İHD: Dönüşüm adı altında Ankara'nın eski mahalleleri yok ediliyor

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Afet ve Ekoloji Komisyonu, 2024 Ekolojik Hak İhlalleri Raporu'nu yayımladı.
Rapor, İç Anadolu Bölgesi'ndeki 12 kentte son bir yıl içinde yaşanan kentleşme, yapılaşma ve doğal alanların kullanım süreçlerinin; sürdürülebilirlikten ve insan odaklı politikalarından uzak bir olduğunu ortaya koydu.
Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın son kararnamelerinin doğal alanları tehdit eden ve insan haklarını göz ardı eden bir sürece ittiğini belirten İHD, raporda özellikle Ankara’daki hak ihlallerine değindi.
Dernek, ekolojik kriz ve kentleşmenin karbon ayak izinin azaltılmasının önemine dikkat çekerek, doğayla uyumlu kentleşme modellerinin geliştirilmesi ve afetlere dayanıklı, sürdürülebilir şehirlerin inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ankara’daki neoliberal kent politikaları
Raporda Ankara özelinde öne çıkan bulgular şöyle:
- Ankara’daki kentsel dönüşüm politikaları, ekonomik olarak kırılgan olan gecekondu bölgelerini şehir merkezinden uzaklaştırıyor ve yoksulları daha da güvencesiz bir hâle getiriyor.
- Kale Mahallesi, Hacıbayram, Atıfbey, Gültepe ve Yenidoğan mahallelerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı Koruma Amaçlı İmar Planı için yürütülen yıkımlarla sermayeye uygun bir şehir yaratma çabası sürdürülüyor.
- Yapılan projeler neoliberal kentleşme politikaları ile ilerliyor; “riskli alan” ve “rezerv yapı alanı” gibi tanımlamalarla, mahalle sakinlerinin mülkiyet hakları ihlal ediliyor. İnsanlar kentin çeperlerine sürgün ediliyor.
İHD, rant odaklı kentsel dönüşümün kültürel yıkım ve sosyal dışlanmaya yol açtığını belirterek, yerel halkın örgütlenmesini ve dayanışma ağlarının güçlendirilmesini destekledi. Raporda, şehir hastanelerinin ulaşım ve randevu sorunları nedeniyle şirketlerin kazanç sağladığı sistemlere dönüştüğü, “dar gelirli” yurttaşların erişebildiği hastanelerin kapanmasının sağlık hizmetlerine ulaşımı zorlaştırdığı da vurgulandı.
Raporda son olarak, ODTÜ Ormanı ve Atatürk Orman Çiftliği’nin de (AOÇ) rant projeleriyle tahrip edildiği, Eymir Gölü'nde ise kontrolsüz sazan aşılamalarının oksijen seviyesini düşürerek balık ölümlerine yol açtığı ifade edildi. (DT/TY)