Haberin Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) bugün yaptığı yazılı açıklama ile, Kürt sorununda çatışmada ısrarcı olmanın insani ve ekonomik krizi derinleştireceğinin altını çizdi.
Dernek, Türkiye’nin, Suriye ve Irak ile ilgili TBMM’de kabul ettiği tezkerelere dayanarak sık sık sınır ötesi hava harekâtları düzenlemesi ve özellikle Suriye ve Irak’ta kara gücü bulundurması, her yıl yeni isimlerle askeri müdahalede bulunmasının sorunu gittikçe içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini ifade etti.
- Türkiye’de, 2007 yılında Irak tezkeresi ile başlayan sınır ötesi askeri operasyon tezkereleri her yıl tekrarlandı, 2014 yılından beri Suriye de kapsama dahil edildi. Son olarak Türk Silahlı Kuvvetleri, 18 Nisan 2022 tarihinde yaptığı açıklama ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Zap, Metina ve Avaşin bölgelerinde PKK'ye karşı yeni bir askeri operasyon başlattığını duyurdu.
İHD, devam eden son operasyonunda basına yansıyan bilgilere göre; örgüt üyelerinden ve silahlı kuvvetler mensuplarından yaşamını yitirenlerin olduğunu, sivil yerleşim yerlerinin zarar gördüğünü açıkladı.
Kayyum, yargı baskısı, kapatma davası
Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün, Türkiye’yi hızla otoriterleştirip anti demokratik bir ülke haline getirdiğini söyleyen İHD, “Gezi Davasında verilen cezalar ve gerçekleştirilen tutuklamalar, siyasi iktidarın Türkiye’deki Kürt muhalefetinin yanı sıra tüm muhalif kesimlere yargı yolu ile baskı politikasını daha da arttıracağını gösteriyor” dedi.
Bu süreçte Belediyelere kayyum uygulaması devam ettirildiğini, Kürt siyasetçiler üzerindeki yargı baskısının sürdürüldüğünü ve HDP’ye kapatma davası açılmasının yanı sıra Anayasa Mahkemesi üzerinde bu konuda baskının artırıldığını da hatırlattı, “HDP Genel Mekezi, il ve ilçe örgütlerine yönelik fiili saldırılar ve tehditler sürekli yapılmış ve etkili önlemler alınmamıştır” ifadesini kullandı.
İHD, Newroz kutlamalarındaki barış mesajlarına rağmen siyasi iktidarın güvenlikçi politikalar ile çatışmayı derinleştirip sorunu şiddetle çözmeyi tercih ettiğini ifade etti.
Dernek, “Çatışmanın insani ve ekonomik maliyetinin bu kadar büyük olduğu bir dönemin sonunda barış arayışlarına yönelmenin kaçınılmaz olduğunu” belirtti.
6 yılda 6 bin 19 kişi hayatını kaybetti
İHD, insani ve ekonomik maliyete dair şu bilgileri verdi:
“Akademisyen İzzet Akyol, Demokratik Gelişim Enstitüsü için hazırladığı bir araştırma raporunda 1985 ile 2021 yılları arasında doğrudan doğruya 230 milyar doların çatışma nedeni ile yok olduğunu, 2022 yılına göre güncellenen dolar endeksine göre ise Türkiye ekonomisinin 4,5 trilyon dolar kaybettiğini ve bu kayıp olmasaydı Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 36 daha fazla büyüyebileceğini ortaya koydu.
“İHD Dokümantasyon Biriminin 2015 ile 2021 yılları arasını kapsayan 7 yıllık silahlı çatışmalar nedeni ile tespit edebildiği verilere göre 6 bin 19 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 bin 562 kişinin yaralandığı (Suriye ve Irak’taki çatışmalarda yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğu dahil değildir) bir tabloda çatışmanın insani maliyetinin ne kadar büyük olduğu anlaşılıyor.”
İnsan hakları savunucuları, Türkiye’nin demokratik kamuoyunu Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü konusunda düşünmeye ve adım atmaya, Türkiye hükümetini savaş politikaları yerine barış politikaları uygulamaya davet etti. (AS)