Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, partinin genel merkezinde haftalık basın toplantısını gerçekleştirdi.
HDP’nin önümüzdeki dönem programı hakkında da bilgi veren Günay, “Halkın gündemi bellidir” diyerek ekonomik icraatlara karşı taleplerini sıraladı:
- Emeklilerin bayram ikramiyeleri derhal düzenlenmelidir. 1 benzin deposunu doldurmayan, bir kira bedeli etmeyen, bir aylık elektrik ve su faturasına kadar ancak yeten 1100 TL’lik bayram ikramiyesi bu ülkenin emeklilerine hakarettir.
- Tane ile satılmaya başlanan meyve ve sebzelerle dolu manav bölümleri bu ülkenin çiftçilerine hakarettir.
- Bayram tatilini ailesi ile geçirmek isteyen gençlerin burs miktarlarının bir bilet fiyatına ancak yetmesi milyonlarca öğrenciye yapılan bir hakarettir.
- 2022 yılının ilk 3 ayında 2021 Aralık ayındaki alım gücünün dahi altına düşen Asgari Ücretin bugünkü ekonomik kriz ve enflasyon karşısında tekrar düzenlenmemesi bu ülkenin milyonlarca emekçisine yapılan bir hakarettir.
Günay, “Ancak iktidarın gündeminde zenginin daha zengin yoksulun daha yoksul hale getirildiği Kur Korumalı Mevduat sisteminin sürdürülmesi için ek düzenlemeler var. Halkın gündemi ve talepleri yok. AKP iktidarı ve küçük ortağının gündeminde halk yoksa, şunu iyi bilsinler ki halkın gündeminde de sandıkların kuruldukları gün bu zulüm ittifakı olmayacaktır” diye konuştu.
“İktidar ekonomik ve insani maliyeti gizliyor”
Ebru Günay, “Kilit-Pençe adıyla yeni bir sınır ötesi saldırı dalgası başlatıldığını” söyledi ve şu değerlendirmeyi yaptı:
“HDP olarak bu ülkenin gerçek gündeminin savaş olmadığını iyi biliyoruz. Kamuoyunu manipüle eden, gerçekleri, savaş ve çatışmanın insani ve ekonomik maliyetini gizleyen iktidar, bu durumu hep kendi yönetimlerinin devamlılığı için kullandığı da son derece nettir.
Muhalefete çağrı
“Toplumun açlık ve yoksulluğa mahkum edilmeye çalışıldığı Türkiye’de, AKP-MHP ittifakı ile yolsuzluk, rant, torpil politikaları, savaş çığırtkanlığı tarafından bastırılmakta ve gizlenmektedir.
“Devlet ve mafya ilişkilerinin iç içe geçtiği, bürokrasinin hepten yozlaştığı, ekonominin yerle yeksan olduğu bir hükümet gerçekliğinde savaşı bir çıkış yolu, yıkımı bir kurtuluş, işgal bir reçete olarak görülüyor.
“Hukukun, yasama ve yürütmenin olmadığı böylesi bir ortamda iktidar bir savaş iktidarına dönüşmüş durumdadır.
“Muhalefete de seslenmek istiyoruz. İktidarın savaşçı, hamaset siyasetinin arkasına dizilmek Türkiye’nin demokratik geleceğine hizmet etmez. Ancak iktidarın ömrünü uzatmaya hizmet eder ve Türkiye halklarına kaybettirmek olur.
“Gerçek ittifak savaşa karşı barış ittifakıdır.HDP olarak, barış ve çatışmasızlık gayretlerine katkı verme sorumluluğuyla, diyalog çağrımızı tekrarlıyor ve kamuoyu başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları duyarlı olmaya, barış siyasetini büyütmeye davet ediyoruz.” (AS)