Gezi davasında hakkında beraat ve tahliye kararı verilen Osman Kavala’nın, daha önce tahliye olduğu 15 Temmuz darbe girişimi dosyasından tutuklanması gerekçeleri arasında aynı dosyadan hakkında yakalama kararı olan ABD'nin eski dışişleri çalışanı ve Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Henri Barkey ile ilişkileri gösterildi.
Konu hakkında konuşan Barkey, Kavala ile yakınlıklarının olmadığını, telefonla dahi görüşmediklerini söyledi:
“Osman ile eşinin telefonu üzerinden 93 saat görüştüğümü iddia eden bir savcılık, ciddi bir savcılık değildir. Ben eşimle bile o kadar uzun telefonda konuşmadım. Kaldı ki Osman'nın eşini tanımıyorum bile ben. Hatta Osman Kavala ile bir kez bile telefonda görüşmedim. Osman'ı içeride tutmak için uyduruyorlar.”
Barkey, telekonferans aracılığıyla DW Türkçe'den Tunca Öğreten'in sorularını yanıtladı. Soru ve cevaplar özetle şöyle…
“Kavala’yla yakınlığımız yok”
Osman Kavala'yı tanıyor musunuz?
Tanıyorum.
Ne kadar yakınsınız? Sık sık görüşür müydünüz?
Aslında yakınlığımız, dostluğumuz yok. Kavala benim kız kardeşimin arkadaşı, onun sayesinde tanıdım. Onun dışındaysa birkaç toplantıda karşılaşmışlığımız ve ayaküstü sohbet etmişliğimiz var. Bugüne dek hiçbir proje için de bir araya gelmedik.
“Perinçek’in uydurmaları”
Türkiye'de sizin CIA ajanı olduğunuza dair genel bir kanı var. CIA ile bağlantınız var mı?
Bakın, iki sene ABD Dışişleri'nde çalıştım. Dışişleri'nde çalıştığınızda tüm kurumlarla da ilişkiniz oluyor. Memur olduğum için de CIA'in düzenlediği oturumlara katılmışlığım var. Ancak ajanlık yaftalamaları tamamen Doğu Perinçek gibilerinin uydurduğu bir şey.
Herhalde CIA ile bağlantınız olsaydı da bu soruya ‘Evet' yanıtı vermezdiniz…
Türkiye'de her şey uydurma. Herkes, herkes için bir şeyler iddia ediyor. Ben 30 yıldır profesörüm. CIA ajanı olmadığımı nasıl ispat edebilirim ki? Bu kadar yalanın içinde ne yapabilir insan? Bu kadar yalana cevap vermek imkansız. Kaldı ki ne deseniz inanmıyorlar zaten. Basın basın değil.
“15 Temmuz gecesi İstanbul’daydım”
Savcılığın hazırladığı dosyaya göre darbe girişiminin olduğu gece İstanbul'da, Büyükada'da bir toplantıdaymışsınız. Doğru mu?
Evet. Toplantıyı ben organize ettim. O dönemde Wilson Center'ın Ortadoğu Bölümü'nün başındaydım. Benden önceki direktör İran Nükleer Anlaşması üzerine bir çalışma başlatmıştı. Onun tamamlamak için İstanbul'a gelmiştim.
Toplantının konusu neydi?
Ortadoğu'nun, İran-ABD Nükleer Anlaşması’na ne tür reaksiyon gösterdiği üzerineydi.
İran ile ilgili bir toplantıyı neden İstanbul'da yapmak istediniz?
Katılımcılar Ortadoğu ülkelerindendi. Herkesi ABD'ye çağırmak yerine benim herkese yakın bir yere gitmemin daha kolay olacağını düşündüm.
Kayıtlara göre darbe girişiminden sonra ülkeden ayrılmadınız. Neden?
O kadar insanı İstanbul'a getirmiştim. Darbe de başarısız olmuştu. Toplantıya devam etmemiz için hiçbir engel yoktu. Cumartesi (16 Temmuz 2016), pazar (17 Temmuz 2016) iki gün boyunca hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya devam ettik. Toplantı bittikten sonra İstanbul'a geçtim.
İstanbul'a gittiğinizde Osman Kavala ile görüştünüz mü?
Karaköy Lokantası’nı çok severim. Pazartesi akşamı (18 Temmuz 2016) oraya yemeğe gittiğimde Osman ve arkadaşlarını gördüm. Beni görünce kalktı ve ayaküstü 4-5 dakika sohbet ettik. Sonra yerine oturdu, ben de yemek yiyeceğim arkadaşlarımın yanına geçtim…
“ABD’yi suçlamak istiyorlar”
Darbe girişimiyle ilişkilendirildiğinizi ilk ne zaman öğrendiniz?
Salı sabahı (19 Temmuz 2016) ABD'ye döndüm. Perşembe günü de Türkiye medyasında, -sanırım ilk yazan Türkiye gazetesiydi- hakkımda haberler çıkmaya başladı. Darbeyi yapmaya geldiğim yazılmıştı. İstanbul'a geliş bilgimi resmi kaynaklardan aldıklarını anladım, çünkü pasaport kontrolünden geçiş saatlerim falan yazıyordu haberde. O haberden sonra hakkımda çıkan iddialar yayılmaya başladı. Sonra da hakkımda yakalama kararı çıkarıldı. Tüm mesele bu.
Darbe girişimiyle bir bağlantınız var mı?
Tabii ki yok.
Peki, neden sizi darbe ile ilişkilendiriyorlar?
Varsayımda bulunacağım… Bence ABD'yi suçlamak istiyorlardı. Bu nedenle o gün orada bulunan eski bir ABD Dışişleri çalışanı olarak bunu benim üzerimden yaptılar.
Röportajın tamamı için tıklayın
(EKN)