Fotoğraf: AA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, Genel Merkezde haftalık olağan basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
3 Aralık Engelliler Gününü hatırlatan Günay, şunları söyledi:
Engelli hakları
"Türkiye'de 10-12 milyon engelli yaşıyor, ancak bütçede engelliye ayrılan pay sadece yüzde 1,6. Engelliler sistematik bir ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlamaya maruz bırakılıyor. Milyonlarca engelli ve ailesi yoksulluk ve işsizlik koşullarındayken birçok kamu kurumunun yasal olarak doldurması gereken yüzde 3 kotası bile dolu değildir. Engellilere verilen sembolik ödenekler 75 dolara kadar düşmüş durumdadır. O ödenek verilirken de bin dereden su getiren iktidar çok yaygın bir şekilde ayrımcılık da yapmaktadır.
"Engelliler eğitim, istihdam, ulaşım ve her yerde eşit temsil haklarını talep ediyor. Biz engelli yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edeceğiz. Yarın Engelliler Komisyonumuz konuya ilişkin daha kapsamlı açıklamalar yapacaktır."
Ekonomi
Dün gece kararnameyle değişen Maliye Bakanı ve ekonomik dar boğazla ilgili olarak ise şöyle konuştu:
"Yoğun ve can yakıcı gelişmeler yaşıyoruz. Kriz derinleşiyor, yoksulluk artıyor, insanlar bir yandan pandemiye karşı yaşam savaşı verirken öte yandan açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Maalesef bir felaketler yönetimiyle, kriz üreten bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bütün bunları da normalleştirmeye, topluma bu felaketleri kanıksatmaya çalışıyorlar.
"Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan dün gece yarısı kararnameyle görevden alındığına göre Türkiye'ye ekonomik operasyon çeken dış güçler bertaraf edilmiş oldu herhalde! Toplum çözüm bekliyor, onlar "Damat olmadı Elvan verelim, Elvan olmadı Nebati verelim" diyerek sorumluluğu tek tek bireylere yıkmaya çalışıyorlar. Yok öyle yağma, krizi üreten şey kişiler değil, bizzat sizin yönetim anlayışınızdır. Yeni görevlendirdikleri Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin de maşallahı var... Gülen'le fotoğraflarını mı ararsınız, Ensar, TÜGVA üyeliklerini mi, daha önce istifa eden eski Maliye Bakanı Albayrak'la yakınlığını mı? Ne ararsanız var. Öyle meseleyi bakanlara yıkarak, tek tek onları istifa ettirerek bu kriz çözülmeyecek. Hepiniz gideceksiniz, iktidarın tümünün bugünden tezi yok istifa etmesi ve erken seçim kararı almasıyla Türkiye bu darboğazdan çıkabilir.
"Kriz derinleşiyor"
"Kriz derinleşiyor, ülke yoksullaşıyor iktidar hepimize hikaye anlatıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz-Eylül arasını kapsayan bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurtiçi hâsıla sonuçlarını açıkladı. TÜİK'e göre geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 büyüme sağlanmış! Erdoğan grup toplantısında bu veriyi ballandıra ballandıra anlattı. Türkiye'nin bu büyüme ile "G20 içinde ilk sırada yer aldığını, milli gelirin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.8 arttığını" ileri sürdü.
"Bu sadece halkın aklıyla alay etmek değil, halkın geleceğiyle de oynamak ve halkın düştüğü darboğaz üzerinden spekülatif bir ekonomi, hamasete, yalana dayalı siyaset yürütmektir. Büyüyen ne? Biz söyleyelim. Bu büyüme işsizliğin, yoksulluğun, güvencesizliğin, geçinememenin büyümesidir. Talanın, rantın, yandaş sermayenin büyümesidir. Kolin'in, Limak'ın, Cengiz'in, Albayrakların büyümesi üzerinden ölçülen bir büyümedir."
İmralı
"Geçtiğimiz hafta avukatları aracılığıyla öğrendik ki İmralı adasında 3 aylık aile ve 6 aylık avukat görüş yasağı verilmiş. Adalet Bakanı tarafından İmralı adasında avukat ve aile görüşmesine bir engel bulunmadığı söylemesine rağmen bu yasaklar neden ve nasıl veriliyor?
"Başta hukuk sistemini ayaklar altına alan tüm kurumlar olmak üzere, CPT gibi bu suçu izleyen uluslararası kurumlar sorumluluk sahibidir. CPT'ye tekrardan çağrı yapıyoruz: Üzerinize düşen görevi yapın. Milyonlarca insan İmralı adasında neler olup bittiğini bilmiyor, Başta Öcalan olmak üzere Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş'tan haber alınamıyor.
"Son 8 aydır onlarca aile ve avukat başvurusuna rağmen hiçbir başvuruya cevap verilmedi. Bu tecrit rejimini sürdüren iktidar ikide bir 'biz kabile devleti değiliz' şeklinde açıklama yapıyor. Elbette kabile devleti olmayın, hukuku, insan haklarını, evrensel yasaları kendinize göre eğip bükmeyin. Anayasayı çiğnemeyin. Suç rejiminizi normalleştirmeye çalışmayın. Çünkü biz bu düzeninize, yarattığınız özel rejimlere, halk düşmanlığınıza, savaş politikalarınıza, yarattığınız felaketlere, Öcalan şahsından barışa ve çözüme uyguladığınız tecride alışmayacağız. Eğer bu politikalarla durumu normalleştirmeye, halkı bu duruma alıştırmaya çalışıyorsanız yanılıyorsunuz. Gidin sokaklara bakın, miting alanlarına bakın, toplumun taleplerine bakın."
(AÖ)