Karısı Halide Özpolat’ı öldüren A.R.Ö., ceza indirimleri uygulanarak 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul Kağıthane’de 13 Mayıs 2016’da karısı Halide Özpolat’ı öldüren ve “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası ile yargılanan A.R.Ö'nün yargılandığı davanın karar duruşması, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti, sanığın sabit olan öldürme suçundan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi ancak haksız tahrik indirimi uygulayarak cezayı önce 24 yıla, ardından sanığın mahkemedeki davranışları göz önünde bulundurularak cezayı 20 yıla düşürdü.
“Bir kadının canını almak sadece 12 sene midir?”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına dava sürecini takip eden avukat İpek Bozkurt karara tepki gösterdi.
Sanığın, 20 celse boyunca, “Karım bana bakmıyordu, yemek yapmıyordu” şeklinde savunmalar yaptığını dile getiren Bozkurt, “A.R.Ö. iki kez silah satın almış. İki kez çocukları tarafından engellenmiş ancak üçüncü kez silah aldığında ise eşini katletti. Mahkeme boyunca akli dengesinin yerinde olmadığı ve tahrik altında olduğu izlenimi yaratıldı. Dövüldüğünden çocuklarının kendisine kötü davrandığından bahsetti” dedi.
Sanık avukatı Mustafa Özdemir’in tutumunu eleştiren Bozkurt şöyle konuştu:
“Meslektaşım mahkemelerin görevinin kadın cinayetlerini önlemek olmadığını söyledi. Bunun karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. Biz de Türk Ceza Kanunu’nun hükümleri uygulansın diyoruz ama mahkemeler aynı zamanda kadın cinayetlerinin neden arttığını anlamak için ceza vermek zorundalar. Mahkemeler bu cinayetlerin sistematik olduğunu görmeli. Ancak, bugün mahkeme cezayı ağırlaştırmış müebbetten 20 yıla indirdi. Yani sanık, cezanın üçte ikisini yattıktan sonra çıkacak. Bir kadının canını almak sadece 12 sene midir?
“Sadece mahkeme kararından dolayı değil, sanığı bu şekilde savunan meslektaşlarım olduğu için de hayal kırıklığına uğradım ve adalet duygumu kaybettim. Ama karara itiraz edeceğiz. Üst mahkemenin yeniden değerlendirmesini isteyeceğiz. Türkiye’nin AİHM’de kadın cinayeti davalarında sicili hiç de iyi değil. AHİM bu davaların takipçisi oluyor. Bizim görevimiz bunların takipçisi olmak.” (CK/ÇT)