Bu sene ilki düzenlenen 100 Lives kuruluşunun düzenlediği Aurora Prize (Aurora Ödülleri) kapsamında gerçekleştirilen Aurora Diyalogları Erivan'da the Matenadaran'da (Mesrop Mashtots Antik El Yazmaları Enstitüsü) başladı.
Etkinlik kapsamında İnsani yardımların küresel bazda durumu ve sorunları, Suriye ve ötesinde mültecileri kurtarmak, uluslararası insani yardım toplumunda kadının rolü ve kriz dönemlerinde ışık olmak başlıkları tartışılıyor.
Aurora Diyaloglarının ilk oturumunda International Center for Transitional Justice Başkanı David Tolbert'in yönettiği panelde eski BM İnsan Hakları Savunucuları Genel Sekreter Özel Temsilcisi Hina Jilani, insan hakları avukatı ve Nobel ödülü sahibi Şirin Ebadi, Columbia Üniversitesi'nden Prof. Edward Luck ve ABD Holokost Müzesi küratörü Dr. Steven Luckert insani yardımın küresel bağlamda durumu hakkında konuştu.
Panelistler mülteci krizine küresel yaklaşımlar, koruma sorumluluğu, kısa, orta ve uzun dönemde gereklilikler ve uzun dönem insani yardım stratejilerini tartıştı.
Ebadi: İnsan onuru korunmalı
Yerinden edilme ve mülteci krizinin sebebi ekolojik sorunlar ya da yoksulluk olduğu kadar diktatör yönetimler de olabiliyor. İran da bunlardan biri. Bugün Avrupa'daki mülteciler arasında diktatörlükten kaçan çok sayıda İranlı da var, Mülteciler arasında en çok Suriyeli ve Iraklılar bulunuyor.
Peki neden? Dünyanın bu bölgesinde başkan olan biri hayatının sonuna kadar iktidarda olmak istiyor.
Esad hanedanı Suriyeyi 45 yıl diktatörlükle yönetmeseydi ayaklanma olmayacaktı, aynı durum Kaddafi için de geçerli. Demokrasi olsaydı savaş olmayacak, insanlar kaçmak zorunda kalmayacaktı.
Bu krizin çözümü ise, insan onurunun güvenlik altına alınması. Yani savaşların, açlığın, despotluğun olmaması, Bu uzun süreli çözüm. Bunun için il olarak devam eden savaşlar sona ermeli, Suriye'deki barış görüşmeleri retorik olmamalı, Yemen'deki ateşkes tek taraflı olmamalı.
Bu mültecilerin çoğu Türkiye, Ürdün ve Lübnan'daki kamplarda yaşıyorlar. Bu korkunç kamplarda insanlar içecek suya bile ihtiyaçları var. Savaştan kaçan insanlar yaşayabilmek için kaçıyor ama bu kamplarda nasıl yaşam sürebilirler? Bu kamplardaki durumun düzeltilmesi gerekiyor. Böylece insanlar Avrupa'ya gitmek için hayatlarını riske atmak zorunda kalmaz.
Jilani: Hükümetler siyasi çıkarları için mültecileri kullanmamalı
Güvenliğimiz polisten değil, dünyanın her yerindeki umursayan insanlardan, insan hakları ihlallerine karşı mücadele eden insanlardan geliyor. İnsan hakları ihlallerinin hem sebebi hem sonucu olan faktörler var. Bunlar baskıcı hükümetler, çoğulcu topluma karşı çıkan devlet politikaları, devletlerin sorumluluklarını siyasi ve ekonomik çıkarları için görmezden gelmesi. İnsan hakları savunucuları pek çok zorlukla karşılaşıyor ve ulusal ve küresel siyasi durumu kavramadan bu zorluklarla başa çıkamayız..
İnsanlar çok kötü bir zamandan geçiyor. Bu birilerinin, bazı hükümetlerin ürettiği politikalarım sonucu olarak gerçekleşti. Şimdiyse hükümetler kendi siyasi çıkarları için mültecileri kullanıyor. Bu en zalim şey. Lütfen, ne ülkenizdeki ne komşunuzdaki ne de bölgedeki mültecileri kullanın. Onlar gerçek insanlar,
Luckert: Yerinden edilme asırlık bir sorun
Ne yazık ki mülteci ve yerinden edilme sorunu çok eski bir sorun. En az 100 yıllık bir sorun. Birinci Dünya Savaşı öncesi Rusya Yahudi ve Almanları 'hain' oldukları gerekçesiyle sınır dışı etti. Osmanlı Devleti Ermeni soykırımı ve diğer Hristiyan azınlıklara yönelik katliamlarla insanları yerinden etti, bu Sovyet Rusya'dan kaçanlarla devam etti.
Holokost öncesi 1933'de dünyada 4 milyon mülteci vardı. Yahudi soykırımı, İspanya İç Savaşı ile bu sayı devam etti. Ve dünyanın buna karşı ürettiği bir politika yoktu.
ABD'de savaş sonra mültecilere karşı sempati olsa da adım atılmadı, milyonlarca insan mültecilerin ABD'ye gelmesine karşıydı. Yani bir savaş sonrası travma olarak dünyada 20 milyon mülteci vardı.
Luck: Bireylerin sorumluluğu çok önemli
Devlerin kendi sınırları içindeki insanların güvenliğini sağlaması, insan hakları ihlallerine karşı Uluslararası kamuoyunun sorumluluğu artık genel bir görüş haline geldi.
Ancak ben bireylerin sorumluluğundan bahsetmek istiyorum, Bugün Aurora Prize gibi bir etkinliği de bu sorumluluğu hisseden bireylere borçluyuz. İnsanların katliam öncesinde, sırasında ve sonrasında yaptığı seçimler çok önemli. Kendi güvenlikleri pahasına direnen ve bu cesur seçimleri yapan insanların çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Aurora Diyalogları "Suriye ve Ötesinde Dünya Mültecilerini Kurtarmak" başlıklı panelle devam etti. (EA)