Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni başlattığı Diyarbakır’ın merkez Kayapınar ilçesi Ekin Ceren Parkı’ndaki grup toplantısına halkın katılmasına polis izin vermedi. Parka sadece HDP milletvekilleri ve parti yöneticileri alındı.
Parkın önüne gelen yurttaşlar, grup toplantısını dışarıdan izledi. Toplantı boyunca yurttaşlar alkış ve zılgıtlarla destek oldu. Toplantının ardından tutuklu milletvekilleri için polis ablukasının ortasında sembolik olarak volta atan HDP milletvekilleri, sonrasında da 7 gün – 24 saat sürecek olan "Vicdan ve Adalet Nöbeti"ne başladı.
"Burası kamusal alandır"
“Durmayalım, Dur Diyelim, Faşizmi Durduralım" sloganıyla parkta yapılan grup toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Osman Baydemir, şöyle konuştu:
"Son iki yıldır coğrafyamızda demokrasiye ait tüm değerler ayaklar altındadır. Son 2 yıldır temsil etmiş olduğumuz halkların iradesi işgal edilmiş durumda. Tüm bunlardan kaynaklı Türkiye'nin kamuoyuna ve dünyanın kamuoyuna halkın vicdanına vicdanımızdan çağrıda bulunmak için buradayız. Burada oluşumuz bir vicdan ve adalet hareketidir. Adaleti vicdani bir direnişle koruma çabasıdır. Tüm insani değerlerine saldırıya ‘hayır’ demek için buradayız.
"Bugün bu parka baktığımızda bu abluka Türkiye'deki reel durumun ifadesidir. Burası bir kamusal alandır. Burası benim de Diyarbakır'da görev yapmış olduğum zamanda inşa edilmiş park. Bu ağaçlar halkın alın teri ile sulandı büyüdü. Ama bugün bu şehirde yüzde 70 oy almış bir siyasi parti grup toplantısını yapamıyor. Halkımız parka giremiyor. Adeta HDP'ye Kerbela dayatılıyor. Eğer siz Yezid olmakta ısrarlıysanız and olsun ki bizler de Hz. Hüseyin olmakta kararlıyız. Eğer siz Franco olmakta, Hitler olmakta kararlıyız and olsun bizler de Qazi Muhammed, Şeyh Said, Mazlum Doğan olmakta kararlıyız.
"Barıştan korkuyorlar"
"7 Haziran’da milletin iradesini tanımamakla başladı bu zulüm rejimi. Dokunulmazlığın kaldırılması ile büyüdü. 4 Kasım’da milletin iradesine HDP Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimizin tutuklanması ile yeni bir faşizm sayfası açıldı. 6.5 milyon insanın iradesi kelepçelenemez. Seçme ve seçilme hakkı zindana konulamaz. Halkın hür iradesi ve vicdanı ile seçmiş olduğu belediye başkanlarına kayyum atanamaz. Buradan bir kez daha seçilmişlerimize selam olsun. Onlar özgür olmadıkça bizler kendimizi özgür hissetmeyeceğiz.
"Eşitlik, adalet, onurlu bir barış isteyen bir halktan neden korkuyorlar. Çünkü barıştan korkuyorlar. Çünkü barış demek insanların hayatını yitirmediği bir ortam demek, onların iktidarının sarsılması demek. OHAL rejimi ortadan kalkıncaya, KHK’ler ile işinden olan bütün insanlar işine aşına yani adalete kavuşuncaya, Cizre, Şırnak, Gever, Sur'da işlenen suçlardan dolayı failler yargılanıncaya kadar, adalet tecelli oluncaya kadar durmayacağız. Barışın birlikte yaşamın önündeki en büyük engel Abdullah Öcalan önündeki tecrit politikasıdır. Bu tecrit kalkıncaya kadar adalet, onurlu barış talebi devam edecek." (NV)