İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Kızılay'daki bir eylem sırasında Merve Demirel'e cinsel saldırı gerçekleştirmekle suçlanan polise dair yeni bir açıklama yaptı.
Soylu, Yozgat'ta Yimpaş Kültür Merkezi Salonu'nda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda şunları söyledi:
"Demişler ki 'Görüntüleri izleyince kanım dondu.' Bir polisi tacizci yapmak hangi vicdana, hangi ahlaka sığar. Kanın dondu öyle mi? Bu nasıl kandır ki PKK'lı terörist, kaçırdığı 13 yaşındaki erkek çocuğa tecavüz edince donmuyor da üç tane DHKP-C'liye müdahale eden polis görüntüsüyle donuyor.
“Aynı diller yine söylenmeye başlamış. Birkaç gündür, benim görevini yapan polisime taciz iftirası atıyorlar. Tacizci olsa ilk önce biz müdahale ederiz. Karga tulumba almış direnmiş, 'Kardeşim ne olursun direnme.' diye de söylemiş. Almış, getirmiş arabanın içine koymaya çalışırken o arada ters bir hareket yapmaya çalışınca eli farklı bir yere gidip onu oradan arabaya itmeye çalışıyor. Bütün sol tüfekler, bütün sol yazarlar, bana Mehmet Bekaroğlu 'Allah belanı versin' dedi."
“Bu tezgah değil de nedir?”
Tacizle suçlanan polisin görevini yapmaya çalıştığını söyleyen Soylu, şunları belirtti:
“Allahınızı seversiniz, ben ne demişim görevini yapmaya çalışana, bir adama. Görevini yapmaya çalışıyor. Böyle bir şey olsa biz buna karşı çıkarız ama bir insan görevini yaparken görevini yapması eleştirilir mi? Bir milletvekili bir İçişleri Bakanına 'Allah belanı versin.' der mi? Ne demişim, 'Bu aile proje bir aile' demişim. Babası FETÖ'den ihraç, kızı DHKP-C'den yıllardır takip ediliyor. Bu eylemi yapan kişi de TAYAD denilen aşırı sol örgüt ve esas itibarıyla yıllarca cezaevleri üzerinden bu ülkede bir şeyler oluşturmaya çalışan aynı zamanda da aşırı sol örgüt mensubu, bir de ilahiyat fakültesinde okuyor. Bu bir oyun. Bu bir tezgah değil de nedir?
Bekaroğlu ve Tanrıkulu'na Sitem
Konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Mehmet Bekaroğlu’na da değinen Soylu şunları söyledi:
“Elimizde teslim olan çocukların ifadeleri var. 13 yaşında erkek çocuk, mağarada yaşça büyük teröristlerce tecavüze uğruyor, konuşmasın diye de infazla tehdit ediliyor. Hatta aynı muamele başına gelen bir başka çocuk, örgütün sözde hapishanesine tıkılıyor. Onların yaptıkları, taciz tecavüz olmuyor. Güya milletvekilisin, bir taraftan o eski Diyarbakır Barosu Başkanı olan avukat Sezgin Tanrıkulu, bir taraftan Mehmet Bekaroğlu. Mehmet Bekaroğlu denen adam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 'Kefere Kemal' dedi, Kemal Atatürk'ün partisinde siyaset yapıyor. Ona söz söylemeyecekler, ondan sonra gelecek, bu adamın İçişleri Bakanına 'Senin Allah belanı versin.' dediği lafı gelip bu ülkede alkışlayacaklar. Böyle bir şey var mı? Hangi vicdana sığar?”
Ne olmuştu? Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği'nin (TAYAD) 16 Şubat'ta Ankara Sakarya Caddesi'nde yaptığı eylemde üniversite öğrencisi Merve Demirel'i gözaltına alan polislerden birinin kadına cinsel saldırıda bulunduğuna dair fotoğraf karesi sosyal medyadan paylaşılmıştı. Demirel Ankara Adliyesi'ne giderek polis hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Emniyet Müdürlüğü konuya dair şöyle açıklama yapmıştı: "M.D isimli şahsın Çorum'da ikamet ettiği, zaman zaman Ankara'ya gelerek DHKP/C Terör örgütü açık alan yapılanmaları organizesinde düzenlenen eylem ve etkinliklere katıldığı, kardeşi B.R.D'nin de anılan söz konusu eylemlerde aktif bir şekilde faaliyet yürüttüğü, babaları E.D'nin ise Çorum ilinde öğretmenlik yaparken FETÖ/PDY Terör örgütü içerisindeki faaliyetlerinden dolayı (Aktif Eğitim Sen üyesi olduğu) 2016 yılı Ağustos ayında ihraç edilmiştir. "Bahse konu eylemde şahıslara dağılmaları hususunda gerekli yasal uyarılar yapılmış olup, şahısların eylemlerine devam etmeleri üzerine, yakalama işlemi sırasında direnmeye devam ettikleri, M.D. isimli bayanın gözaltı aracına alınması esnasında direnmesi sonucu basına yansıyan görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuştur." İçişleri Bakanı Soylu da şöyle konuşmuştu: "Günlerdir bir mensubumuzu 'tacizci' diye niteleyerek ailesi, çoluğu çocuğu, etrafı, arkadaşları ve yeğenleri olan bir kardeşimizi 'tacizci' diye niteleyerek sabahtan akşama kadar felç etmeye çalışan ve bunu TBMM'nin gazi çatısı altına getirip, orada aynı hakaretleri ortaya koyanlara pabuç bırakacak değiliz. "Bir hodri meydan daha yapıyorum. Mahkemede görüşeceğiz. Bu konuda elimizde öyle bir belge var ki bu konunun arkasında duranlar ve bizim evladımıza 'tacizci' diyen alçaklar gereğini görecektir." "Çok net bir şekilde söylüyorum. Hadi; mahkemede sonuna kadar hesaplaşacağız. O belgeyle beraber ablası DHKP-C, babası FETÖ'den ihraç, kendisi TAYAD'lı. Yani aşırı sol; güya cezaevinde bulunanları savunan derneğin temsilcisi. Ve oraya sürekli eylem için gelmiş; aynı zamanda kendisi ilahiyat fakültesi öğrencisi. Allah'ını severseniz bu ne perhiz ne lahana turşusu? Nelerle uğraştığımıza bakar mısınız?" Artı TV'de konuk olduğu programda yaşadıklarını anlatan Merve Demirel de, şunları söylemişti: "Polisin haysiyetsizce yaptığı muamelenin yarattığı utanç kesinlikle polise aittir. Bu utanç bana yüklenemez. Haysiyetsizleştirilen, itibarsızlaştırılan ben değilim, tacizci polistir. Toplumda böyle bir algı var; tecavüzcülerin, tacizcilerin, onursuzca muamele yapanların yarattığı utanç kadınlar üzerine yüklenmeye çalışılıyor. Bu utanç onlara aittir." CHP ve HDP'li milletvekilleri de polis tacizine tepki göstermişti. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, İçişleri Bakanı Soylu'nun cevaplaması talebiyle verdiği soru önergesinde 1997-2018 arasında 381 polisin gözaltına alınan kadınları taciz ettiğini belirterek Ankara polisine dair cinsel saldırı şikâyetlerinin münferit olmadığını ifade emişti. HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu ve CHP'li Sezgin Tanrıkulu, Ankara'da bir polisin kadın bir eylemciyi gözaltına alırken taciz ettiği fotoğrafları hatırlattı ve polis hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmadığını sormuştu. Meclis'te Merve Demirel'le birlikte basın toplantısı düzenleyen HDP'li Hüda Kaya da şunları söylemişti: "Kendisine Müslümanım diyen dillerinden başörtüsünü düşürmeyenler, hatta başörtüsü istismarı ile iktidar olmuş bir partinin, muhafazakar AKP'nin iktidar eliyle Türkiye, kadına yönelik devlet ve erkek şiddetinde tecavüz ve tacizde ilk sıralara girmiş durumda. "Kabataş'ta 'başörtülü bacımı taciz ettiler' yalanına sarılanlar ve bu yalana inananlar iddia ettiğiniz o kadın hani nerede? Ama Merve Demirel işte burada." CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in parlamentodaki konuşması sırasında "İş yargıya intikal etmiştir. Yargı bu işin taksirle mi yoksa kasıtla mı olduğunu inceleyecektir" sözlerini eleştirmişti. |
(EMK)