Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnanç Özgürlüğü Girişimi, öğrencilerin ayrımcılığa maruz kalmaması için Zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi (DKAB) dersine karşı #DersimizDinDeğilDinlerveİnançlar kampanyası başlattı.
Kampanya ile ilgili açıklama yapan İnanç Özgürlüğü Girişimi, “Zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerinin, Türkiye’de insan hakları ve inanç özgürlüğünün korunması açısından yıllardır önemli bir mücadele alanı” olduğunu belirtti.
"İhlal kararlarına rağmen düzenleme yapılmadı"
“Eğitim sisteminde çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne, çocuğun katılım hakkına ve ebeveynlerin çocuklarını kendi felsefi veya dinî görüşlerine göre yetiştirme hakkına sistemli bir şekilde müdahale edildiği” vurgulanan açıklamada şöyle denildi:
“Türkiye’nin insan hakları yükümlülüklerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ihlal kararlarına rağmen derslerin objektif ve çoğulcu olması için gerekli düzenlemeler hala yapılmadı.
"Çoğulcu bir toplum için gerekli"
Şu anki müfredata göre, DKAB dersleri kapsayıcı olmaktan uzak bir şekilde, sadece Sünni İslam perspektifi ile işleniyor. Tarafsız ve nesnel olmayan bu müfredat çocukların ayrımcılık da dahil olmak üzere pek çok sorun yaşamasına neden oluyor.
“Oysa kapsayıcı bir eğitimin, ayrımcılığın azalmasına, toplumsal barışa, din veya inanç özgürlüğünün herkes için korunmasına ve çoğulcu bir toplumun inşasına katkı sağlayabileceğine inanıyoruz. Ayrıca objektif bir müfredat öğrencilerin toplumsal çeşitliliği anlamasına ve ayrımcılığa karşı koyma yeteneği geliştirmesini de destekleyebilir.”
Açıklamada çocukların DKAB dersleri sebebiyle yaşadığı bazı sorunlar da sıralandı:
- Ayrımcılık
- Düşünce, din ve vicdan özgürlüğünün ihlali
- Dinler hakkında objektif bilgi eksikliği
- Damgalanma ve dışlanma
- İnancını açıklamaya zorlanma
- Sınavlarda dezavantaj
- Ayrımcı muafiyet
- Dayatma ve zorlama
- Kimliğine saygı duyulmadığını hissetme
DKAB ders kitaplarında yer verilen tespitler ise aşağıdaki tespitler şöyle:
- İslam dininin doktrinleri pozitif önermeler şeklinde sunuluyor.
- “Dinimiz”, “peygamberimiz”, “kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim” gibi dini içeriden öğreten ifadeler birçok kitapta kullanılmaya devam ediliyor.
- DKAB ders kitapları, din eğitimi olma niteliğini koruyor; dinler hakkında tarafsız ve nesnel olmayan, Sünni İslam ilahiyat bakış açısıyla sunulan bilgiler içeriyor. Bu bilgiler, bazı ebeveynlerin dini veya felsefi görüşleriyle uyumlu olabildiği gibi bazı ebeveynlerin dini veya felsefi görüşleriyle çelişkili.
- Kitaplarda Alevilik sınırlı bir şekilde yer alıyor. Ayrıca, Alevi toplumu için ibadet yeri sayılan cemevlerinin ibadet yeri olduğu, Alevi ibadeti olan semahın bir ibadet biçimi olduğu ifade edilmiyor.
- Musevilik ve Hristiyanlıkla ilgili bilgiler, başta bu dinlerin kaynaklarının tahrif edilmiş olduğu bilgisiyle İslam doktrinine gönderme yapılarak veriliyor, böylece yaygın önyargı ve yanlış bilgiler destekleniyor.
- Ateizm ve deizm gibi farklı felsefi yaklaşımlar, İslami inanç savunmasıyla ele alınıyor ve tarafsız bir şekilde sunulmuyor.
- Çocuklar “doğru” davranış olarak belli davranışlara yönlendiriliyor. Bu da çocuğu, düşünce, din veya vicdan özgürlüğüne aykırı davranmak zorunda kalabileceği koşullara maruz bırakıyor.
(RT)