Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bileşenleri "Demokratik Cumhuriyet Ortak Vatan İçin Hayır!" sloganıyla referandum deklarasyonlarını açıkladı.
İstanbul'da Salon Figaro’da açıklanan deklarasyon toplantısına HDP milletvekilleri de katıldı.
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit’in okuduğu deklarasyondan satır başları şöyle:
"Mutlak iktidar, tek adam yönetimi"
* Toplumun demokratik, çoğulcu, eşitlikçi, laik, kadın özgürlükçü, ekolojik ve sosyal bir anayasa ihtiyacı ve talebi bakidir. Yeni bir toplumsal sözleşme, Türkiye’nin tarihsel, toplumsal ve kültürel sorunlarının aşılması, eşitlik ve farklılıkların beraberliği ruhunun pekişmesi açısından önemli bir adım olacak.
* Ancak şimdi bu ihtiyaç yok sayıldı, Erdoğan-Bahçeli ittifakının Anayasa değişikliği ‘mutlak iktidar’ ve ‘tek adam yönetimi’ hedeflidir.
"Kuvvetler ayrlığı yok ediliyor"
* Bu değişiklik ile yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki kuvvetler ayrılığı, kuvvetlerin birliği ve uyumu hedefi ile ‘tek kişi yönetimi’ altında toplanmakta, adalet terazisi ‘tek adam’ın eline verilmekte; zaten demokratik ülkelere göre oldukça geri bir düzeyde olan denge, denetleme mekanizmaları bertaraf edilmekte, halkın temsil ve denetim hakkı gasp edilmektedir. Böylelikle, Türkiye’de uzun yıllardır sürdürülen demokratikleşme mücadelesinin kısmi kazanımları dahi tasfiye edilmek istenmektedir.
* Bu değişiklik, demokratik anayasal düzenin geliştirilmesine, evrensel temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesine, güçlü bir yerel demokrasinin oluşturulmasına yönelik değildir. İktidarın sınırları alabildiğine genişletilmekte, yurttaşların temel hak ve özgürlükleri ise alabildiğine işlevsizleştirilmektedir.
"Kutuplaştırıcı, çatışmacı sonuçlar doğurur"
* Yapılmakta olanın adı, sivil darbeyi, OHAL ve KHK rejimini süreklileştirmek; toplumu daha fazla baskı altında tutarak demokratik hak ve özgürlükleri yok saymaktır. Bu durumun siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamımızın her alanında yaralayıcı, kutuplaştırıcı ve çatışmacı sonuçlar doğuracağı şüphesiz.
* Eş Genel Başkanlarımızın, seçilmiş milletvekillerimizin, belediye eşbaşkanlarının ve meclis üyelerinin ve binlerce partili arkadaşımızın siyasi rehineler olarak cezaevlerinde tutulduğu; kadın iradesiyle oluşmuş yapıların tahrip edildiği; muhalif medya kuruluşlarının engellendiği ve kapatıldığı, kimi çalışanlarının tutuklandığı; sivil yaşamın olmazsa olmaz örgütlü yapısı olan STK’lerin kapatıldığı; özgür düşüncenin egemen olması gereken üniversitelerin baskı altında tutulduğu, akademisyenlerin görevden atıldığı veya tutuklandığı, kamu emekçilerinin kamudan ihraç edildiği bu süreçte topluma dayatılan anayasa değişikliği demokrasi hedefli değildir, bu anlamıyla referandumun meşruiyeti yok.
* Ülkemiz için, halklarımız için, özgür, demokratik ve eşit bir yaşam için ‘Hayır’ diyoruz. ‘Hayır’ demokratik Türkiye’nin yolunu açar. (NV)