"İklim değişikliği 25 yılda 250 milyon insanı yerinden edebilir"
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, siyasal liderleri uyardı: "iklim değişikliğini tersine döndürmek için daha azimli çabalar üstlenmeleri gerek. Alarm vermekle görevliler." Vinton halklara da çağrıda bulundu: "Hükümetlerden ivedi eylem talep etme konusunda harekete geçmeleri gerekir."
Fotoğraf: 2019, Orta Amerika'dan kuraklık nedeniyle kitle halinde ayrılan iklim göçmenleri "kervan"ı/ John Carlos Frey/The Weather Channel
İklim göçüyle mücadele için alınabilecek tedbirler
İklim değişikliğinin, kuraklıkların sıklığını artırarak dünyanın su kaynaklarını azalttığına dair uyarıda bulunan Vinton alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:
"Bu değişimler, kırsal topluluklarda çiftçilikle geçinen milyonlarca aileyi yerinden etme potansiyeli ile tarımsal ekonomiler için varoluşsal tehditler oluşturuyor. Zaten dünyamız 50 yıl önce olduğundan yüzde 60 daha az ulaşılabilir tatlı suya sahip fakat yeni bir araştırmaya göre, besin talebinin önümüzdeki 30 yılda yüzde 50'den fazla artması bekleniyor. Bu denklemdeki boşluklar dünyanın yiyecek sıkıntısıyla dolu bir gelecek ile karşılaşabileceğine işaret ediyor."
Vinton, iklim kaynaklı afetlerin teşkil ettiği riskleri azaltmak için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:
■ Daha sıkı bina tüzükleri ve imar koşulları ile titiz uygulamalar, evlerin ve altyapıların kuru nehir yataklarına, taşkın yataklarına veya diğer risk alanlarına inşa edilmemesini sağlayabilir.
■ Sulak alanların onarılması gibi doğaya dayalı çözümler, taşan nehirler için en kalın betondan bile daha etkili olan bir 'boşaltma valfi' sağlayabilir.
■ Gelecekteki kurak dönemlerde kullanım için ender su stoklarını korurken sel basınçlarını hafifletmek için kentsel alanlarda (örneğin, otoparkların altına) su depolama sistemleri inşa edilebilir.
■ Tarımda, şiddetli hava koşullarına rağmen büyüyebilen mahsullerin yetiştirilmesi teşvik edilebilir. Daha verimli sulamaya geçişi teşvik ederek çiftliklerin bol su kaynaklarının kullanımına daha az bağlı olması sağlanabilir."
Bu tür uygulamalarla iklim göçünün ölçeğinin indirgenmesine yardımcı olunabileceğinin altını çizen Vinton "Ama iklim göçünden tamamen kaçabilmemizin bir yolu yok. Bu nedenle, göçün sebep olacağı stresi azaltmak ve bu göç akımının hem göçmenler hem de onların göç ettikleri topluluklar açısından faydalı olabilmesi için geniş bir yelpazedeki çabalara yatırım da yapmamız gerekli." dedi.
İklim değişikliği nedeniyle giderek daha fazla karşılaşılan doğal afetlere bağlı göçleri değerlendiren Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, göç etme riskiyle en çok karşı karşıya kalan toplulukların iklim değişikliğine en az katkıda bulunan veya hiç bulunmayanlar olduğunu söyledi.
Onlarca ülkede kontrol altına alınamayan yangınlar, seller, taşkınlar, fırtınalar ve tayfunlarla, 2021 yılı, iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli gözlemlendiği yıllardan biri olarak hafızalara kazındı. Yüzlerce insanın hayatına mal olan doğal afetler, çok sayıda insanı da yaşadıkları toprakları terk ederek sıfırdan bir hayat kurma mücadelesi vermeye itti.
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, AA muhabiri Dilan Pamuk'a, iklim göçmenleri olarak tanımlanan bu kişilerin aslında küresel ısınmadan en az sorumlu gruplar olduğunu ifade etti.
Vinton "Birbiri ardına yapılan çalışmalar da göstermiştir ki yer değişikliği riskiyle en çok karşı karşıya kalanlar, genel olarak, en başından iklim değişikliğine en az katkıda bulunan veya hiç bulunmayanlardır, oysa dünyanın en büyük karbon yayıcıları, sonuçlardan kaçmak için daha fazla kaynağa ve daha iyi fırsatlara sahipler." şeklinde konuştu.
Özellikle kıyı yerleşimleri ile çiftlik alanlarının küresel ısınmanın etkilerine karşı en savunmasız konumdaki bölgeler olduğunu vurgulayan Vinton, iklim göçünün hem göç eden kişiler hem de göç alan toplumlar için etkilerine değinerek şunları söyledi:
"İklim değişikliğinden etkilenen topluluklar zor kararlarla karşı karşıya kalırlar: giderek azalan gelirlerle geçinmeye çalışarak yerlerinde kalmak ya da başka bir yerde sıfırdan başlayarak belirsizliklerle yüzleşmek. İkinciyi seçenler kaderlerini, daha çok, göç akımının kümülatif etkisinin kentsel altyapı, kamu hizmeti ve iş piyasasında zorluklara yol açtığı şehirlerde ararlar. Suriyelilere ev sahipliği yapma deneyimi dolayısıyla Türkiye'nin, bu durumun yol açabileceği zorlukları çok iyi bildiğini düşünüyorum."
"2050'ye kadar 200 milyon kişi yerinden olabilir"
İklim kaynaklı yer değiştirmelerin çoğunun insan kaynaklı faktörlerin bir birleşimi ile meydana geldiğini ifade eden Vinton, bu tehdidin gerçekleşmesinin bazı yerlerde onlarca yıl sürebileceğini ama bazı ada ülkeleri için manzaranın çok daha kaygı verici olduğunu belirtti.
Vinton, ada ülkelerinin yaşadığı kaygıya örnek olarak Tuvalu Dışişleri Bakanı Simon Kofe'nin COP26 iklim zirvesinde, yakın bir zamana kadar kuru bir toprak olan, okyanusta suyun dizlerine geldiği bir noktada durarak yaptığı konuşmayı gösterdi. Kofe konuşmasında 'Batıyoruz,' diye uyarmıştı. Denizlerin yükselerek sahil şeridini sular altında bırakması ve deniz sularının tatlı su kaynaklarını kirletmesiyle, Tuvalu 12 bin kişilik nüfusunun tamamını, beklenmedik bir durumla karşılaşılması halinde taşıma planları yapıyor.
"Birçok belirsizliği göz önüne aldığımızda, iklim göçü tahminleri için kesin bir sayı vermek güç." diyen Vinton, Uluslararası Göç Örgütü uzmanlarının, 2050 yılına kadar yaklaşık 200 milyon kişinin yerinden olacağına dair kabaca bir fikir birliğine vardıklarına işaret ederek "Sıkıntının boyutu, bölgesel gidişata odaklanırsak daha net bir hal alıyor. Örneğin yeni bir çalışma, iklim değişikliğinin, 2050 yılına gelindiğinde 10,5 milyon insanın Meksika ve Orta Amerika'dan kentsel merkezlere taşınmasına yol açabileceğini tahmin ediyor." ifadelerini kullandı.
Orta Amerika'da kuraklık nedeniyle göç eden kitleler, video: The Weather Channel, 2019
"Bunlar korkunç rakamlar" diyerek politika belirleyicileri, iklim değişiklinin etkilerine karşı savaşmak için daha azimli adımlar atmaya çağıran Vinton, "Bizi bekleyen potansiyel acıları, daha kötü senaryoları engelleyebilme, kaçınamayacağımız sonuçlarla baş etme planları yapabilme umuduyla iklim değişikliğini tersine döndürmek için daha azimli çabalar üstlenmek, dünyanın her yerindeki politika belirleyiciler için bir alarm görevi olmalıdır. Ve evlerinden ayrılmak zorunda kalan yüz milyonlarca insanın kabusvari görüntüsü, hükümetlerden ivedi eylem talep etme konusunda insanları harekete geçirmelidir." şeklinde konuştu.
"İklim göçünün bedelleri çok ağır"
İklim göçünden sadece göç eden toplumların değil tüm dünyanın etkilendiğini vurgulayan Vinton sözlerine şöyle devam etti:
"Afet kaynaklı yer değişiklikleri geçici ve bölgelerle sınırlı gibi görünebilir ancak bedelleri gerek kaybedilen hayatlar gerekse tahrip olan mal, mülk açısından çok ağırdır. İklim krizinin, çevrede belki daha az göze çarpan ama çok daha zararlı biçimlerde değişimlere yol açtığına sürekli şahit oluyoruz. Kıyı bölgelerinde, artan küresel sıcaklıklar deniz seviyelerinin yükselmesine yol açarak, kıyılarda yaşayanların iç kesimlere kaçmak zorunda kalacağına dair korkuları artırıyor."
Vinton, göçler sırasında, toplumun dezavantajlı gruplarının sağlıklarına, haklarına ve onurlarına yönelik tehditlerle karşılaşacaklarını belirterek bu grupların başlıcalarının yoksullar, daha az eğitimli olanlar, engelliler, çocuklar, yaşlılar, savaşlardan etkilenenler ve her türlü azınlıkların olduğunu kaydetti ve bunların yanı sıra kadınların da çocuklara, yaşlı ve engelli aile bireylerine bakma sorumluluğundan dolayı orantısız olarak etkilenmelerinin muhtemel olduğunu söyledi.
Göçmenlerin haklarından faydalanabilmelerinin önemine değinerek her göçmenin ve mültecinin temel insan haklarına saygı duyulmasının yanı sıra göçmenlerin daha bilinçli seçimler yapabilmelerini sağlamanın temel bir ilke olduğunu anlatan Vinton, sözlerini şöyle tamamladı:
"Genellikle ülkeler bu ilkeleri göz ardı ederler ve topluluklarına yeni insan gruplarını katmanın sadece maliyetlerini ve risklerini göz önünde bulundurarak her türlü göçü engellemeye çalışırlar. Bu durum, insani dayanışma eksikliğini göstermenin yanında, göçün, alıcı ülkelere neredeyse her zaman sunduğu kanıtlanmış ekonomik ve sosyal faydalar düşünüldüğünde aynı zamanda öngörüsüz bir davranıştır. Bu noktada asıl zorluk, zaman kaybetmeksizin ülkeye yeni gelenlerin alışabilmelerini, kendi kendine yeterliliği başarmalarını ve yeni yurtlarına katkıda bulunmalarını sağlayacak politika ve uygulamalar hazırlamak ve halk desteği oluşturmaktır." (AEK)
Meteroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından yapılan son değerlendirmelere göre; yurt genelinin parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu'nun doğusu, Artvin ve Rize çevreleri haric aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Ege, Batı Akdeniz, Güneydoğu Anadolu'nun batısı ile Eskişehir’in güneyi, Balıkesir'in batı ilçeleri, Kahramanmaraş ve Elazığ çevrelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.
Rüzgarın; Ege, Akdeniz ve İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun batısında güneyli yönlerden kuvvetli ve yer yer fırtına şeklinde (40-70 km/saat) esmesi bekleniyor. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’nun batısında yer yer toz taşınımı beklenmektedir.
Hava sıcaklığı: Hava sıcaklıkların kuzey ve doğu kesimlerde 3 ila 5 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.
Rüzgar: Genellikle güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Doğu Anadolu'nun batısı ile Ege, Akdeniz ve İç Anadolu'da kuvvetli (40-60 km/saat) esmesi bekleniyor.
Uyarılar
Kuvvetli yağış: Yağışların, Ege ve Batı Akdeniz, Güneydoğu Anadolu'nun batısı ile Eskişehir’in güneyi, Balıkesir'in batı ilçeleri, Kahramanmaraş ve Elazığ çevrelerinde yerel kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkati ve tedbirli olunması gerekmektedir.
Kuvvetli rüzgar: Rüzgârın; Doğu Anadolu'nun batısı ile Ege, Akdeniz ve İç Anadolu'da kuvvetli (40-70 km/saat) esmesi beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir.
Sarı kodla uyarı yapılan iller: Antalya, Burdur, Isparta, Manisa, Aydın, Denizli, İzmir ve Muğla.
Marmara
Parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı ve yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Balıkesir'in batı ilçelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.
Ege
Parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı ve yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; yerel kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgârın, güneyli yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) esmesi tahmin ediliyor.
Akdeniz
Parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı ve yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Batı Akdeniz ile Kahramanmaraş çevrelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgârın, güneyli yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) esmesi tahmin ediliyor.
İç Anadolu
Parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı ve yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Eskişehir'in güney ilçelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgârın, bölgenin güneyinde güneyli yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) esmesi tahmin ediliyor.
Batı Karadeniz
Parçalı ve çok bulutlu, bölgenin genelinin aralıklı ve yerel sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.
Güneydoğu Anadolu
Parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı ve yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların batısında yerel kuvvetli olması bekleniyor.
Boykotu "vatan hainliği" diye yaftalayan organizatör, Muse konserini boykot ettirdi
Organizatör Abdülkadir Özkan’ın boykotları galiz sıfatlarla yaftalaması, müzikseverlerin özgürlükçü tavrıyla ünlü Britanyalı alternatif ve ilerici rock grubu Muse’un İstanbul konserini de boykot listesine almasıyla sonuçlandı. Sanatçılar Muse'u, konserini iptale çağırıyor.
Roma Olimpiyat Stadyumu'daki Muse konseri (2013)/mubi.com
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile Beylikdüzü ve Şişli Belediye Başkanları ve İBB ve bağlı şirketlerin üst düzey yöneticilerinin gözaltına alınmasıyla başlayan operasyonun, baskıları protesto için sokaklara çıkanların da tutuklanmasıyla ülke çapında bir baskı dalgasına dönüşmesi üzerine CHP lideri Özgür Özel'in iktidara yakın çeşitli sektörlerdeki firmalar ve yayın kuruluşlarına yönelik boykot çağrısı sarsıcı etkiler yayarak yankılanıyor.
Muse konseri iptal edilecek mi?
Sermaye kuruluşlarının karmaşık yerli ve uluslararası bağlantıları, boykot edenler ve edilenler arasında öngörülmeyen çatışkılara da yol açtı. Dünya çapında prestij sahibi, Britanyalı progresif, elektronik rock grubu Muse'un hazirandaki İstanbul konserinin, grubun hayranlarının boykotuna uğraması da bunlardan biri.
Muse'un Türkiye'deki hedef kitlesinin 11 Haziran'daki konseri boykot etmesi olağan koşullarda öngörülebilecek bir sonuç değildi.
Ancak, Saraçhane'de günlerce protesto sürdürenlerle dünya öapında aynı tarafta yer alan grubun Türkiye'de apansız boykota uğraması, organizatör şirket sahibinin konserin hedef kitlesine ve Muse'un düşünsel ve manevi dünyasına beslediği düşmanlığın yol açtığı tuhaf gerilimin sonucu.
Abdülkadir Özkan: Diyanet danışmanlığından konser organizatörlüğüne
Muse konserini düzenleyen DBL Entertainment şirketi, silah sanayisine odaklı dergileri, bir kahvehaneler zincirini, kitap yayıncılığını vb. kapsayan başka şirketleri de bünyesinde bulunduran Dolmabahçe Şirketler Grubu'na bağlı. Grubun patronu Abdülkadir Özkan, ilk günden beri CHP'nin boykot çağrılarına sosyal medyadan yönelttiği galiz tepkilerle göze çarpmıştı.
2010'da Diyanet İşleri Başkanlığı, 2014'te de Milli Eğitim Bakanlığında basın müşaviri olarak çalışan, 2015'te başbakan başdanışmanlığına getirilen Özkan, X hesabından Espressolab protestosunu "vatan hainliği" olarak nitelemekle yetinmemiş, oğlunun tutuklanmasını protesto edişi dolayısıyla Ekrem İmamoğlu’nun babasını da nefret söylemiyle hedef almıştı. Ancak tepkiler üzerine hesabını kapatmak zorunda kaldı.
Müzikseverler, kendilerini "vatan haini" olarak niteleyen Özkan'a gösterdikleri kitlesel tepkiyi genişleterek, konseri boykot listesine dahil etttiler. Ayrıca sosyal medyadan doğrudan doğruya Muse'a da seslendiler.
Muse'a çağrı
Şarkıcı Kalben'in Muse'a hitaben yayımladığı konserini iptal etmesine yönelik İngilizce çağrının bir milyona yakın görüntülenme alması grubun kendi ülkesinde ve uluslararası müzik piyasasında da konserini iptal doğrultusunda güçlü bir baskı altına girdiğini gösterdi.
Hi @Muse I have been listening to your music for more than 20 years now and you have inspired my music, my life in so many ways. I, all my friends and people I have worked with throughout my career, are unfortunately never going to attend your concert in Istanbul because the…