*Fotoğraf galerisi için tıklayınız
Dışarda Deli Dalgalar Vatandaş İnisiyatifi'nce düzenlenen "Mahpus Resim Sergisi / Ömrümüzün Taş Çiçekleri" Sergisi, "Bedeni tutsak, bilinci özgür insanların rengarenk selamlarını" getirdi.
Türkiye'de sayıları 5 ile 10 bin arasında değişen siyasi tutuklu, eline fırçayı aldı, hayallerini, umutlarını, sevdiklerini tuvallere resmetti. Cezaevi duvarlarını aşan 167 resim özgür kalmayı başardı. Sergiye, 10 ayrı cezaevinden katılan 52 tutuklunun resimlerin çoğu "dışarıdaki" hayatı anlatıyor.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) Kurtuluş Genel Merkezindeki Galerisindeki sergi, 3 Ekim'e kadar ücretsiz olarak gezilebilir.
Dışarıda Deli Dalgalar'dan 'içeridekiler'e mektup
"Merhaba can,
Bir kere daha kapını çaldık. Ve o duvarların kıyısına vurduk dışarda deli dalgalar olarak...
Biz yoldaşların, arkadaşların, kardeşlerin... Senin o duvarların ardında olduğunu bilen, seni seven, özleyen...
Biz... Bir zamanlar o duvarların ardında günleri aylara, ayları yıllara ekleyerek kalmış ya da hiç kalmamış, hatta önünden geçmemiş... Ama şimdi demir parmaklıkların ardında nefes alıp veren... Yüreği, mavi düşlere salınmış uçurtmalar gibi sizin havalandırmada, hücrede atan... Özgürlüğün her zaman için çoğul olduğunu bilecek kadar özgür...
Duyduk ki uzun zamandır sizi kimse şaşırtmıyormuş! Biz de sürpriz yapıp sizi şaşırtalım dedik... Ama yanlış anlamayın, bunu esasen sizin için değil, kendimiz için yapıyoruz. Bize iyi geliyor... En çok kendimizi sevindiriyoruz.
Bir de, ne yalan söyleyelim, deliyiz biraz. 'Bir vatandaş inisiyatifi oluşturalım, hunisini kapan gelsin, bizim içerdeki delileri şaşırtalım..' dedik. Ne de olsa delilik usluluktan yeğdir... 'Delilik başka dünyaların mevcudiyetinin ilanıdır... Deli hep başkasıdır...' demiş Mavi filozof... 'Akıl ise soğuk ve işbirlikçidir.' Biz soğuk ve işbirlikçi olamadık. İtiraz parmağımız havada daha.. Onlara, -egemen olan, baskıcı olan, haksız olan tüm onlara- kayba yazın bizi! demişiz bir kere. Siz de öyle demişsiniz ki, ordasınız. Yani siz içeride, biz dışarıda deli dalgalarız. Gayrı vuralım birbirimizin kıyılarına...
Bir mektubun değerini çok iyi biliyoruz, o mazgal açıldığında verilen mektubun hücreye getirdiklerini de... Çatlak bir duvar parçasında biten cılız bir otun ne demek olduğunu, her duvarın çatlayacağını da biliyoruz.. Kapı açıldığında kapının önünde bulacaksın bizi, daha ne diyelim... Sana benziyoruz aslında... Acılardan geliyoruz, ama gülümseyerek...
Mavi düşlerimizin hiç solmaması dileğiyle... Coşkulu selamlarımızla... Umutla dirençli kal can..." (BT/EÖ)