Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen beş eğitim emekçisi Eğitim-Sen 3 No’lu Şube’de bugün yaptıkları açıklamayla üç gün gün süreyle Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için destek açlık grevi başladıklarını duyurdu.
İşe iade talebiyle 187 gündür açlık grevinde olan tutuklu eğitimciler Gülmen ve Özakça’nın ilk duruşması 14 Eylül’de Ankara’da görülecek. Destek açlık grevine başlayan eğitimciler de duruşmaya katılmak için Ankara’da olacaklar.
Destek açlık grevine başlayan eğitimciler sekiz aydır Bakırköy ve Kadıköy’de kamu ihraçlarına karşı oturma eylemi yapıyorlardı.
7 Şubat tarihli KHK ile işlerine son verilen ve üç gün boyunca açlık grevine girecek eğitimcilerin isimleri şöyle: Nursel Tanrıverdi, Sinan Eşiyok, Selvi Polat, Mehmet Sarı, Ömer Açık.
Doğan: Yaşama hakkımız da KHK’larla elimizden alındı
Açıklama öncesinde söz alan Büro Emekçileri Sendikası (BES) 1 No’lu Şube Başkanı Dursun Doğan demokratik kamuoyunu Gülmen ve Özakça’nın davasına sahip çıkmaya davet etti:
“14 Eylül işinden atılan kamu emekçileri için önemli bir tarih. Faşizmin bize olan tavrını bu mahkemeyle beraber kamuoyula paylaşmış olacağız. Bizim sadece işimiz değil yaşama hakkımız da KHK’larla elimizden alındı. Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu’na gittiğimiz zaman ismimizin karşısında kod yazıyor.
“Taleplerimiz o kadar haklı ve meşru ki tüm dünyada gündem oldu. Maalesef bizim ülkemizdeki demokratik, sol, sosyalist güçler bu durumun peşinden gidememiş ve bu soruna sahip çıkamamıştır. Ama bizler tarihin direnenleri haklı çıkartacağı bilinciyle sokaklardan vazgeçmeyeceğiz.
“Annemizin, babamızın emeğiyle ve hakkımızla kazandığımız işleri geri alamazsak emek ve demokrasinin nereye gideceği belli değildir. Bu yüzden insanların işi için açlık grevi yapmasının suç olmadığını söylemek durumundayız.
“Arkadaşlarımızı faşizmin zindanlarından alıp hayatlarına döndürene kadar meşru taleplerimizi dillendirmeye devam edeceğiz.”
“Onlar inandı, bizler de inanıyoruz”
Nursel Tanrıverdi’nin okuduğu açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi :
“Faşizmden kaçarak kurtulunamaz. Bir noktada, tarihin bir anında onunla yüzleşmek zorundasınız. Birey olarak, örgüt olaral insan olarak, yurttaş olarak... Kaçtıkça çürür, küçülürsünüz. Direndikçe çoğalırsınız.
“Nuriye ve Semih'in bellettiği en önemli ders bu oldu belki de. Onur ve adalet mücadelesi lafla değil zalimlerin karşısına dikilerek yapılır.
“Onlar inandı, bizler de inanıyoruz. Daha ötesi adımız gibi biliyoruz. Faşizm yenilecek. Nuriye ve Semih'in temsil ettiği büyük insanlık karanlığı parçalayacak. Halkın ekmeği olan adalet yine halkın ellerinde, onun onurlu evlatlarının öncülüğünde yükselecek.” (TP/EKN)