* Fotoğraf: Eren Dağıstanlı / Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ekoloji Birliği, Rize’nin İkizdere-İşkence Vadisi’nde Gürdere ve Cevizlik Köyleri yakınlarında Cengiz Holding açılmak istenen taş ocağına karşı direnen köylülere “Yanınızdayız” dedi.
Açıklamada “Bu bölgeye taş ocağı izni vermek hangi zihniyetin ürünü? Daha fazla kar, daha fazla rant için İşkence Vadisi’nin ekosistemine zarar vermek nasıl bir akıl tutulması” diye soruldu:
“16 milyon ton taş alındıktan sonra İkizdere Vadisi’nin doğal güzelliği ve özelliği kalır mı? Pandemi koşullarında vatandaş can derdinde iken iktidar ülkemizin her yanında talan ve yıkım projelerine son sürat devam ediyor. İhaleler, ÇED süreçleri tüm itirazlarımıza rağmen aralıksız sürüyor.
“Sokağa çıkma yasağı ve pandemi tedbirleri bu gözü dönmüş şirketlere uygulanmıyor. Lebalep kongrelerin iyice tırmandırdığı ve her gün en az 300’ün üzerinde vatandaşımızın yaşamını yitirdiği pandemi koşullarında vatandaş canını tehlikeye atarak bu talan ve yıkım projelerine, kolluk kuvvetlerinin baskı ve zulmüne karşı alanlarda tüm gücü ile direniyor."
Sosyal medya desteği
21 Nisan’dan beri bölgeye iş makinalarını yığarak taş ocağı inşaatına başlayan Cengiz Holding’e karşı mücadele eden köylüler için sosyal medyada da destek büyüyor.
Kullanıcılar, “#ikizderesahipsizdeğildir” ve “#ikizderetasocağıolmasın” hashtagleriyle bölge halkıyla dayanışma gösteriyor.
İkizdere’de ne oluyor?
Rize’nin İkizdere ilçesinde yapılacak olan lojistik liman inşaatında kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan taş ocağı için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, ilçedeki İskencedere Vadisi’nde acele kamulaştırma kararı alındı.
Bunun üzerine köylüler harekete geçerek, vadinin girişine çadır kurup nöbet tutmaya başlarken, alınan kararı da yargıya taşıdı. Ancak inşaatı gerçekleştirecek olan Cengiz Holding çalışanları 21 Nisan’da vadiye girerek taş ocağı için yol açma çalışmalarına başladı.
Jandarma eşliğinde gelen şirket çalışanları, vadi girişine çadır kurup nöbet tutan vatandaşlardan çadırlarını kaldırmalarını istedi. Nöbet tutan vatandaşların tepkilerine rağmen çadırlar kaldırılırken, jandarma vadi girişine barikat kurdu.
Kısa sürede iş makineleri çalışmaya başlarken, bölge halkı da vadiye akın etti. Vatandaşlar, vadide çalışma yapan firma yetkilerinin herhangi bir izinlerinin olmadığını, yapılan çalışmanın yasa dışı olduğunu söyledi. Direnen köylüler, eylemleriyle iş makinalarının alandan ayrılmasını sağladı.
Kolluk kuvvetleri köylülere sokağa çıkma yasağına uymamaktan dolayı para cezası uyguladı. Köylüler cezalara rağmen direnmeye devam etti. 25 Nisan Pazar günü, yolları kesilen köylüler orman içlerinden iş makinalarının yanına geldi ve faaliyetin durmasını ve jandarmanın çekilmesini istedi.
Jandarma çekilmedi ve direnişin sürmesi üzerine köylülere biber gazı ile müdahale etti. Müdahale esnasında bazı kadınlar yaralandı, köylüler de gözaltına alındı. Aralarında İkizdere Dernekleri Federasyon Başkanı Ziya Yıldırım’ında olduğu köylüler daha sonra serbest bırakıldı.
Doğal sit alanı
Cengiz Holding’in açmak istediği taş ocağı, doğal sit alanı olan İkizdere-İşkence Vadisi’nde yer alıyor. Vadi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Termal ve Kış Turizmi Yeni Destinasyonu” olarak belirlenmiş durumda. Yörede bir yandan da Bakanlık tarafından “örnek yayla” modeli uygulanacak.
Dolayısıyla bölge hem örnek yayla hem doğal sit alanı hem de turizm alanı olarak geçiyor. Ünlü Anzer ballarının yapıldığı Anzer Yaylası, Çamlık Mesiresi, Çağrankaya Yaylaları ve Ovit sınırları da İkizdere içinde yer alıyor.
İlçenin ekonomisi genel olarak tarıma dayalı. Başlıca tarım ürünleri çay ve patates ancak az miktarda kivi, mısır, armut ve fındık da yetiştiriliyor. Yaylacılık metoduyla sığır ve koyun beslenirken arıcılık da bölgedeki bir diğer geçim kaynağı.
- NOT: Dünyada koruma altında olan 200 vadiden biri olan ve Cengiz İnşaat tarafından taş ocağı için kullanılacak olan İkizdere Vadisi'nde altı adet Hidroelektrik Santrali çalışırken, iki taş ocağı da aktif olarak faaliyette.
Yoğun arıcılığın yapıldığı bölgede köylüler direnişlerini şu sözlerle savunuyor:
“Biz çaylarımızı, bahçelerimizi kimseye vermeyiz, ninelerimiz, dedelerimiz, köyümüzü elleriyle yaptılar, bizim başka gidecek yerimiz yok.” diyor. Direniş alanından Türkiye'ye seslenen bir köylü ise "Bize hak vermeniz yeterli değil, bir şey yapın! Eğer bir şey yapılmazsa ve biz burayı kaybedersek, bu doğa yok olursa herkes kaybeder.”
(TP)