Basın açıklamasında sonra HDP milletvekilleri TBMM bahçesinde alkışlarla yürüyüş yaparak partilerine yönelik gerçekleştirilen gözaltı operasyonunu protesto ettiler.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç ve milletvekilleri, 25 Eylül’de gözaltına alınan HDP’lilerle ilgili Meclis’te açıklama yaptılar.
Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç'un konuşmalarından satırbaşları şöyle:
Beştaş: HDP'nin karar organı 6.5 milyondur
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş: “Bu operasyon partimizde sadece 29 MYK üyemize değil bu operasyon HDP’nin bütün üyelerine, bütün o verenlerine, bütün seçilmişlerine yönelik bir operasyondur. Şunu iktidara ve ortağına, küçük ortağına, söylemek isteriz. HDP’nin karar organı 29 kişiden oluşmuyor; HDP’nin karar organı halktır, bize oy veren 6.5 milyon insan aynı zamanda HDP’nin karar organıdır.
"Bugüne kadar yaptığınız sistematik operasyonlarla HDP’yi nasıl küçültemediyseniz, tasfiye edemediyseniz bundan sonra da bunu başaramayacaksınız. Ham bir hayal peşindesiniz; evet şu anda 20 arkadaşımız gözaltında, HDP’yi susturmak o kadar kolay değil.
"Kobani olaylarının sorumlusu AKP'dir"
"Kobanî meselesinde hesap verecek olan biz değiliz. Hesap verecek olan Dolmabahçe Mutabakatı’nda resimleri olan ve o dönem iktidarda olan kendi yönetimleridir. Neden? İktidardaki parti bu kadar insanın katledilmesine neden göz yumdu?
"Sokağa çıkma yasağı ilan ettiği halde neden insanların bu şekilde canice öldürülmesini engellemedi? Öldürüldükten sonra neden katilleri, failleri yargı önüne çıkarmadı?
"Bunun sorumlusu biz değiliz, bunun sorumlusu yürütmedir, bu işin yürütücüsü olan iktidar partisidir. Kobanî protestolarında yaşanan can kayıplarının da mal kayıplarının da yaralanmaların da müsebbibi, sorumlusu, hesap sorulması gereken merkez kesinlikle AKP iktidarıdır.
"AİHM kararları var"
"Kobanî protestolarına dair bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararlar var. Bunları da dikkate almayan bir akıl var.
"Bu sabah arkadaşlarımız, adliyeye getirilerek gözaltı süreleri 4 gün daha uzatıldı.
"Avukatlarımız aracılığıyla öğrendik; daha tek birine tek bir soru sorulmadı. Orada tutulmaları; işkencedir, eziyettir, kötü muameledir, topluma bir gözdağıdır. Biz onları istediğimiz gibi, hiçbir soru sormadan gözaltında tutarız, adliyeye getiririz, hatta zehirlendikleri halde biz hastaneye kaldırmayız diyerek bu operasyonun asıl amacını ortaya koymaktadırlar.
"Dün akşam Ayhan Bilgen, Can Memiş ve İsmail Şengül bir gıda zehirlenmesi sebebiyle hastaneye kaldırıldı ve bütün girişimlerimize rağmen avukatlar önce görüştürülmedi, vekillerimizin Emniyet’e gitmesinden sonra avukatlar görüşebildi ve tedavinin başladığını söylediler.
"Gözaltı süresini uzaktamak işkencedir"
"Bu kadar da büyük bir insanlık dışı, hukuksuz yaklaşımla karşı karşıyayız. Gözaltı süresini uzatmak, onları gözaltında tek soru sormadan tutmak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) göre işkencedir, bu işkenceyi durdurun, arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın.
"Sizin seçim hesaplarınıza boyun eğecek ne bir parti var, ne bir halk var, ne bir Türkiye var. HDP’iz bir Türkiye yaratmayı başaramayacaksınız. Biz hep olacağız, ilerleyeceğiz bu saydığım tarihlerde olduğu gibi dayanışmayla, birliktelikle, Türkiye halklarının tümünün sesini, sözünü söyleyerek büyümeye ve demokratik siyasette ilerlemeye devam edeceğiz"
Oluç: Dosya 5 yıl yedekte tutuldu
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç: "Kobanî protestoları, hepinizin hatırladığı gibi 6-8 ekim 2014 yılında oldu. 2015 yılında bununla ilgili o dönemin Merkez Yürütme Kurulu üyelerine bir soruşturma açıldı. Şu anda gözaltında bulunan bütün MYK üyesi arkadaşlarımız 2015 yılında o soruşturma nedeniyle ifadelerini verdiler çeşitli illerde. 2015 yılından bugün kadar 5 yıl boyunca yedekte tutulan bu dava, bu soruşturma şimdi yeniden gündeme getirildi.
"Aslında o gün ifadelerini vermiş olan arkadaşlarımız bugün hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulmaya devam ediyorlar. Bu hukuksuzluğu protesto ediyoruz. Ortada ne hukuk ne yargı bıraktınız, artık her şey ama her şey Saray'ın kararları ve AKP'nin Adalet Komisyonu'na dönüşmüş olan mahkemeler aracılığıyla yapılıyor. Bu operasyon kesinlikle hukuki bir operasyon değildir, kesinlikle siyasi bir operasyondur.
"HDP'yi tehlike olarak görüyorlar"
"Bu siyasi kararın hedefi açık biçimde AKP ve MHP ittifakını ve iktidarın demokrasi mücadelesinde büyük bir tehlike olarak gördükleri HDP'yi, tüm kurum kuruluşları, ittifakları ve bileşenleri ile demokratik siyasetten tasfiye etmektir.
"Amaç budur. İktidar tasfiyeci bir iktidardır, iktidar siyasi olarak rakibi olan HDP'yi siyaset yoluyla yenememektedir, o nedenle yargıyı kullanarak HDP'yi tasfiye etmeye çalışmaktadır. Bu tasfiyeci iktidarın hukuk dışı bir uygulamasıdır.
"Bu bir siyasi intikam operasyonudur. Sadece tasfiye operasyonu değildir. Bugün gözaltında tutulan MYK üyelerimiz aslında 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimlerinin de ayrıca yürütücüsü olan MYK üyelerimizdir. 7 Haziran 2015'te bu toplum büyük bir deli gömleğini attı kenara ve büyük bir umutsuzluğu toprağa gömdü.
"Herkes demokrasiye sahip çıkmalı"
"AKP'nin seçim yoluyla da tek başına hükümet kuramayacak duruma geleceğini bütün toplum gördü ve yaşadı. 7 Haziran 2015'in özelliği budur işte. 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimlerini yürütmüş olan MYK üyelerimize yönelik o nedenle de bir intikam operasyonudur aslında. O günün intikamı bugün alınıyor. Neden? Çünkü bugünkü konjonktür bu intikamı almayı gerektirdi.
"Bugün HDP'ye sahip çıkmak demek HDP'nin tüm politikalarını benimsemek değildir. HDP'ye sahip çıkmak demek demokrasiye, demokrasi, özgürlük, barış ve eşitlik mücadelesine sahip çıkmak demektir." (RT)