14 gündür gözaltında tutulan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticileri bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
78’liler sözcüsü ve HDP PM üyesi Celalettin Can’ın da aralarında bulunduğu 32 kişi 7 Şubat’ta yapılan ev baskınlarıyla İstanbul'da gözaltına alınmıştı.
Gözaltındaki isimlerin savcılık ifadeleri devam ederken HDK, Tutsak Aileleriyle Dayanışma İnisiyatifi, Anavatan Partisi (ANAP) eski ve Genel Başkanı ve Demokrasi İçin Birlik üyesi Nesrin Nas, Tek Tipe Karşı Dayanışma Platformu, 78’liler, HDP ve bileşenlerinin bulunduğu bir grup adliye önünde basın açıklaması düzenledi.
HDK ve HDP sözcüleri: Barışın ve demokrasinin yanındayız
Açıklamada ilk olarak HDP İstanbul İl Eş Başkanı Esengül Demir ve HDK İstanbul İl Eş Başkanı Gülçin Aykul söz aldı.
14 günlük gözaltı süresini eleştiren Demir ve Aykul “Barışın ve demokrasinin yanında olmaya devam edeceğiz” diyerek arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler.
Bircan: Demokrasi için ifade özgürlüğü şarttır
78’liler adına konuşan İstanbul Sözcüsü Yunus Bircan “Barış istemek en temel insan haklarındandır” diyerek şu ifadelere yer verdi:
“Demokrasinin işlemesi için ifade özgürlüğü şarttır. Türkiye’nin anayasa ve altında imzası bulunan tüm uluslararası sözleşmelerde garanti alınan haklara bir hukuk devleti olarak sorumluluğu ve yükümlülüğü vardır.
“Bu nedenle, hukuka aykırı bir biçimde, somut suç isnadı olmaksızın gözaltına alınan ve bugün savcılığa çıkarılan Celalettin Can ve tüm muhalifler serbest bırakılmalıdır.”
Kaya: Ya açıklamada ya morgda ya da adliyedeyiz
HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ise 14 günlük gözaltı süresine tepki göstererek şöyle konuştu:
“Görevli memurların dahi orada duramayacakları bir süre içerisinde, 14 gün boyunca arkadaşlarımız mahrumiyet altında tutuldu. İnsanların özel haberleşme hakkı varken bugün telefondan mesajlaşamayacak, dışarıda hangi kitabı okuyacaklarını seçmek durumunda kalacak hale geldiler.
“Biz ya açıklamada, ya morgda, ya zindanlarda ya da adliyedeyiz. Arkadaşlarımız insanca yaşanılabilir bir ülke istedikleri için zindanlarda. İnsanca yaşamdan vazgeçmeyerek direnenler bunun mücadelesini vermekten de vazgeçmeyecekler.” (TP)