Fransa'daki Planete Sauvage adlı yunus parkında 8 Haziran'da dünyaya gelen yavru erkek yunus, bir hafta sonra hayatını kaybetti. Tesis yetkilileri yunusun kalp rahatsızlığı nedeniyle öldüğünü açıkladı.
Kısa süre önce bir diğer yunus ölümü de İtalya'daki Genoa Akvaryumu'nda gerçekleşti. Teide adlı erişkin erkek yunus, 28 Mayıs'ta içinde tutulduğu havuzun yüzeyinde hareketsiz ve cansız halde bulundu. Ölüm nedeni halen araştırılan Teide, 1997'de Aqualand adlı tesiste dünyaya gelmişti. Doğumundan iki yıl sonra Gardaland adlı tesise taşınan Teide, 2012'de Genoa Akvaryumu'na nakledilmişti.
Ölümlerin başlıca nedeni: Kronik stres
Deniz memelileri üzerine çalışan uzman bilim insanları beton havuzların ve etrafı tellerle çevrilmiş kapalı deniz alanlarının, doğal yaşam ortamlarında her gün kilometrelerce mesafe kat eden yunuslar için hapishane hücresinden farklı olmadığını ortaya koyuyor.
Bu ölümlerin çoğunun kronik stres kaynaklı olduğunu vurgulayan uzmanlar, hayvanların ömür boyu özgürlüklerinden alıkonmuş olmaları, sürekli olarak yüksek müzik, inşaat, filtreleme ve ziyaretçilerin alkışları gibi duyusal örselenmeye maruz bırakılmaları, sosyal stres kaynaklı anne-yavru arasındaki bağın zarar görmesi ve öğrenilmiş çaresizlik hissi nedeniyle depresyon, motivasyon eksikliği, yeme bozuklukları ve zayıflamış bağışıklık sistemiyle boğuştuklarını aktarıyor.
Türkiye’deki yunus parklarının kapatılması için yaklaşık 10 yıldır mücadele veren Yunuslara Özgürlük Platformu’nun sözcülüğünü yürüten Öykü Yağcı da araştırma sonuçlarını paylaşarak esaret altındaki yunus ve belugaların ölüm oranlarının, doğadaki akranlarına kıyasla 2,5 kat daha fazla olduğunu aktarıyor.
Esarette dünyaya gelmiş yunuslara dair araştırma sonuçlarına da değinen Yağcı, bu yunusların %52’sinin 1 yaşını bile dolduramadan hayatını kaybettiklerini vurguluyor.
“Türkiye’ye olumlu örnek olarak gösterilen Avrupa’daki tesisler de aynı”
Yağcı, rakamların yunus gösteri ve terapi merkezlerinde gizlenen ihlallerin en somut göstergeleri olduğunu söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bugün yunus parkı sahipleri milletvekilleriyle yaptıkları lobicilik görüşmelerinde ve Meclis tutanaklarında Avrupa’daki tesisleri olumlu örnekler olarak göstererek faaliyetlerini aklamaya çalışıyorlar. Fakat hayvanlar için bu vahim durum dünyanın her yerinde aynı.
Meclis’e çağrı
“Aynı zamanda milletvekillerine Türkiye’deki 10 tesiste toplam 50 yunusun tutsak edildiğini aktarıyorlar. Oysa kamuya açık uluslararası CITES ithalat resmi belgeleri bize en az 75 yunusun 2005-2017 arasında yurtdışından Türkiye’ye getirildiğini ortaya koyuyor. Bu durumda aradaki farkta ortaya çıkan 25 yunusa ne oldu, bilmiyoruz; Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan net yanıt alamıyoruz, CİMER aracılığıyla takip edemiyoruz.
"12 yılda 25 yunus esaret altında hayatını kaybettiyse, her yıl 2 birey bu ticari tesislerde ölmüş demektir. Nitekim biz, haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla son 10 yılda en az 5 yunusun Türkiye’deki tesislerde hayatını kaybettiğini bizzat biliyoruz. Bir de takip edemediklerimiz, bakanlıklara bildirilmeyen ve basına sızmayanlar var.
“TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nda geçen yıl alınan yunus parklarının yasaklanması ve mevcut tesislerin kapatılması tavsiye kararının bir an önce yasalaşması için Meclis’e bir kez daha çağrı yapıyoruz. Daha fazla hayvanın ölmemesi ve yeni nesilleri kurtarabilmek için hayvan esaretine ve ticaretine son verilmeli; hayvanların kullanılmadığı, sömürü içermeyen teknolojilere ve çözümlere geçilmeli.” (EMK)
*Fotoğraf:Yunuslara Özgürük Platformu