Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen haftalık grup toplantısında konuştu.
Filistin-İsrail Savaşı, deprem bölgelerindeki rezerv alan ilânları ve 31 Mart 2024’te yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hatimoğulları’nın konuşmasından satırbaşları özetle şöyle:
“Bütün dünya ne yazık ki bu savaşa, mazlum Filistin halkının katledilmesine seyirci kalmış durumda. Konuşan da boş konuşuyor. Erdoğan ‘Netenyahu tarihe Gazze kasabı olarak geçti, Lahey’de yargılanmalı’ diyor. Örnek olarak da Miloseviç’i veriyor. Ama Rojava’da savaş suçu işleyen iktidarın mimarı olduğunu kendisi unutuyor. Rojava’da katledilen Kürt halkının ve küçücük bebeklerin nasıl katledildiğini unutuyor ve burada payı olduğunu unutuyor. Lahey’de yargılanacak o kadar insan var ki bunlardan biri de Erdoğan’dır.
HEDEP eş genel başkanları kimdir?
“Önergemiz reddedildi”
“Söylediğiniz şeyin doğru olduğunu biz de düşünüyoruz ama peki bunun için siz ne yapıyorsunuz? Koca bir hiç! Bu kürsüye her çıktığımızda bunu ifade etmeye devam edeceğiz. Türkiye’nin İsrail ile olan askeri ve ticari anlaşmalarından birine son verdiklerine tanık olduk mu? Hayır. Sadece kola ile alıp veremedikleri var. Onları bir politik tavır olarak satıyorlar. İç siyaseti belirlemek için bunu yaptığını defaatle söyledik. Bunlar gazel okuyor.
“Geçen hafta partimiz bir grup önergesi verdi. Filistin sorununu gelin gündeme alalım, parlamentoda bir komisyon kuralım, çalışma yürütelim diye önerdik. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin Filistin için verdiği teklif, AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Buradan soruyoruz: Siz neyden kaçıyorsunuz? Neden bir komisyon oluşmasından ya da parlamentoda bir çalışma yürütülmesinden kaçıyorsunuz?
“Depremi unutturmayacağız”
“En son biliyorsunuz yine bu parlamentoda çıkan kararlardan biri ‘rezerv alan planı’ydı. Pilot bölge Antakya seçildi. 207 hektarlık alan rezerv alan ilan edildi. Bu yaklaşık 50 bin insanın yaşam alanına denk geliyor. Depremzede yaşadığı şokun ikincisini bu haberle birlikte yaşadı. Yaşadığımız deprem evlerimizi başımıza yıktı ama bu haber bir kez daha oradaki halkın başına çadırlarını ve konteynerlerini yıktı. Bu uygulama tam anlamıyla toprağa da kayyım atama uygulamasıdır. İlla istiyorsan ey Erdoğan, önce sarayını rezerv alanı ilan et.
“Erdoğan kendi sermayesine peşkeş çekmek üzere depremzedenin kanı üzerinden para kazanmayı helal gören bir yaklaşım içinde. Rezerv alan ilanı bu anlama gelir. Bu iktidar insan kanı canı üzerinden kâr elde etmekte bir beis görmüyor. Her şeye rağmen gözyaşları arasında geleneklerini yerde bırakmayan, bahurla, tütsüyle ve reyhanla bizi karşılayan Hatay’daki kadınlara, gençlere burada sizlerin huzurunda sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Deprem bizim gündemimizden hiçbir zaman çıkmasın. Depremzedelere sözümüz olsun ki depremi unutmadık, unutturmayacağız ve sonuna kadar sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz.
“Her yerde kazanmak için”
“Bölgemizde ve bütün dünyada onca sorunun devam ettiği bir dönemde tabii ki bizler aynı zamanda yerel seçimlere de hazırlanıyoruz. Seçimler için partimize başvurular yoğun bir şekilde devam ediyor. Adaylarımızı en geniş kent uzlaşısıyla belirleyeceğimizi kamuoyuna ifade etmiştik. Erkek egemen anlayışa karşı kadınların, gençlerin ve engellilerin bir adım öne çıkmasını istiyoruz. Özellikle kadınların, gençlerin ve engellilerin başvurularında daha büyük bir artış bekliyoruz. Buradan da onlara çağrımızı yapıyoruz: Bir adım önce çıkın ve bulunduğunuz her yerde aday olmak için başvurularınızı yapın. Toplumun tüm halklarını, inançlarını, renklerini ve seslerini bizler bu dönemde Türkiye’nin dört bir yanında aday göstereceğiz.
“Biz her yerde kazanmak için yola çıkıyoruz. Bölge belediyeleri için ellerini ovuşturanlar bilsin ki onlara oradan ekmek çıkmaz. Halklarımız partimizin etrafını öyle bir sarıp sarmalayacak ki, kayyımları oradan öyle bir söküp atacak ki o kayyımlar bir daha gelmemek üzere gidecekler. Belediyelerin etrafında o beton sütunlar değil canlı bedenlerimizle bizler olacağız. Halkımızla beraber, o kentin bütün yurttaşlarıyla beraber bizler kayyımlara karşı da elbette bir koruma kalkanı oluşturacağız. Çünkü orada bizim hayatlarımız var, yarattığımız değerlerimiz var. Bizler orada doğduk, orada büyüdük, orada yetiştik.
“Kayyımcılar kaybedecek”
“O topraklar bizim toprağımız, kayyımın değil. Yaşam fidanımızı nasıl ekip büyüteceğimizi birlikte göstereceğiz. O topraklarda alın terimizi öyle kayyıma teslim edecek falan değiliz. İl il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, köy köy il ve ilçe örgütlerimizle beraber bizler tam takım sahadayız. Sadece Kürdistan’da değil her yerde sahadayız. Çalışmalarımızı başlatmış durumdayız. Elini sıkmadığımız, kapısını çalmadığımız hiç kimse kalmayana dek sokaktayız. Her mahalleyi ve sokağı partimizin bayraklarıyla renklendirmek üzere halkımıza söz verdik ve biz o sözümüzü yerine getireceğiz. Bizler kazanmak için yola çıktık.
“Umut bizimle, halkımızın kararlılığı ve cesareti bizimle. Halkımızla birlikte büyük kazanacağız. İrade hırsızlarına karşı halkın iradesi kazanacak ve halklarımız büyük bir tarih yazacak bu seçimlerde. Gaspçılar, kayyımcılar, darbeciler, halk düşmanları kaybedecek. Halka karşı örülen bütün duvarları 31 Mart Yerel Seçimlerinde halkımızla birlikte paramparça edeceğiz. AKP-MHP kayyımlarını kendi çukurlarına göndereceğiz ve bizim olanı geri alacağız. Bizler Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında nerede yaşıyorsak oranın yerel yönetimlerine katılmak üzere yola çıkmış durumdayız. Bu duyguyla hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Mutlaka kazanacağız, mutlaka başaracağız. Serkeftin, serkeftin, serkeftin.” (TY)