Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, Diyarbakır’da haftalık olağan basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Antep ve Mardin, Derik’teki kazaların ihmaller zinciri sonunda gerçekleştiğini söyleyen Günay, “Halkın can güvenliğinin değil, yandaşın rantının korunması sonucu katliam gibi bir kaza gerçekleşti. Basit tedbirlerle bu kazalara karşı önlemler alınabilirdi. Her iki kazada da ilk kazadan sonra tedbirlerin alınmaması facianın asıl sebebi” dedi.
“Yandaşın kar hırsı dolayısıyla bağımsız tonaj kontrolleri yapılmayan tırlar Mardin, Derik ve Mazıdağı’nda ölüm saçmaya devam ediyor. Herkes çok iyi biliyor ki tırlar Cengiz Holding’in Eti Bakır fabrikasından aldığı fosfat gübreyi taşıyorlar. Yanıcı bir madde ve dünyanın hiçbir yerinde yanıcı ve tehlikeli maddeler kent içinden geçirilmez. Gerekli tedbirler alınır. Hem bizim çokça dile getirmemize rağmen hem de Deriklilerin taleplerine rağmen gerekli tedbirler alınmadı. “
Günay, ekonomik krize dair de şunları söyledi:
“Bu ülkeyi 20 yıldır yöneten kim?”
“Ne zaman bir siyasal ya da ekonomik kriz çıksa yönetenler halkları birlik ve beraberliğe davet eder ve “boğulma” korkusuyla kendilerine destek vermeye çağırırlar. Bu dünyanın her yerinde bilinen klasik bir iktidar taktiğidir.
“Erdoğan da yine tüm ülkeyi batıran kendisi değilmiş gibi herkesten sabırlı olmasını istedi ve “aynı gemideyiz” dedi.
“Biz seninle aynı gemide değiliz. Biz halkımızla aynı gemideyiz. Soruyoruz: Bu ülkeyi 20 yıldır yöneten kim? Bütün siyasetini toplumu ayrıştırmak, kutuplaştırmak, bölmek için kullanan kim? Hazineden döviz garantili milyarlarca dolar ve euroluk ihale alanlarla, toprağını işlemek için sürekli borçlanan, tohum, gübre, elektrik fiyatları altında ezilen yoksul köylüler aynı gemide mi?
“Hüküm, bankalar için geçerli değil mi?”
“Bizler ise halklarımızın gemisinin batmasına, su almasına asla izin vermeyeceğiz. Hep birlikte, el ele, omuz omuza vererek bu gemiyi limana sakince yanaştıracağız.
“Çünkü bu liman AKP’nin talimatıyla hareket eden Merkez Bankası’nın faiz manipülasyonlarıyla yürümez.
“Dokuz ay önce “Bir Müslüman olarak ‘naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim, hüküm bu” diyen Erdoğan’a soruyoruz: yüzde 13 Merkez Bankası, yüzde 25 banka faizlerinde nas işlemiyor mu? Hüküm, paradan para kazanan bankalar için geçerli değil mi?
“Memleketi batırdık zirvesi yaptılar”
“Gerek KOBİ’ler gerekse de vatandaşlar bakımından ihtiyacı olanlar için faizi sıfıra indirelim. Geçmişte çekilen kredilerin faizlerini silelim. Ana paraları, uzun vadeli şekilde yapılandıralım. Nas da, insanlık da, vicdan da faize karşı, yandaşa karşı halkı savunmaya çağırıyor.
“Memleketi ve ülkeyi batıranlar şimdi panik halde kendilerini kurtarmanın arayışındalar. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan ve kurmayları olağanüstü “seçim zirvesi” yaptılar. Gerçi toplantıya çağrılanların bile haberi yoktu, çünkü Saray fena halde sıkışmış veya panik içinde.
“O zirveye “seçim zirvesi” dediler ama aslında zirve “Memleketi batırdık, filikalarla nasıl kendimizi kurtarırız” zirvesiydi.” (AS)