Yeşiller kadınların aktif yönetime geçtiği yeşil bir dünya düşlediklerini açıkladılar.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi "Bu 8 Mart'ta yine erkek egemen sistemin neden olduğu ihlallere karşı, militarizme ve savaşlara karşı bir kez daha yaşasın kadın dayanışması" diyor.
Ankaralı Feministlerse bu gece (8 Mart) kadınları sokağa çıkmaya çağırdı.
"Geceler de bizim sokaklar da!"
Ankaralı feministler grubu "Geceleri Sokakları da istiyoruz" talebiyle bu gece saat 23:00'de Yüksel Caddesi, İnsan Hakları Anıtı önünde buluşuyor.
"Gece vardiyasına kalan kadınlar, gece çalışan seks işçisi kadınlar, travesti ve transseksüeller, gece yurtlarına dönmek isteyen öğrenciler, gece eğlenmeye çıkan, gece perdelerinin ardında daralıp sokakta tek başına amaçsızca yürümek isteyen kadınlar, gece evde kavga ettikten sonra kapıyı çarpıp sokağa çıkmak isteyen kadınlar sokakta kimseyi rahatsız etmiyor, kimseyi taciz etmiyor, kimseyi dehşete düşürmüyor."
Ankaralı feministler kadınlar olarak geceleri kansız ve gözyaşı dökmeksizin yaşamak istediklerini söyleyerek eylemlerine çağrı yaptılar.
İHD: Bu 8 Mart'ta da yaşamın her alanında erkek egemenliği sürüyor
İHD İstanbul Şubesi Bu 8 Mart'a da yine, tüm dünyada ve Türkiye'de erkek egemen sistemin neden olduğu kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet uygulamalarının ve savaşın gölgesinde girildiğini hatırlattı.
"Militarizm, kadınları mağdur etmeyi sürdürüyor. Savaş zamanlarında işgal altındaki ülke kadınları, işgalci kuvvetlerin tecavüzlerine de maruz kalıyorlar. Gözaltında, cezaevinde, işkencede cinsel taciz ve tecavüz davaları caydırıcı nitelikte görülmüyor. Suçlular ya çok az cezaya çarptırılıyor ya da "zaman aşımı" gerekçesiyle ceza bile almıyor."
İHD'nin 8 Mart kadın gündemine ilişkin dikkat çektiği diğer konular şöyle:
* Görülmeyen ev içi emek sayesinde sistem, kendisini var edecek olan yenilenmiş iş gücüne her gün yeniden sahip olabiliyor. Devlet kendi görevi olan bakıma muhtaç hasta, yaşlı ve sakatların bakımını kadının üzerine yüklüyor.
* Eğitim konusunda aileleri tarafından erkek çocuklara öncelik tanınıyor.Namus cinayetlerinde, gencecik kadınlar yakınları tarafından öldürülüyor. Ev içi şiddet bütün hızıyla sürüyor. Binlerce kişinin gözleri önünde kadınlar sokakta tacize uğruyor. Evde, işte, sokakta, siyasette, erkek egemenliği varlığını pervasızca sürdürüyor.
10 Aralık: Kadın kotası yetmez, fermuar ve boş koltuk uygulaması da lazım
10 Aralık Hareketi Girişim Kurulu üyesi S.Nazik Işık yaptığı yazılı açıklamada kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerinin destekçisi olduklarını açıkladı ve "İnsanca, eşit ve özgür bir siyaset için kadın kotası yetmez; fermuar sistemi ve boş koltuk uygulaması da olmalı, yüzde 10 barajı kalkmalı, hazine yardımından kadın kolları doğrudan yararlanmalı" dedi.
"'Ana-bacı', 'anaların ayakları altındaki cennet' ,'bir dahaki seçimde kadınlara daha çok yer vereceğiz' sözleri, kadınların taleplerini bir başka bahara bırakmaktan öte bir anlam taşımadı, taşımayacak" diyen Işık namus/töre cinayeti bahaneli kadın katli, aile içi şiddet, hamilelik, doğum, loğusalık hastalıkları ya da doğduğu günden itibaren eşitsiz beslenme gibi nedenlerle erken dürülmüş milyonlarca kız çocuğu ve kadını andıklarını açıkladı.
ŞPO:Büyüyen kentlerin kadını ezmesine karşıyız
ŞPO, kamusal mekanların kullanımının özel mekana sıkıştırılmış kadınlar için de tasarlandığının hatırlandığı, her kentli gibi kadının da güvenli bir biçimde kentte dolaşabildiği, küreselleşen kentlerde kadın emeğinin sömürülmediği ve her geçen gün büyüyen kentlerin kadınları ezmesine izin vermeyen bir siyasal ve toplumsal anlayışının oluşmasını desteklediklerini açıkladı.
DİSK: Şiddete, ayrımcılığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe hayır
DİSK Genel Sekreter yardımcısı Perihan Sarı tüm dünyada mültecilerin yüzde 80'inini kadınların oluşturduğunu, her üç kadından birinin şiddete, beş kadından birinin de tecavüze uğradığını, yoksulluğun kadınlaştığını 1,5 milyar yoksul kişinin yüzde 70'ini kadınların oluşturduğunu, işin yüzde 60'ını kadınların yüklendiğini ancak toplam gelirin yüzde 10'una, mal varlığınınsa yüzde birine sahip olduklarını söyledi.
Türkiye'deyse okur yazar olmayan 7.5 milyonunun 6 milyonunu kız çocukları ve kadınlar oluşturuyor. Dört kadından birinin okuma yazması yok.Nüfusun yarını oluşturan kadınların TBMM'de temsili yüzde 4.4, yerel yönetimde binde beş.Kadınların geliri erkeklerin gelirinden yüzde 40 daha az.
Sarıoğlu liberal politikalar sonucu çoğunlukla nesne olarak görüldüğünü, kadının özne olarak yer aldığı çalışma yaşamında ise emeğinin metalaştırıldığını söyledi.
Yeşiller: Ayrımcılığın sona erdiği bir yeşil bir dünya istiyoruz
Kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin sona ermesi için sadece yasal değişikliklerin yapılmasının yeterli olmadığı düşünen Yeşiller "Çünkü kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet, erkek egemen anlayıştan kaynaklanan, geleneklerle, yasalarla, algılayışlarla beslenen bir olgu" diyor.
Toplumun her bireyinin, devletin en üst düzeyinden, eğitim kurumlarına, sivil toplum örgütlerinden tek tek bireylere büyük sorumluluk düştüğünün altını çize Yeşiller bunun en önemli yollarından birinin kadının politika sahnesinde yer almasının sağlanması için başta pozitif ayrımcılık olmak üzere, seçimlerde kadın kotalarının konulması gerekliliğini savunuyor.
"Düşümüz, evde, sokakta, işyerinde, toplumda ve devletin elinde, hem savaşta hem barışta kadınların karşı karşıya kaldığı şiddetin ve kadına yönelik ayrımcılığın sona erdiği bir yeşil bir dünya."
Cinsel Tıp Enstitüsü :Kadınlar kendilerini cinsel anlamda ifade edemiyor
İnsan hakları ve bunun önemli bir parçasını teşkil eden kadın haklarının tüm sivil toplum örgütleri tarafından savunulması gerektiğini söyleyen CTE Başkanı Dr.A.Cem Keçe, "Ülkemizde cinsel sorunların varlığının artarak devam etmesinde ve pekişmesinde kadınların toplumsal hayat alanlarında yeterince kendilerini ifade etme sorunu yaşamalarının önemli bir yeri vardır" diyerek eleştirdi.
Keçe "Kadınların ağırlığının olmadığı demokrasiler nasıl topalsa; kadının kendini ifade etmesinin ayıp, yasak ve kötü algılandığı cinsellik de topaldır, sorunludur. Bu nedenle kadınların daha çok kendini cinsel anlamda ifade etmelidir" dedi. (EZÖ)