk, yaşlı, engelli bakımı gibi hizmet alanlarının hem istihdam yaratma kapasitesi, hem de kadınların işgücüne katılımını kolaylaştırması vurgulanmalıdır" diye konuştu. Ayrıca çocuklar, yaşlılar, engelliler gibi bağımlı kesimler arasındaki eşitsizliklerin bertaraf edilmesi konusundaki önemli toplumsal çıktıları nedeniyle, bu alanların öncelikli hale getirilmesi gerektiğine işaret edildi.
Toksöz, "Kadınların özgürleşmesinin ve kadın erkek eşitliğine ulaşmanın yolu insana yakışır işler yaratan makroekonomik politikalardan, ev içi bakım yükünün aileler ve kamu, erkekler ve kadınlar arasında eşit dağılımını sağlayan düzenlemelerden geçer" dedi.
Toksöz'un sunuşunun ardından salondaki, devlet kurumları, işveren ve işçi konfederasyonları ve meslek odalarından, İLO (Uluslararası çalışma örgütü) ve kadın örgütlerinden gelen kadınlar katkı ve eleştirilerini dile getirdiler. Konuşmalar ağırlıklı olarak esnek çalışma biçimleri ve sosyal güvence odaklı olarak gerçekleşti.
Düzenlemelerle getirilen esnek çalışma modellerinin kadınlar için dezavantaj yarattığı ve sosyal güvence altında sürekli bir erkek koruması olmaksızın sağlanamadığı üzerinde duruldu. Kadınların zaten daha çok istihdam edildikleri alanlarda mesleki eğitim aldıkları belirtildi. Mesleki eğitimin kadınların daha iyi işler bulması için işlevsel olup olmadığı sorgulandı. Özellikle teşvik sisteminin altıncı bölgede Çin, Pakistan, Endonezya gibi ülkelerle rekabet edilebilir şartları oluşturmaya yönelik olduğunun altı çizilerek bu derece ucuz ve kötü şartlardaki bir çalışmanın kadınların çalışmasının ne derece olumlu etkiler yaratacağının da tartışmaya açık olduğu belirtildi.
Kadın emeğinin niteliğinin arttırılmasına yönelik projelerin yine esnek çalışma ilişkileri üzerine kurulu olması eleştirilerek, kadın istihdamının önemli kısmının kayıtdışı ve esnek olduğunun altı çizildi. Kadınların istihdamının insana yaraşır olmayan standartlarda arttırılmasının kabul edilemez görüldüğü ve "nasıl olursa olsun yeter ki kadın istihdamı artsın" denilemeyeceği bildirildi.
Yüksek nitelikli işlerde çalışan kadınların da düşük nitelikli işlerde çalışan kadınlara benzer koşullarda ve ayrımcılık uygulamalarıyla karşılaştıkları da belirtildi. Organize Sanayi Bölgeleri ve sanayi sitelerinde kreş ve bakım hizmetinin sağlanmasının da kadın istihdamını arttırmada önemli bir adım olduğu ifade edildi. Kadınların çalışma yaşamında teknik ve mali işlerden dışlandığı, eşlerinin çalışması durumunda sigorta yapılmaksınız çalıştırıldığı, iş yerinde erkeklerden daha fazla şiddete maruz kaldıkları da hatırlatılarak, teşvik sistemi paketi ile istihdam strateji taslağının bu sorun alanlarını pekiştirebileceği söylendi.
Yeni iş alanları olarak görülen ve teşvik edilen bilişim gibi yeni sektörlerde de henüz yapılanma aşamasındayken kadın erkek çalışan ayrımcılığının önüne geçilebileceği bir sürecin oluşturulabileceğine dikkat çekildi. Kadınların eğitim sürecindeki başarılarına rağmen ileri teknoloji gerektiren alanlarda istihdam edilmediği de vurgulanarak, kamuda dahi kadın istihdamının düşmeye başladığı ifade edildi. Ancak taslakta kadın istihdamına yönelik özel tedbirlerin ve planların somut olarak yer almadığı da hatırlatıldı. (ÇT)