Sivil Toplumla Diyalog toplantılarının ikincisi, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın daveti üzerine Türkiye'nin dört bir yanından beş yüzü aşkın sivil toplum kuruluşu mensubu kadının katılımıyla, Ankara Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonunda, gerçekleştirildi.
Pierini'den stk'lere destek mesajı
AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Marc Pierini , "Bir parti yada grubun değil, toplumun tümünün özellikle stk'lerin katılımını önemsiyoruz ve bu nedenle siyasi ve finansal açıdan stk'leri destekliyoruz." dedi.
"Toplumsal cinsiyet ve kadına şiddet konusunda bizim de sorunlarımız devam ediyor, yasalar değil zihniyet değişmelidir. Bugün, toplumsal cinsiyet yada eğitim konusunda, hükümet yada bizim tarafımızdan ahkam kesilmeyecek, bir şeyler empoze edilmeyecek, sizleri dinleyeceğiz."
Panelistler, Güldal Akşit moderatörlüğünde, Selma Acuner, Aslı Aydıntaşbaş, Canan Güllü, Gülseren Onanç ve Hümeyra Şahin, konuşmalarını yaptıktan sonra AB Mali Yardımları ve Kadın Projelerini İnci Ataç Rösch, Muhsin Altun ve Rana Kasaboğlu anlattılar.
"Devlet-üniversite-stk işbirliğiönemli"
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Akşit şöyle konuştu:
"Bu komisyonun ilk başkanı olmaktan gurur duyuyorum, diğer ülkelerin kadın hakları konusunda yaptıklarından hükümeti haberdar etmek, kamuoyunu bilgilendirmek, organizasyonlar yapmak, şiddeti ve sorunlarımızı görünür kılmak bizim görevimiz. Devlet-üniversite-stk işbirliği çok önemli. Cinsler arası eşitliği sağlamak sadece kadınların değil, erkeklerin ve demokrasinin sorunudur."
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, CEDAW, Pekin Deklarasyonu ve AB Müzakere süreci, parlamentoda yeni kurulan komisyonun AB sürecinde Türkiye'yi daha özgür, daha demokratik yapacağını söyledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış şunları ifade etti:
"Fransa ve İsviçre'den önce kadına seçme ve seçilme hakkı verilen ülkemizde, artık karar mekanizmalarında daha fazla kadının yer aldığını görmekteyiz. Töre ve namus cinayetlerine müebbet, azmettiricilerine de ceza verilmesi kabul edildi. Engelli çocukların ödemeleri artık annelerine yapılıyor."
AİHM'in cezasını haksız bulduklarını, kadının 'zarafetiyle ve annelik bilgeliği' ile pek çok şeyi değiştirdiğini, AB ile randevuda toplumun hazır olması gerektiğini söyleyen Bağış, stk'lerin seslerini yükseltmesini beklediklerini, Türkiye'nin kendini tanıttıkça sürecin düzeleceğini dile getirdi.
"Değişim var ama dönüşüm yok"
Panelde katılımcılara AB sürecinde neler yapılabileceği soruldu.
Ortak dile getirilen sorunlar içinde "Ülkede değişim olsa da dönüşüm olmadığı, bunun için de kadınlara ihtiyaç olduğu, nüfusun 50 bin olduğu yerlerde sığınma evi olması gerekirken hâlâ olamadığı , gece eşinden şiddet görerek karakola sığınan kadından nüfus kağıdı istendiği" vardı.
Bağış'ın ve Akşit'in tersine izleyiciler AİHM kararını doğru bulduklarını ifade ettiler.
"Türkiye kadını şiddetten korumayan bir ülke, eğitimden önce kararlı bir siyasi iktidara ihtiyaç var. Yerelde de kadın örgütlerine destek olan, 'aileden önce birey' diyen bir hükümet gerek. Yapılanları değil yapılamayanları konuşmak lazım."
Bakan Bağış, Sivil Toplum ve İletişim Dairesi kurulacağını ve sürece katılmaya çalışacağını söyledi.
"STK'ler devleti eleştirebilen kurumlardır"
Panelistlerden Acuner, AB Teşkilat Yasası hazırlanırken kadın birimi de açılırsa, kadına dair bir araştırma yaparken , Çalışma Bakanlığı, Dışişleri bakanlığı, KGSM, DPT vs. taraması gerekmeden aynı şemsiye altında toplanan bilgiye ulaşılabileceğine işaret etti.
Akşam gazetesinde yazan Aslı Aydıntaşbaş, "Toplantının amacından uzaklaştığını, oysa 'AB fonlarından nasıl yararlanılır, AB kadın kuruluşlarıyla nasıl bağlantı kurulur, Brüksel'e nasıl dahil olunur, STK izleme grubu oluşturularak AB sürecinde nasıl aktif rol oynanır?' sorularının cevaplarını aramak gerektiğini söyledi ve ekledi:
"STK'ler devletin dışında, onu eleştirebilen ve ondan destek alabilen kurumlardır."
Toplantının sonunda katılımcıların ortak izlenimi toplantının bekledikleri kadar verimli geçmemesi oldu. (LŞ/EZÖ)
* Latife Şencan, sosyolog.