"Babam Askerde"ile babası hapisteki çocukların iç dünyasına dokunan İpekçi, "Büyük Adam, Küçük Aşk"ile hem kentli yalnızlığına, hem de insani ilişkilerin derinliklerinde önemini kaybeden etnik farklılıklara uzandı, bir Türk subayla, küçük bir Kürt kızının öyküsünü anlattı.
Handan İpekçi çekmeye hazırlandığı yeni filmi "Saklı Yüzler"için Ağustos ayında kamera arkasına geçiyor.
Kadına yönelik namus/töre cinayetlerini işleyecek olan İpekçi, Şanlıurfa, İznik, İstanbul ve Almanya'da filmini tamamlamayı düşünüyor.
Kendisine çekim hazırlığı sırasında telefonla ulaşıyoruz.
"Handan hanım yeni bir filme başlıyormuşsunuz?"
"Evet, Ağustos 15 gibi çekimlere başlayacağız ama ben ekipten önce çekim yerine gideceğim."
"Çekimler nerelerde yapılacak?"
"Şanlıurfa'da başlayacağız. İki hafta kadar Urfa'da olacağız. Daha sonra İstanbul'da çekimlere devam edeceğiz."
"Türk Alman ortak yapımı diye duydum?"
"Evet, İstanbul'dan sonra Almanya ve İznik'te filmi tamamlayacağız. Çekimlerin dört hafta sürmesini planlıyorum."
"Oyuncular belli mi?"
"İsim söylemek için çok erken. Bir tek Füsun Demirel kesin. Diğerleri henüz belli değil."
"Namus-töre cinayetiyle gündeme gelen, yaşanmış bir öyküden mi yola çıkıyorsunuz?"
"Hayır. Belli bir öyküden yola çıkmıyorum. Tamamen benim hayal gücümle voluşturduğum bir öykü, senaryo. Tabii ki basına yansıyan cinayetlerden etkilenmişimdir. Ama benim öyküm."
Handan İpekçi, yönetmen ve yapımcı olarak filmlerine imza atıyor, senaryolarını da kendisi yazıyor. "Babam Asker"de ilk uzun metrajlı filmi. Daha sonra çektiği "Büyük Adam Küçük Aşk" filmi sansürlendi ve sansür tartışmaları ardından vizyona girdi. Katıldığı festivallerden de bir çok ödülle döndü.(AD)