*"Billie Elliot"
Taşrada yaşayan 11 yaşındaki Billie Elliot babası ve mahallesinin tüm önyargılarını yıkıp da İngiltere'nin önemli bale okulundaki seçmelere gittiğinde jüri sandalyesinde oturan hoca ona soruyor: "Dans ederken ne hissediyorsun?"
Billie önce "bilmiyorum" diyor. Ardından bu yanıtın karşı tarafta hüsran yarattığını da düşünerek koyveriyor hislerini:
"Başta biraz sıkışmış gibi oluyorsunuz. Ama bir kere başladım mı her şeyi unutuyorum. Kaybolmak gibi... Sanki tüm vücudumda bir değişiklik hissediyorum... Vücudumda yangın var gibi. Kuş gibi uçuyorum. Sanki elektrik akımı, evet elektrik..."
Stephen Daldry'nin 2000 yapımı filminde Billie dansla kendini bulan pek çok insanın hislerine bu sözlerle tercüman olmuştu.
Neredeyse tüm kültür sanat kurumları bir yıldır kapalı. Barlar, kulüpler kapalı. Ve biz bir şeyden bir yıldır mahrumuz. Kendimizi kaybedercesine dans etmekten... Evde tek başına da yapılabilecek bir şey elbette ancak, bir arada, topluca, karşınızda her hareketinize manalı ya da manasız bir karşılık verecek insanların olması bambaşka!
Jean-Georges Noverre'nin doğumgünü
Bugün 29 Nisan Dünya Dans Günü. Modern balenin yaratıcısı Jean-Georges Noverre (1727-1810)'nin doğum günü anısına kabul edilen Dans Günü, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) ve UNESCO tarafından 1982 yılında tanıtıldı.
"Uluslararası Dans Günü Mesajı"nı bu yıl Almanyalı balet Friedemann Vogel kaleme aldı. Vogel biraz da bu sahne yoksunluğundan bahsettiği mesajında, "Fiziksel temas yok. Gösteri yok. İzleyici yok. Varoluş nedenimizi bulmak için hiç bu kadar motive kalmaya zorlanmamıştık" diyor.
Her yıl yayınlanan mesajın hedefi, tüm siyasi, kültürel ve etnik engelleri aşarak ortak dil olan dans aracılığıyla insanları bir araya getirmek, bu sanatın evrenselliği içinde eğlenmek ve kutlamak.
"Ayağının altındaki zemini hiç kaybetmedi"
Tanz dergisi, Friedemann Vogel'i "Ayağının altındaki zemini hiç kaybetmemiş bir dünya yıldızı" olarak tanımlıyor.
Vogel'in Uluslararası Dans Günü sitesinde yer alan 2021 mesajı şöyle:
"Her şey hareketle başlar - hepimizin sahip olduğu bir içgüdü - ve dans iletişimin rafine edilmiş halidir. Kusursuz teknik ne kadar önemli ve etkileyici olsa da, en nihayetinde dansçının hareketin içinde ifade ettiği şey, özüdür.
"Fiziksel temas yok, gösteri yok, izleyici yok"
"Dansçılar olarak sürekli hareket halindeyiz ve bu unutulmaz anları yaratmak için can atıyoruz. Dans türü ne olursa olsun, her dansçının başarmaya çalıştığı şey budur. Yani, aniden tiyatrolar kapalıyken performans sergilememize izin verilmedi ve festivaller iptal edildi, dünyalarımız durdu. Fiziksel temas yok. Gösteri yok. İzleyici yok. Yakın tarihte dans topluluğu hiç bu kadar kolektif olmamıştı, varoluş nedenimizi bulmak için hiç bu kadar motive kalmaya zorlanmamıştık. Yine de, tam da bizden değerli bir şey götürüldüğünde, bizim gerçekten yaptığımız şeyin ne kadar hayati olduğunu ve dansın toplum için ne kadar önemli olduğunu takdir edin.
"Dansçılar olarak her ne kadar genellikle fiziksel yeteneklerimizle ünlü olsak da aslında mental gücümüzle de buradayız. Bence bu eşsiz fiziksel kombinasyon ve üstesinden gelmemize, korumak için kendimizi yeniden keşfetmemize yardımcı olacak psikolojik çeviklik
dans etmek, ilham vermeye devam edecek."
Bugünü biraz da izlemeye doyamadığımız dans filmleriyle de analım:
Billy Elliot: Dans ederken kayboluyorum
Cats: T.S Eliot'un eserinden sahneye
Flashdance: 80'ler bu şarkı ve dansla da hatırlanıyor
Tango Lesson: Sally Potter - Pablo Veron işbirliği
Dirty Dancing: Sadece basit bir yaz kampı değildi
(AÖ)