"Bugün sözün bittiği ve eylemin başladığı gün... Bugün öfkemizin, kabullerimizi yendiği gün... Bugün başlayan bu isyan çığlığımız, 25 Kasım'a kadar sürecek bir kampanyanın habercisi."
İzmirli feministler, "Sokağa çık, hayır de! Kadın cinayetlerini engelle!" sloganıyla başlattıkları kampanyayı, İzmir Konak Meydanı'nda, Büyükşehir Belediyesi önünde yaptıkları basın açıklamasında, bu sözlerle duyurdu.
"Cinayetlerden devlet kurumları da sorumlu"
Feminist-İz'den Gülizar Aytekin, yalnızca basına yansıyan haberlere göre, Türkiye'de erkeklerin 2009'da 198 kadın öldürdüğünü belirtti.
Aytekin, "Cinayetlerde İç İşleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Savcılıklar, Mahkemeler, Valilikler, Belediyeler olmak üzere önlem almakla yükümlü tüm devlet kurumlarının sorumluluğu vardır" dedi.
"Bu kurumların yetkileri, sistemi yeniden ürettikleri ve görevlerini yerine getirmedikleri için her kadın ölümünden sorumludurlar" diyen Aytekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Türkiye'de halen 1.5-2 milyon kadına bir sığınmaevi düşüyor. Bin 400'e yakın sığınağa ihtiyaç varken 40'a yakın sığınak var.
- Şiddet mağduru kadınlar için yeterli koruma sağlanmaması, adli makamlara ulaşım konusunda yaşanan sorunlar ve şiddet uygulayanın cezalandırılmaması sistemin kadına şiddeti olağan gören yapısının bir sonucu. Bu durum, kadına yönelik şiddetin devamı için zemin oluşturuyor.
- Kadın cinayetlerine uygulanan haksız tahrik indirimleri ile cinsiyetçi yargı mekanizması kendisini ele veriyor. Sistemin cinsiyetçi yaklaşımı, kot pantolon giydi, alışverişe çıktı ya da sevişmeyi reddetti gibi gerekçeleri, erkekleri provoke eden davranışlar olarak kabul edip, cinayeti işleyenleri haklı bulup cezalarda indirime gidiyor.
- Pek çok kadın, karakolda ciddiye alınmayacağı, şikâyetinden sonuç alamayacağı inancı nedeniyle adli makamlara başvurmuyor.
"Şiddetle barışmayacak, sorumluları göstereceğiz"
"Gazetelerin üçüncü sayfalarına haber malzemesi yapılmayı, katliamın mazur görülmesini, katillerin cezalandırılmamasını kabul etmiyoruz" diyen Aytekin, sorumluların ortaya çıkarılması ve kadınlar öldürülmeden önce önlem alınması için bir araya geldiklerini söyledi.
Aytekin, kampanya hakkında şu bilgileri verdi:
"Bundan sonra hangi ilde bir kadın öldürülürse o ilin Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Balkonlarımıza pankartlar asacağız. Her hafta bir semtte eylem yapacağız. Cinsiyetçi bir dil kullanarak haber yapan basın kuruluşlarını deşifre edeceğiz. 1 Mayıs'tan başlayarak her gün saat 21.00'de sokağa, balkona, pencereye çıkıp bir dakika boyunca düdük öttürecek, kadın cinayetlerine karşı ses çıkaracağız. Biz feministler bu davanın hem şahidi hem davacısı hem de takipçisiyiz. Bu davanın hem sanıklarından hem de azmettirenlerin hesap soracağız. Tüm kadınları; sesimizi çoğaltmaya çağırıyoruz."(BB)