* Fotoğraf: Okan Özer / AA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, çözüm süreciyle ilgili Meclis’te basın toplantısı yaptı. Açıklamada Bülent Arınç'ın HDP'ye yönelik "Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici altında kalmayın. Siz, bir siyasi partisiniz özgür olun" açıklamasına yanıt verildi ve İmralı'ya gidiş için yapılan başvuruya açıklık getirildi. Açıklamanın dikkat çeken diğer vurgusu ise HDP'nin 6-7 Ekim günlerinde yaşanan olaylardan sorumlu tutulması hakkındaydı.
Toplantıda Buldan şu metni okudu:
“Geçen hafta, çözüm sürecinde gelinen aşamayı ve heyet olarak beklentilerimizi sizlerle paylaşmış, akabinde Adalet Bakanlığı’na başvuru yaparak İmralı Adası’na gitmek istediğimizi belirtmiştik. Bir hafta süresince hem Hükümet kanadından konuya dair yapılan açıklama ve değerlendirmeleri yakından takip ettik, hem de İmralı ziyaretimizin bir an once gerçekleşmesi için talebimizi sık sık hatırlattık.”
Arınç’ın açıklamaları
“Önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Hükümet sözcüsünün (Bülent Arınç) yaptığı talihsiz değerlendirmeler nedeniyle konuyu bir kez daha kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı duyduk.”
“Her şeyden önce HDP İmralı Heyeti olarak Adalet Bakanlığı’na yaptığımız başvuru, partimizin ve heyetimizin, demokratik çözüm ve barış sürecinde bugüne kadar oynadığı tarihi rolü devam ettirme hususunda samimi bir irade beyanıdır.”
İmralı’ya gidiş
“Yaşanan onca gerilim ve sıkıntıya karşın çözüm sürecinin devam etmesi hususundaki kararlılığımızın da en net göstergesidir. Ziyaret talebimiz her koşul altında siyasi müzakere kanallarının açık tutulması yönündeki çabalarımızın bir parçasıdır.”
“Barış hakkına olan inancımızın ve çözüm sürecine dair sorumluluğumuzun da gereğidir. Çünkü heyetimizin İmralı Adası’na gidişinin engellenmesi Sayın Öcalan ile başlayan diyalog sürecinin bittiği anlamına gelecek ve bu da sürecin sonlandığı gibi olumsuz sonuç doğuracaktır.”
“İşte bu sonucun ortaya çıkmasına heyet olarak yol açmamak için resmi bir başvuru ile rolümüzü oynamaya hazır olduğumuzu açıkça deklare etmiş olduk.”
Barış ısrarı
“Ancak, son derece iyi niyetle ve samimi bir çabayla ortaya koyduğumuz bu ısrar, anlaşılan odur ki, Hükümet ve Hükümet yetkilileri tarafından yeterince anlaşılmamaktadır.”
“Heyetimizin halklarımıza karşı olan sorumluluk gereği ortaya koyduğu barış ısrarına karşı Hükümetin vermiş olduğu cevap partimize ve heyetimize karşı tehdit, müdahale ve çözümsüzlük dili olmuştur.”
Çözümsüzlük dili
“Gerek kullanılan çözümsüzlük dili, gerekse de Hükümetin ısrarla sürdürdüğü duyarsız yaklaşım çözüm süreci açısından her saniyesi önemli olan çok kıymetli zamanın heba olmasına yol açmaktadır.”
“Yapılması gereken; kesintiye uğramış diyalog kanallarını bir an önce açmak, müzakereye geçiş mekanizmalarıyla ilgili zaman kaybetmeksizin somut adım atmak olmalıdır. Bu süreçte partimizin ve Heyetimizin iradesi üzerinde tahakküm kurmayı çağrıştıran yaklaşımlardan ve söylemlerden de biran önce vazgeçilmelidir.”
Tam demokratik ülke
“En çok da hükümet ve devlet yetkilileri bilmektedir ki; partimiz ve heyetimiz barışa katkı sunmak ve tam demokratik bir ülkenin harcına tarihi kararlılığımızı katma konusunda son derece yapıcı bir tutum içerisinde olmuştur.”
“Bu kararlılığımız bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da aynı ciddiyet ve sorumluluk içerisinde devam edecektir.”
Kamu düzeni
“Yanlış bir tartışmadan doğru bir sonuca gitmek mümkün değildir. Yanlış tartışma; kamu düzeninin sağlanmasını partimizin sorumluluğuna bırakarak, gelişen şiddet ve çatışmalardan aslında HDP sorumluymuş gibi bir anlayış yaratmaya çalışmaktır.”
“Tarihi bir gerçekliktir ki, bir ülkede demokratik haklar tehdit ve kısıtlama altındaysa, hak talepleri anında kriminalize ediliyorsa ortada ne kamu kalır ne de düzeni.”
Barış temelli düzen
“Dolayısıyla kamu düzeninin sağlanmasının ve çatışma ortamının ortadan kaldırılmasının biricik yolu; ülkede barış temelli tam demokratik düzenin tesisidir.”
“Tam da bu noktada, siyaset kurumuna ve siyasi partilere vazgeçilmez görev ve sorumluluklar düşmektedir.”
Görüşmelerin sıklığı ve niteliği
“Gelişmelerin neredeyse çatışma boyutuna vardığı bir anda yapılması gereken; görüşmelere ambargo koymak değil tam tersine görüşmelerin sıklığını arttırmak, niteliğini derinleştirmek ve tüm demokratik kurumları da bu mekanizmaların içine katmaktır.”
“Taktir edilmelidir ki; kamu düzeninde hiç bir sorun olmadığı ve çatışmaya dönük hiç bir tutum geliştirilmediği zaman aslında demokratik zemin sağlıklı bir işlerliğe kazanmış demektir.”
Çatışmasızlık süreci
“Çözüm sürecinin amacı tam da budur ve bu diyalog ve müzakere mekanizmasına en çok çatışmalı günlerde ihtiyaç vardır.”
“Çatışmasızlık sürecinin başladığı günden buyana gerek sürecin sağlanmasına dönük emeğimiz, gerekse de kalıcılaşması konusunda ortaya koyduğumuz irade ve bu konuda geliştirdiğimiz özenli ve sorumlu tutum halklarımızın nezdinde en büyük demokratik teminatımızdır.”
Öcalan’ın rolü
“Hükümet yetkilileri bütün meseleyi İmralı görüşmesine indirgemekten de kaçınmalıdır. Aslolan; bu görüşmelerin başlamasıyla birlikte Öcalan’ın tarihi rolünü rahatça icra edebilmesinin koşullarının sağlanmasıdır.”
Sürecin devamı
“Bir süredir kesintiye uğramış olan diyalog sürecinin dün itibariyle heyetimizin Çözüm Kurulu’nda yer alan yetkililerle yapmış olduğu bazı temas ve görüşmeler sonucu sürecin kaldığı yerden devam etmesi konusunda karşılıklı bir irade ortaya çıktığı izlenimini de belirtmek isteriz.”
"Barış iradesinin arkasındayız" |
"Bu belirlemelerin ışığında şunu bir kez daha bütün kamuoyunun dikkatine sunmak isteriz: * Tarafların çatışma dili yerine sürece katkı sunacak çözüm dilini geliştirmesi, * İmralı görüşmeleri üzerinden yapay gündemlerin oluşturulmaması, * Hükümetin her tıkanıklıkta Heyeti ve İmralı görüşmelerini tartışma konusu etmekten kaçınması, * Sorumluluğumuzun tarihe karşı ve müşterek olduğunun hiç bir zaman unutulmaması, gerçekliğiyle, biz de yıllardır bütün bedellerle dile getirdiğimiz barış iradesinin arkasında olduğumuzu belirtiriz." |
Önder: Karşılıklı irade beyanı
Açıklamanın ardından Önder de basın mensuplarının sorularını cevapladı. Önder özetle şunları söyledi:
“Biz bu tür takvimlendirme anlayışına çok sıcak bakmıyoruz. Bu iş neredeyse saatlerin bile önemli olduğu ciddi bir meseledir.”
“Bu görüşmelerin tekrar kaldığı yerden devam etmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Sanırız hükümet de meselenin bu yöndeki ağırlığını kavrayacaktır.”
“Heyeti Öcalan belirledi onun dışında kimse tayin edemez, heyette bir değişiklik olmayacak. Yarın da üç gün sonra da olabilir. Bunu karşılıklı belirleriz.”
“Tekrar karşılıklı olarak bu irade beyanı daha kıymetlidir. Belli noktalarda benzer, müşterek, belli noktalarda hala ayrı düşünüyoruz.” (AS)