Suruç’taki patlamadan bu yana giderek yükselen çatışma ortamına son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması eklendi.
Erdoğan, çözüm sürecini devam ettirmenin mümkün olmadığını belirterek HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Nisan 2013’te kurulan ve şehir şehir toplumu çözüm sürecine ikna etmekle görevlendirilen Akil İnsanlar Heyeti’nden Celalettin Can ve Prof. Dr. Beril Dedeoğlu’na yaşanan son süreci sorduk.
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, dünyadaki barış süreci örneklerinde de çatışmaların yaşandığı dönemler olduğunu hatırlatarak “Tansiyon düştükten sonra süreç yeniden hem de ilk başladığı yerden değil, daha ileri bir noktadan başlar. Çünkü halk bir kere çözümün olabileceğini görmüştür” dedi.
Celalettin Can, AKP özelinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek başına iktidar olmak için savaş istediğini belirterek “Halk savaş değil, barış istiyor. HDP’nin seçim başarısı da bunun göstergesi. Ama AKP bu başarının rövanşını almak istiyor” dedi.
Dedeoğlu: Hükümet bir an önce kurulmalı
Beril Dedeoğlu: "Ölüm olayları olurken çözüm sürecinden bahsetmek çok kolay değil. Bu tür dönemler siyasiler için önemli riskler taşıyor. Cumhurbaşkanı bugünkü açıklamasında HDP’ye PKK’yi durdurması için talepte bulunuyor. Hükümet, ‘biz IŞİD’le savaşırken silahı ilk siz çektiniz’ diye düşünüyor. Kızgınlıkları bu yüzden.
“Bütün dünyada çözüm süreçlerinde böyle dönemler olur. IRA, ETA, Latin Amerika ülkelerinde de böyle oldu. Sekteye uğrar, bazı siyasilerin başını yer ama toplumda irade oluştuysa ki ben Türkiye’de oluştuğuna inanıyorum yeniden başlar. Şu anki kan akma hali çözüm sürecinin ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyuyor. Bugün çözüm süreci bitti dahi dense orta vadede tansiyon aşağı düşer. Ve sürece yeniden, ilk başladığı yerden değil, daha ilerisinden başlanır. Çünkü halk bir kere çözümün olabileceğini görmüştür.
“Şu anda tansiyonu düşürecek kalıcı bir yapı yok. Bunun için de hükümetin bir an önce kurulması lazım. O zaman PKK, Öcalan ile görüşülmez de mesela Mecliste komisyon oluşturulabilir. Yani farklı platformlarda yeniden süreç başlar. Başlaması şart, çünkü Türkiye’nin en temel meselesi bu.
"Şu anda erken seçim de AK-CHP koalisyonu seçeneği de masada. Ancak süreç CHP-AKP koalisyonunu teşvik ediyor. Çünkü HDP’ye yönelik tansiyon düşürücü ses CHP içinden çıkabilir.”
Can: İzleme heyeti kurulmadı
Celalettin Can: "Hükümetin Suriye ve Kürt politikası iflas etti. IŞİD içimize girdi. Suruç’taki patlamada hükümet IŞİD’e yöneleceğine iki polisin ölümünü gerekçe göstererek Kürt hareketine yönelik bir operasyon başlattı. Bir yandan Kandil’i, Cudi Dağları’nı bombalıyor, bir yandan herkesi gözaltına alıyor. HDP’nin dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söylüyor.
AKP özelinde Erdoğan, süreci terörize ederek tek başına iktidar olmak istiyor. Anketleri de takip ediyor, kendi oyları yükselmezse bu ortamı yaşamaya devam edeceğiz. Savaşı isteyen Erdoğan, halk değil. Biz akil insanlar heyeti olarak gezerken de gördük, halk sürece ikna oldu, bunu destekledi.
Bunun sonucunda da HDP oylarını yüzde 6,5’dan 13’e çıkarttı. Ancak hükümet tek başına iktidar olamayınca toplumu şok ve terörize ederek ‘ben olmasam her şey olur’ demek istiyor. HDP’den seçim kaybının rövanşını alıyor.
Akil insanlar olarak biz artık süreci takip eden bir izleme heyeti kurulmasını istemiştik. Hükümet ve Öcalan yani taraflar arasındaki süreci izleyen ve kamuoyunu bilgilendiren bir heyet olacaktı. Ancak olmadı ve bu noktaya geldik.
Şimdi sivil toplum örgütlerinin yapması gereken savaş karşıtlığını yükseltmek. AKP, MHP’nin savaş çığırtkanlığını teşhir etmek. Kısmen ılımlı CHP’yi daha da zorlamak. PKK’ye de sağduyulu olma, savunma halinde kalma çağrısı yapmak." (NV)