19 Ocak Hrant Dink, Şişli Halaskârgazi Caddesi'ndeki Agos
Gazetesi'nin önünde, saat 15.00 sularında uğradığı silahlı saldırı sonucu
hayatını kaybetti. Başına ve boynuna üç kurşun isabet eden Dink'in cesedinin
yakınında üç adet boş kovan bulundu. Görgü tanıkları, cinayeti işleyen kişinin
1819 yaşlarında ve beyaz bereli olduğunu bildirdi.
20 Ocak Zanlının kimliğinin aynı gün akşam saatlerinde
polisçe belirlendiği ve zanlı O.S.'nin yapılan takip sonucu Samsun Otogarı'nda
yakalandığı açıklandı. İstanbul Valisi Muammer Güler, katil zanlısının üzerinde
cinayet silahı ve cinayetin simgesi haline gelen beyaz berenin bulunduğunu da
açıkladı. O.S.'nin üstünden bir de Türk Bayrağı çıkmıştı. Sabaha karşı ise özel
bir uçakla cinayeti işlediği İstanbul'a gönderildi.
21 Ocak Katil zanlısı O.S.'nin, Samsun'da yakalandıktan
sonra jandarma karakolunda verdiği ilk ifadede "Cinayeti tek başıma
işledim. Dink'in internetteki yazılarını okudum, kanıma dokunuyordu, öldürmeye
karar verdim, İstanbul'a gidip yaptım" dediği öğrenildi. İstanbul'da
verdiği ifadede ise "suikast öncesi Trabzon'da yaylada atış talimi
yaptıklarını, 10 genç arasında silahı iyi tutup hızlı koştuğu için kendisinin
seçildiğini" anlattı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, cinayetin
herhangi bir siyasî boyutu ve örgüt bağlantısının bulunmadığını, suikastın
milliyetçi duygularla düzenlendiğini açıkladı.
22 Ocak İstanbul Valisi Muammer Güler, Cerrah'ın "örgüt
bağlantısı yok" açıklamasını düzeltti. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu,
"tesellimiz zanlının arkasındaki güçlerin önemli bir bölümünün yakalanmış
olmasıdır" dedi. Veli Küçük ile Danıştay cinayetinin tetikçisi Alparslan
Aslan'ın İsveç'te birlikte çekilmiş fotoğrafı basına sızdı.
23 Ocak Hrant Dink'in son yolculuğuna 100 binden fazla insan
eşlik etti. Katil zanlısı O.S. sekiz sayfalık ifadesini "öldürdüğüm için
çok pişmanım" sözüyle bitirdi. Azmettirici ağabey Yasin Hayal'den sonra,
ona talimat veren Erhan Tuncel de gözaltına alındı. KTÜ öğrencisi olan
Tuncel'in, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun Trabzon gezilerinde görev aldığı
ileri sürüldü. Trabzon'da düzenlenen bir basın toplantısında çekilen fotoğrafta
Tuncel, Yazıcıoğlu'nun arkasında görünüyordu. Yazıcıoğlu, "BBP üyesi
olduğunu sanmıyorum, ama ocağa, gençlerin arasına gelmiş gitmiş olabilir. Her
fotoğraftan bir suçlu mu ihdas edeceğiz" dedi.
Yasin Hayal'in, cinayetten önce Trabzon'da yaşayan emekli
bir albayla sık sık bir araya geldiği iddia edildi. Yasin Hayal'in,
"ulusalcı" görüşleriyle tanınan ve Trabzon'da etkili bir cemaatle de
ilişkisi olan emekli albay H.M.B.'nin görüşlerinden etkilenerek Dink cinayetini
planlamış olabileceği ileri sürüldü.
Öte yandan, Adana Demirspor'un haftasonu sahasında yapacağı
Alanyaspor maçında sahaya "Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz"
yazılı pankartla çıkma isteği, Futbol Federasyonu tarafından uygun görülmedi.
24 Ocak Emniyetteki sorgusunun ardından Beşiktaş Adliyesi'ne
çıkarılan Yasin Hayal, gazetecilere "Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı"
diye seslendi. Adliyede azmettirici Hayal ile katil zanlısı O.S. ilk kez
yüzyüze geldi. O.S.'nin Hayal'e, "Onu niye bana öldürttün" dediği
öğrenildi. Ayrıca O.S., "Yasin Hayal öldür dedi öldürdüm" diye ifade
verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, adliyeye
sevk edilen O.S. ile Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 5 kişinin
tutuklandığını belirterek, "Şüphelilere isnat edilen suçların vasıf ve
mahiyetinden de anlaşılacağı üzere, sanıkların cürüm işlemek için silahlı bir
teşekkül oluşturdukları sonucu çıkmaktadır" dedi.
Ankara Barosu Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı'na başvurarak,
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in son yazısında söz ettiği ve
"kendisini yazıları nedeniyle uyardığını" öne sürdüğü İstanbul Vali
Yardımcısı ile yanındaki 2 kişi hakkında disiplin ve ceza soruşturması
başlatılmasını istedi. Adana'da bazı parti ve dernekler, aralarında İçişleri ve
Adalet Bakanlarının da bulunduğu 7 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Trabzon Valisi Hüseyin Yavuz, "Amatörce işlenmiş bir
cinayet. İdeolojik örgüt yok. İsmini bildiğimiz kişi tarafından kullanılmış ve
örgütlendirilmiştir. Teşvik edilmiştir" dedi.
25 Ocak Sinop'ta yayınlanan Haber 57 gazetesinde köşe yazarı
Mete Çağdaş, Dink'in cenaze törenindeki "Hepimiz Ermeniyiz"
sloganının TCK'nın 301. maddesine aykırı olduğunu belirterek, cenaze tertip
komitesi ve katılımcılardan davacı oldu. TBMM duvarında bomba süsü verilmiş bir
pakette bulunan TİT (Türkçü İntikam Tugayı) imzalı notta, "Hepimiz
Ermeniyiz" sloganı lânetlendi, "Ogün ve Yasin kardeşlerimiz serbest
bırakılsın" denildi.
26 Ocak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanan Hrant Dink'in katil zanlısı beş
kişi, ilk aşamada terör örgütü kurmakla suçlanmadılar. Davanın da bu yönde
açılması zanlılara önemli avantajlar sağladı. O.S. cezaevine giderken montunun
astarına sakladığı iki SIM kartı ortaya çıktı.
28 Ocak Trabzonspor taraftarları Kayserispor maçında,
"Hepimiz Türküz, Hepimiz Trabzonluyuz, Hepimiz M. Kemal'iz"
pankartları açarken aynı gün oynanan MalatyasporElazığspor maçında da benzer
görüntüler vardı. Elazığsporluların, Hrant Dink'in Malatyalı olmasına atıfta
bulunarak "Ermeni Malatya" yazılı pankart açması iki takımın
taraftarları arasında çatışma çıkmasına neden oldu. Statlarda O.S.'nin taktığı
beyaz bereler dikkat çekiyordu. Gelibolu'da feribot kaçıran bir grup,
"Hepimiz yurtseveriz" diyerek, "Hepimiz Ermeniyiz"
sloganını protesto etti. Samsun'da Protestan kilisesi lokaline taşlarla
saldırıldı.
30 Ocak Erhan Tuncel'in "polis muhbiri" olduğu ve
saldırıyı planlama aşamasındayken emniyete bildirdiği iddiaları büyük yankı
buldu. Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün, Dink'in öldürüleceği ihbarında bulunan
"kilit isim" Tuncel'den aldığı bilgiyi cinayetten tam 11 ay önce
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ilettiği öne sürüldü.
Başbakan Erdoğan, "Derin devlet var, ta Osmanlı'dan,
gelenekten gelir. Ama bunu minimize etmek gerekir. Derine inemiyoruz"
dedi.
31 Ocak Hrant Dink cinayetinin Erhan Tuncel tarafından 17
defa ihbar edildiği, ihbarın değerlendirilmeme sebebinin araştırılacağı
açıklandı. TGRT, O.S.'nin yakalandıktan sonra Atatürk'ün sözünün yazılı olduğu
Türk bayraklı poster önünde jandarma ve polislerle birlikte poz verdiği
fotoğrafları yayınladı. Ona kahraman muamelesi yapıldığını belgeleyen
fotoğrafların kimler tarafından çekildiğinin araştırılması için müfettiş
görevlendirildi.
1 Şubat ANKA ajansının haberine göre, Trabzon Emniyeti'nde
görevli yetkili, Dink cinayetinin sanıklarının en son ağustosekim döneminde üç
aylık mahkeme kararıyla dinlendiğini öne sürdü. McDonald's bombacısı ve Dink
suikastı azmettiricisi Yasin Hayal'in başıboş bırakılmadığını ileri süren aynı
yetkili, şu iddialarda bulundu: "23 Ekim 2006 tarihinde dinlemenin
yenilenmesi için mahkeme kararı istedik. Ancak ne olduysa o anda oldu ve
şahısların polis bölgesinde ikamet etmediği gerekçesiyle soruşturma ve dinleme
talebimiz kabul edilmedi. Ama bu tarihe kadar yapılan görüşme trafiğinde
herhangi bir eylem belirtisi görünmüyordu. Yasin Hayal ve grubuna yönelik
yapılan çalışmalarda gözden kaçırılan en önemli nokta, bu kişilerin tamamının
Jandarma bölgesi olan Pelitli'de ikamet etmesi. Bu arada biz haddimizi aşıp,
İçişleri Bakanlığı'nın protokolle belirlediği emre karşı çıkıp bu bölgeden
istihbarat topladık. Hatta bir şekilde dinleme bile aldık. Yaptığımız
çalışmaları da yetkili mercilere ilettik. Fizikî takibi Jandarma fark edince
kestik."
2 Şubat O.S'nin "kahramanlık posteri"nin Samsun
Emniyet Müdürlüğü'nde çekildiği anlaşıldı. 2006'da, Hrant Dink'e "Yılın
Faşistleri" sıralamasında altıncılığı veren Türk Solu dergisi, suikastten
rahatsız olmadığını ifade eden yazılarla piyasaya çıktı.
Gökçe Fırat imzalı ve "Türkiye bir düşmanını
kaybetti" başlıklı başyazıda, "Dink'in öldürülmüş olması onu bir
basın şehidi ya da demokrasi şehidi yapmaz. Sonuçta o, yaşarken bu vatana karşı
Ermeni tezlerini savunan bir Türk ve Türkiye düşmanıydı" denildi.
4 Şubat "Polis muhbiri" Erhan Tuncel'in,
Trabzon'daki McDonald's saldırısının ardından mahkemeye polis zoruyla
getirilmesinin istendiği duruşma tensip tutanağını Milliyet ele geçirdi.
Tuncel, karara rağmen hiçbir celsede hâkim karşısına çıkarılmadı. Tuncel'i dinlemek
isteyen mahkeme de sonraki duruşmalarda bir girişimde bulunmadı.
6 Şubat Erhan Tuncel'in, Dink'in Yasin Hayal tarafından
öldürüleceğini fiubat 2006'da polise bildirdiği, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün
de durumu Ankara'daki Emniyet Genel Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
rapor ettiği belirlendi. Suikast planının, Emniyet'ten yaklaşık 5 ay sonra,
jandarma yetkililerine de ihbar edildiği ifade tutanaklarına geçti. Milliyet'in
haberine göre, Hayal'in halasının eşi Coşkun İğci, terörle mücadele tarafından
sorgulandı, 2004'ten itibaren jandarmaya muhbirlik yaptığını ve Hayal'in Dink'i
öldürme planını Temmuz 2006'da jandarma istihbaratına bildirdiğini söyledi.
7 Şubat Hayal yeni ifadesinde azmettiricinin Erhan Tuncel
olduğunu ve planı MİT mensubu İlhan Güler ile beraber yaptığını söyledi. Mc
Donald's eylemini de Tuncel'in yaptığını ifadesine ekledi. Dink cinayetini
soruşturma komisyonu, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın
soruşturulması için içişleri bakanlığından izin aldı.
8 Şubat O.S. ve Yasin Hayal'in oynadığı Pelitlispor futbol
takımının sahası kapatıldı. Cerrah, yapılan ihbarlardan haberi olmadığını
açıkladı. O.S.'ye "aslan kardeşim" diyen polis memurlarının yeni
görüntüleri yayınlandı.
9 Şubat Yasin Hayal'in 2004'te Trabzon'da gerçekleştirdiği
bombalama olayından sonra İstanbul'da yakalandığı evle, Dink cinayetini işlemek
için kullanmayı tasarladığı evin aynı olduğu, müfettişlerin bu konuda İstanbul
Emniyeti'nin ciddi ihmalinin bulunduğunu saptadığı öne sürüldü. Hayal, Mc
Donald's eyleminden dolayı BBP'li Yaşar Cihan'dan bin dolar aldığını, ayrıca
ailesine de para verildiğini söyledi. BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu "olayı
Yargıtay'da çözeceğiz" derken, Cihan parayı verdiğini doğruladı.
Kuvayı Milliye Derneği başkanı emekli albay Fikri Karadağ'ın
2005'te Mersin'de bir grup siville düzenlediği yemin töreninin görüntüleri
yayınlandı. Yeminde "ölmek de var öldürmek de var, bu uğurda ölebilecek
aslan yürekli Türk çocuklarına ihtiyacımız var" deniyordu.
Emniyet ve jandarmanın Dink cinayetini soruşturan
müfettişlere verdiği ifadeyi yalanlayan ANKA haber ajansının bilgisayarları
çalındı.
Sivil toplum örgütleri 301. maddenin kaldırılması için
meclise sunulmak üzere yirmi bin imza topladı. 10 Şubat Yasin Hayal'in verdiği
ifadelerdeki, MİT mensubu ile ilişkide olduğu haberlerini MİT yalanladı.
Kuvayı Milliye Derneği adı altında kurulan ölüm mangalarının
listesinde 3 bin 500 kişi bulunduğu açıklandı. Hedefler arasında çok sayıda
siyasetçi ve işadamının yanı sıra Can Dündar, Elif Şafak ve Orhan Pamuk da vardı.
12 Şubat Türkiye, Nusaybin'de ortaya çıkan toplu mezarı,
hangi halka ait olduğunun anlaşılması için Ermeni uzmanlarla birlikte açma
önerisinde bulundu.
21 Şubat İstanbul Valiliği, Kuvayı Milliye Derneği Başkanı
Karadağ ve 7 dernek yöneticisi hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç
işlemeye tahrik ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek iddialarıyla suç
duyurusunda bulundu.
15 Mart Dink ailesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na
başvurarak soruşturmayla ilgili kaygı ve taleplerini içeren bir dilekçe sundu.
22 Mart Erhan Tuncel'in, cinayetin ardından Trabzon
istihbarat şubesinde M.Z. isminde bir polis memuruyla telefonla konuştuğu
tespit edildi. Olaydan altı ay önce Trabzon'dan Bartın'a tayini çıkan M.Z.'nin
Erhan Tuncel'e, "Cinayeti sizinkiler mi işledi? Cinayet bana anlattığın
gibi mi işlendi? Yasin mi vurdu?" şeklinde sorular sorduğu öne sürüldü.
Soruşturmayı yürüten İstanbul polisinin elde ettiği bulgular, Dink cinayetine
kadar gelen ihmaller zincirinin 2004'te Trabzon'da McDonald's bombalamasıyla
başladığını, rahip Santoro cinayetiyle devam ettiğini ve Hrant Dink'in
öldürülmesiyle son bulduğunu gösterdi. Öte yandan, Meclis Soruşturma Komisyonu,
Dink suikastına ilişkin olarak İstanbul Emniyeti'ni kusurlu buldu ve Cerrah'ı
yüksek disiplin kuruluna sevk etme kararı aldı. 24 Mart Çok sayıda siyasî
suikast, provokasyon ve cinayet eyleminde adı geçen TİT, emniyete, "Hrant
Dink'i biz öldürdük. Şimdi sıra Osman Baydemir, Metin Tekçe ve Ferhat Tunç'ta,
sıkıysa koruyun" yazılı bir email gönderdi.
27 Mart Gözaltına alınan BBP Trabzon İl Başkanı Yaşar
Cihan'ın, polise verdiği ifadede Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in Dink'i öldürme
planı yaptıklarını Trabzon'da herkesin bildiğini söylediği ileri sürdü. Gazete
haberlerine göre, Cihan polis ifadesinde "Onları bu plandan vazgeçirmek
istedim ama ulaşamadım" dedi.
Bahadır Cihan ise Erhan Tuncel'i üniversiteden, Yasin
Hayal'liyse mahalleden tanıdığını anlattı: "İkisiyle de Alperen
Ocakları'nda samimi oldum. Bir yıldan beri görüşmüyorum. Bence Erhan Tuncel
başkaları tarafından kullanıldı."
28 Mart Erhan Tuncel'in Trabzon'da gözaltına alındığı
sırada, polisin kendisine diğer zanlıların ifadelerini okuduğu ve fikrini
aldıktan sonra serbest bıraktığı ortaya çıktı.
1 Nisan Dink suikastı zanlısı O.S'nin montunun gizli bölmesinden
çıkan SIM kartı 66 gün geçmesine rağmen jandarmadan savcılığa ulaşmadı. SIM
kartın cinayetin düğümü olabileceği söylendi.
2 Nisan Trabzon BBP İl Başkanı'nın oğlu Bahadır Cihan, Dink
cinayetiyle ilgili olarak gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra, Erhan
Tuncel'in Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile Elazığ'da görüştüğünü ve bunu
ifadesinde de dile getirdiğini açıkladı. 10 Nisan Avrupa'da Nobel ödüllü 53
kişi Türkiye'ye "301'i kaldırın" çağrısı yaptı.
Dink cinayetiyle ilgili olarak Trabzon Emniyeti Terörle
Mücadele fiube Müdürü Vekili Yahya Öztürk görevinden alındı.
14 Nisan Ankara'nın Tandoğan Meydanı ile Anıtkabir'de
"ulusalcı" çevreler tarafından düzenlenen "Cumhuriyet
Mitingi"ne on binlerce kişi katıldı.
18 Nisan Malatya'da Zirve Yayınevi'ne yapılan baskında,
İncil sattıkları ve misyonerlik yaptıkları gerekçesiyle biri Alman uyruklu üç
kişi boğazları kesilerek öldürüldü, üç kişi de yaralandı. Saldırının zanlıları
olarak islamî bir öğrenci yurdundan beş kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların
ceplerinde "beş kardeşiz, dinimize el attılar, vatanımızı kurtarmaya
gidiyoruz, ölmeye gidiyoruz, dönmeyebiliriz, hakkınızı helal edin" yazılı
mektupların bulunduğu söylendi. Yayınevi çalışanları daha önce de İncil
taşıdıkları için tehdit edildiklerini açıkladı.
20 Nisan Malatya katliamında katillerin aylar öncesinden
yayınevine gidip Hıristiyan olmak istediklerini söyleyerek, baskına hazırlık
yaptıkları açıklandı.
28 Nisan Genelkurmay Başkanlığı web sitesine geç saatlerde
konan muhtırada Urfa ve Denizli'de okullarda düzenlenen Kuran okuma merasimleri
örnek verilerek cumhuriyetin tehlikede olduğu vurgulandı. "Genelkurmay
yapılan tartışmalarda taraftır, laikliğin kesin savunucusudur ve gerektiğinde
bunu tavır ve davranışları ile açık bir biçimde ortaya koyacaktır" dendi.
Bildiri "ne mutlu Türküm diyene demeyen herkesin Türkiye'nin düşmanı
olduğu ve öyle kalacağı" ifadesiyle sonlandırıldı.
29 Nisan İstanbul'da yapılan "Cumhuriyet
Mitingi"ne yüzbinlerce kişi katıldı.
30 Nisan Hrant Dink cinayeti ile ilgili davada, iddianamede
yer alan sanıkların terör örgütü üyesi olarak yargılanması talebi "terör
örgütü delili yetersiz" iddiasıyla geri çevrildi. 10 Mayıs Dink suikastine
ilişkin soruşturma kapsamında, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nın İstanbul'a
gönderdiği Erhan Tuncel'le ilgili 48 sayfalık raporun imha edildiği ortaya
çıktı.
13 Mayıs İzmir'de altmış sivil kuruluşun katılımıyla yeni
bir Cumhuriyet Mitingi yapıldı.
19 Mayıs İstanbul'daki Ermeni okullarına "Son uyarı ve
ikaz" başlığıyla imzasız tehdit mektupları gönderildiği öğrenildi. Gazete
haberlerine göre, "Bazı Ermeniler Türkiye'nin bütünlüğüne zarar verecek
ayrılıkçı hareketler içinde. Bunların ev ve iş adresleri tarafımızdan çok iyi
bilinmektedir" ifadelerine yer verilen mektuplar Esayan, Getronagan,
Tıbrevank liseleri ile Yeşilköy, Topkapı Levon Vartuhyan, Bakırköy Dadyan,
Tarkmançats ve Karagözyan ilköğretim okullarına gönderildi.
31 Mayıs Hrant Dink cinayetinde, haklarında takipsizlik
kararı verilen kırk sekiz kişi için, Dink ailesi kamu davası açılmasını istedi.
1 Haziran Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nın, Hrant Dink
suikastinin önlenmesinde ihmalinin olup olmadığını araştıran dört müfettişin,
ortak bir kanıya ulaşamadığı öğrenildi. İki mülkiye müfettişi jandarma
istihbaratta görevli 4 er hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiğini
belirtirken, iki jandarma müfettişinin soruşturmayı gerektirecek kadar sağlam
bir iddianın bulunmadığını söyledikleri öne sürüldü.
12 Haziran Sınırtanımayan Gazeteciler Örgütü, Veli Küçük'ün
faşist Ölüm Tugayları ile ilişkili olduğunu açıkladı ve Dink'in ailesinin,
cinayet ile ilişkisine yönelik başvurusuna rağmen, Veli Küçük'ün ifadesinin
alınamadığını vurguladı. 30 Haziran Vatansever Kuvvetler Güç Birliği'ne yapılan
polis baskınında çok sayıda JİTEM ve Emniyet kartı bulundu. Kartların
benzerinin Danıştay suikastini yapan Alparslan Aslan'ın üzerinde de bulunduğu
açıklandı.
2 Temmuz İstanbul Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen
Dink cinayeti davasının ilk duruşması, sanık O.S.'nin yaşının küçük olması
gerekçesiyle basına kapalı olarak yapıldı. Diğer sanıklardan Erhan Tuncel,
bildiği her şeyi anlattığını iddia ederek görevini yaptığını söylerken, Yasin
Hayal de "bizi Erhan Tuncel yönlendirdi" ifadesini verdi. Hrant
Dink'in eşi Rakel Dink ise "ben bunlardan değil, karanlıkta kalanlardan,
karanlıktakilerden şikâyetçiyim" dedi. Birgün ve Agos gazetelerinin davaya
müdahil olma talepleri kabul edildi. 22 Temmuz AKP yüzde 46.7 oy alarak tekrar
iktidara geldi. Demokratik Toplum Partisi yüzde 10 barajına takılmamak için
bağımsız adaylarla girdiği seçimde grup kuracak sayıda sandalye elde etti.
20 Ağustos Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halacoğlu
yaptıkları araştırmada Sunni Kürt aşiretlerinin çoğunun Türk asıllı, Alevi
Kürtlerinin çoğunun ise Ermeni dönmesi olduğunu iddia etti.
28 Ağustos DTP Yusuf Halacoğlu hakkında soru önergesi
hazırlayarak meclise sundu.
13 Eylül Dink'in ailesinin avukatı Bahri Belen, Trabzon
Valiliği'nin bazı Emniyet görevlileri hakkında soruşturma izni vermemesi
kararıyla ilgili dosyayı incelemek ve fotokopi almak için Valilik makamına
dilekçeyle başvurdu. Belen, dosyanın, içindeki bilgiler gizli olduğu
gerekçesiyle kendisine verilmediğini söyledi.
14 Eylül Yargıtay, eski İnsan Hakları Kurulu Başkanı İbrahim
Kaboğlu ve Baskın Oran hakkında "Azınlıklar ve Kültürel Haklar"
raporundan dolayı verilen beraat kararını bozdu. Gerekçede "altüst kimlik
ayrımı yapan rapor, toplumsal tehlike boyutunda" denildi.
17 Eylül İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Plan
Yapmayın Plan" adlı şarkılarında Dink cinayeti zanlılarını öven
ifadelerden dolayı İsmail Türüt ve Ozan Arif hakkında soruşturma başlattı.
Mazlum Der ve İHD, Türüt ve Ozan Arif hakkında suç duyurusunda bulundu.
28 Eylül Hrant Dink cinayetiyle ilgili yeni kanıtlar ortaya
çıktı. Muhbir Tuncel ile polis M.Z. arasındaki telefon konuşmaları polisin
suikastten haberdar olduğunu gösteriyordu. Tuncel'in "Öldü mü"
sorusuna polisin yanıtı: "Tabii canım, tek fark (katil) kaçmayacaktı, bu
kaçmış."
1 Ekim Hrant Dink cinayeti davasına devam edildi. Sanık
O.S., cinayeti kendisine Yasin Hayal'in işlettirdiğini ve cinayetten önce
uyuşturucu hap aldığını söyledi. O.S.'yi getiren cezaevi aracının önüne
"ya sev ya terk et" rozeti yapıştırılmıştı.
11 Ekim ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi,
"1915 Ermeni soykırımı yasa tasarısını" kabul etti. Hrant Dink'in
avukatı ve oğlu Arat Dink hakkında "Türklüğe hakaret ettikleri"
gerekçesiyle, birer yıl hapis cezası istendi.
14 Ekim Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt: "Ermeni
tasarısı Genel Kurul'dan da geçerse ABD ayağına kurşun sıkmış olur."
17 Ekim Kuzey Irak'a sınırötesi operasyon için TBMM'ye
sunulan tezkere 507 oyla kabul edildi. 6 Kasım Hrant Dink suikastinde adları geçen
Veli Küçük ile Kemal Kerinçsiz hakkında, delil olmadığı gerekçesiyle
takipsizlik kararı verildi. 20 Aralık Ermenistan Parlamentosu, ErmeniTürk
ilişkilerini tartıştı. Türkiye'den Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Yusuf
Halacoğlu, Orhan Pamuk ve Baskın Oran'ın da aralarında bulunduğu davetlilerden
oturumlara katılan olmadı.
15 Ocak Hrant Dink cinayetinin ardından Jandarmaya yapılan
ve yeni ortaya çıkan bir ihbarda katil zanlısı O.S.'nin suikast için
arkadaşlarıyla İstanbul'a gittiği anlatılıyor. Cinayetten hemen sonra yapılan
ve zanlının adı, baba adı, adresi gibi detaylı bilgiler içeren ihbar
değerlendirilmemiş ve ihbarı yapan şahıs bulunmamış. (TK)
* Bu metin, express dergisinin Hrant Dink özel sayısında yayınlandı.