İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi dün valiliğin müdahalesiyle ilgili yaptığı basın açıklamasında "Yıllardır gerçekleştirdiğimiz 24 Nisan anmasına dün henüz etkinlik başlamadan polis tarafından yapılan müdahale, yıllardır kullandığımız pankart ve fotoğraflara daha poşetindeyken el konularak şube sekreterimiz Leman Yurtsever dâhil 3 arkadaşımızın gözaltına alınmaları ve anma yapılmasının engellenmesi, iktidarın ırkçılık ve soykırım karşıtlığına tahammülsüzlüğünün göstergesidir" dedi.
"Bir kez daha, yaşadığımız coğrafyada soykırıma uğratılan Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve Kürtlerin acılarını paylaşırken gerçek bir yüzleşme sağlanana kadar bu mücadelemize devam edeceğimizi duyuruyor, düşünce ve ifade özgürlüğümüze yönelik saldırıyı ve arkadaşlarımızın gözaltına alınmalarını protesto ediyoruz" denilen bilgilendirme sonrası dün yapılmayan açıklama metni okundu:
"Burası binlerce suç mahallinden biri"
"Evet, bu ülkede bütün kötülüklerin kökeninde 20. yüzyılın başında Küçük Asya ve Kuzey Mezopotamya'da Hıristiyan halklara, Ermenilere, Süryani/Asurilere, Rumlara yapılan soykırım var.
"Yıkımlar art arda geliyor. İlk büyük yıkım gözden kayboluyor. Yıkımlara, fiziki, tarihi, kültürel yıkımlara isyan ediyoruz. İsyan ederken aslında, ilk büyük yıkımın açtığı yoldan gidildiği gerçeği bulanıklaşıyor.
"Bugün 24 Nisan.
"Ermeni soykırımının yıl dönümü.
"Bulunduğumuz yer, bu şehirde yüzlerce, binlerce suç mahallinden biri. En önemlilerinden biri.
"Burada, şu gördüğünüz Türk İslam Eserleri Müzesi'nin yerinde bulunan hapishanede toplandı İstanbullu Ermeniler. Buradan götürüldüler Sarayburnu'na, oradan da Haydarpaşa'ya. Oradan çıkarıldılar ölüm yolculuğuna.
"Soykırımı anmak bir şey ifade etmiyor"
"Soykırım aynı zamanda Süryani/Asurilere, Küçük Asya ve Pontus Rumlarına yapıldı.
"Evet, burada soykırımı anmak için toplandık.
"Ama soykırımı anmaktan kolay şey yok. İşte anıyoruz.
"Faillerin torunları olarak utancımızı 24 Nisan'larda defalarca tekrarladık. Defalarca TANIYIN, AF DİLEYİN, TAZMİN EDİN dedik.
"Ne oldu? Hiçbir şeyi değiştirebildik mi? Bu yüzden "soykırımı anmaktan kolay şey yok" diyoruz. Burada anamasak, evlerimizde de anarız.
"Diyeceğimiz şu ki, tek başına soykırımı anmak hiçbir şey ifade etmiyor. Mesele anmak değil sadece.
"Mesele, bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca yaşatılan maddi-manevi yıkımların, soykırımın ürünü olduğunu unutmamak, unutturmamak.
"Mesele soykırım inkârına karşı körleşmemek.
"İnkârın bütün tezahürlerine karşı duyargalarımızı sonuna kadar açmak.
"Mesele, hayatımızın kılcal damarlarına, beynimizin hücrelerine, havanın en küçük zerresine kadar işlemiş inkâra karşı, hiçbir şey yapamıyorsak, kendi içimizde hassasiyetimizi diri tutmak ve diri tutulması için nefes tüketmeye devam etmek.
"Kötülük karşımıza başka şekillerde çıkıyor"
"Kötülük devam ediyor. Şimdiye kadar benzeri görülmemiş şekillerde karşımıza çıkıyor. Çıkmaya da devam edecek.
"Biliyoruz, bu kötülüğün daha bin bir şeklini göreceğiz.
"Ama biz insan hakları savunucularının, ırkçılık karşıtlarının, soykırım ve inkâr karşıtlarının da mücadelesi bin bir şekilde devam edecek.
"Soykırım kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyoruz"
"Boş umutlara kapılmıyoruz ve boş umutlar vaz etmiyoruz.
"Sadece tek bir insan hakları savunucusu, tek bir ırkçılık karşıtı kalsa bile soykırım ve inkâra karşı ruh bu coğrafyadan eksik olmayacak.
"Birk kez daha Ermeni, Asuri/ Süryani, Rum Soykırım kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyor, soykırım faillerinin torunları olarak, soykırımın inkarla ve yeni yıkımlarla devam etmesine, kuşaklar boyu engel olamadığımız için utancımızı dile getiriyoruz". (PT)