Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) 43. kuruluş yıldönümünde bir grup öğrenci İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsünde, yüksek öğrenimin temel çıkmazlarından sorumlu tuttukları Kurulu protesto etti.
“Yaşamlarımızı kazanmak için YÖK’e ve saraya karşı örgütlü mücadeleyi büyütelim” pankartı arkasında toplanan öğrenciler, "YÖK’e karşı yıllardır nasıl mücadeleyi büyüttüysek YÖK düzeninin yeni saldırılarına karşı da mücadeleyi sürdüreceğiz." dediler .
"YÖK’e karşı yıllardır nasıl mücadeleyi büyüttüysek YÖK düzeninin yeni saldırılarına karşı da mücadeleyi sürdüreceğiz. YÖK’ü kaldıracak özgür, özerk, demokratik üniversite hedefimize birlikte yürüyeceğiz. Bütün bu sorunları çaresiz görmüyoruz. Yolun sonu açık, örgütlü… pic.twitter.com/ZVVc844IEB
— sendika.org (@sendika_org) November 6, 2024
Basın bildirisi
Öğrenciler YÖK’ün 12 Eylül darbe rejimi tarafından "üniversitelerdeki örgütlü mücadeleyi baltalamak ve ortadan kaldırmak için kur[ulduğunu]" hatırlattıkları bildirilerini de basına duyurdular.
Güncel gelişmelerle de ilişkilendirdikleri YÖK değerlendirmesinde "Gelinen noktada YÖK’ün adı[nın] gerilerde kaldı[ğı] ama modeli[nin] siyasi iktidarın belirlediği kayyımlar ile sür[düğünü] söyleyen öğrenciler, AKP iktidarının YÖK'ün varlığını sürüdrmesindeki sorumluluğunu vurguladılar: “YÖK’ü Kaldıracağız” iddiasıyla iktidar olan AKP 22 yıldır YÖK’ün tüm uygulamalarını üniversitelerde baskı ve faşist zihniyetin örgütlenmesinin aracı olarak kullanıyor".
Tekçiliğin aracı olarak YÖK
"Son zamanlarda kayyım atanmayan devlet üniversitesi neredeyse kalmamış durumdadır." diyen öürenciler bu rejimde süre giden öğrenim hayatını şöyle değerlendirdiler: "Tek adamın yarattığı bu tekçilik zihniyeti hayatımızın her yerine sirayet etmektedir.Tek bir görüşe göre yorumlanan müfredat hazırlanıyor, liselerde ÇEDES uygulanıyor.
"Bu da bilimsel olmayan, dışlayıcı ve anadilde eğitimi reddeden sistemi daha da derinleştiriyor. Bilimsel eğitim hakkımızı da anadilde eğitimi de kazanacağız."
"Ekonomik kriz öğrencileri işçiliğe zorluyor"
Bildirilerinde ülkede derinleşen ekonomik krizle birlikte "uçuk rakamlara gel[en] yaşam maliyeti karşısında "öğrencilerin okurken çalışması[nın] artık çok olağan bir durum oldu[ğunu] dile getiren öğrenciler yükasek öğrenimin açmazlarını şöyle sıraladılar:
Açlık sınırı 20 bin, yoksulluk sınırı ise 66 bin liraya kadar yükselmiş durumda. Ekonomik krizin içinde öğrencilerin okurken çalışması artık çok olağan bir durum oldu. Ya 17 bin liraya asgari ücretle tam zamanlı bir işte çalışıp sadece derslere giriyoruz ya da yarı zamanlı bir işte yaklaşık asgari ücretin 3/1 ini alıyoruz. Burslarla geçinmek ise imkansız durumdadır. Daha yeni zamlı burs miktarı açıklanmasa da biz 2024 yılını 2000 TL KYK bursuyla geçirdik. Bu meydan gençliği büyük eylemleriyle, yürüyüşleriyle bilir; AKP iktidarı da böyle bilsin. Gençlik yarattığınız tekçi ve açlık zihniyetiyle her zaman mücadele edecektir.
Göstermelik inşa edilen KYK yurtlarının ücretlerine bu yıl tekrar zam geldi bursumuzun yarısı 8 kişilik yurt odalarının ödemelerine gitmiş durumda. Can güvenliğimizin kesin olmadığı yurtlara bile yerleşemiyoruz, fahiş fiyatlı özel yurtlara veya tarikat ve cemaat yurtlarına teşvik ediliyoruz. İhmalkar KYK yurtlarını, paralı yurtları ve bu bozuk asansör düzenini reddediyoruz, Zeren’in fotoğrafı da bugün bizimle birlikte burada. Asla unutturmayacağız. İhmaller yüzünden kaybettiğimiz arkadaşlarımızın o gülen yüzlerini unutmayın.Gençlerin özgürce ve insanca yaşayabileceği geleceği var edemiyorsanız biz edeceğiz. Yoksulluğa, baskıcı YÖK düzenine ve ihmallere karşı biz varız.
Üniversitelerin kadınlar ve LGBTİQ+’lar için de güvensiz ve güvencesiz kurumlar halilne geldiğini değerlendiren öğrenciler, YÖK altında üniversite yönetimlerinin ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarda öncü rol oynadıklarını sergilediler.
"Sosyal medya paylaşımları, gruplarda yazdığı mesajlarda hedef gösterilen arkadaşlarımıza bir hedef de dekanlıklardan geliyor. Fikir ayrılıklarının, ifade özgürlüğünün olmadığı; sermayeye açılan kapılar, AVM’leştirilmeye çalışılan kampüsler hayaliniz gerçekleşmeyecek. İzin vermeyeceğiz. Diyanetle iş birliği yapıp kulüplerimize karışmaya çalışacaksınız, kutsal aile anlatıları yapacaksınız, karşınızda olacağız. Hak gaspına uğrayan Kürt ve Filistinli arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Siyonizme karşı nasıl Nehirden Denize Özgür Filistin diyorsak faşizme karşı halkların kardeşliğini savunacağız. Anadilde eğitim hakkımızı kazanacağız.
"YÖK’e karşı yıllardır nasıl mücadeleyi büyüttüysek YÖK düzeninin yeni saldırılarına karşı da mücadeleyi sürdüreceğiz. YÖK’ü kaldıracak Özgür, Özerk, Demokratik üniversite hedefimize birlikte yürüyeceğiz. Bütün bu sorunları çaresiz görmüyoruz. Yolun sonu açık, örgütlü mücadelemizle yapabiliriz ve yapacağız. Üniversiteleri biz özgürleştireceğiz.
"Bütün arkadaşlarımızı bu örgütlü gücü büyütmeye, mücadele bayrağını yükseltmeye çağırıyoruz."
(AEK)