Medyanın kadının yaşantısına etkilerinin ele alındığı panelde, kadınların seslerinin çıkmasına izin verilmediği, bu ortamda medyayı yönlendirmenin mümkün olmadığı kaydedildi.
Panele, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve KAzete Yayın Kurulu Üyesi Prof. Dr. Huriye Şükran Kuruoğlu, Kanal D Televizyonu Dobra Dobra programı yapımcısı ve sunucusu Müge Anlı, Birgün Köşe Yazarı, Sendikacı Yaşar Seyman, yazar Meltem Arıkan ve Sabah, Yeniasır ve KAzete Yazarı Seda Kaya Güler katıldı.
Seyman: Artık güçlerin medyası var
KAzete İmtiyaz Sahibi Berrin Delikçi konuşmasında, KAzete'nin 10 yıldır kadınların sorunlarını anlatmak için varolduğunu söyledi.
Yaşar Seyman da, medyada tekelleşmeye dikkati çekerek "Eskiden, biz öğrenciyken, medyanın gücünden, 4. kuvvet oluşundan bahsediliyordu. Şimdi küreselleşmeyle birlikte güçlerin medyası var" saptamasından sonra "Bence bu durumla baş etmenin tek yolu var. Bizim görüşümüzün tam tersi olan düşünceleri, programları, yayınları bile izlemek, hakkında bilgi sahibi olduktan sonra eleştirmek ve değişip dönüştürmek" dedi.
Anlı: Kalitesiz programlar reyting yapıyor
Kanal D yapımcısı ve Dobra Dobra Program sunucusu Müge Anlı ise, toplumdaki çarpıklıkların nedeninin sorgulanması gerektiğini, sorumluluklarını yerine getirmeyen yetkililerin suçu medyanın üzerine atarak kurtulduğunu söyledi.
Anlı kendi yaptığı programları örnek göstererek izleyicilerin daha seçici olmalarını ve bu bağlamda kaliteli program istiyorlarsa kaliteli yayınlara destek vermelerini söyledi.
Güler: Kadınların televizyonu olmalı
Seda Kaya Güler, konuşmasında kadınlara yönelik medya organlarının artması çağrısında bulundu. Kadının ailede sesini duyuramadığını, toplumda sözünü geçiremediğini belirten Güler, kendine ait yayın organlarında sesini duyurması ve sorunlarını rahatça dile getirerek söz sahibi olması gerektiğini vurguladı.
Arıkan: Kadın medyada varolamıyor ki yönlendirsin
Meltem Arıkan, konuşmasında kadının, erkek egemen yaşantıda varolamadığına ve çalışan kadın, anne kadın, eğlenilecek kadın gibi sınıflara sokulmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Arıkan, böyle bir ortamda belli bir sınıfa göre davranmaya çalışan, yaşayan bir kadının, değil medyayı yönlendirmek, kendi hayatı, bedeni üzerinde bile bilinçli bir hakimiyetinin olamadığını ifade etti.(AÖ/TK)