Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Denis Sassou Nguesso ile düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ntvmsnbc'nin haberine göre, Gül, Financial Times'e yaptığı açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında bir üslup farkı olduğunu ifade ettiğinin hatırlatılması ve
"Bu üslup farkı dış siyasetle mi iç siyasetle mi ilgili?" diye sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Belli ki bundan sonra ben de Başbakan da ne söylersek birçok anlamlara çekilecektir. Gazeteye verdiğim mülakatta bir soru üzerine Başbakan'ın da aynı zamanda bir parti başkanı olduğunu, dolayısıyla siyasi bir lider olarak söyleminin farklı olacağını, farklı olduğunu, benim ise Cumhurbaşkanı olarak anayasanın bana verdiği sorumluluk çerçevesi içerisinde daha tarafsız olmam gerektiği ve bundan dolayı benim de söylemimin ve üslubumun farklı olacağını söyledim. Bunların farklı anlamlara çekilmesine herhalde gerek yok diye düşünüyorum."
"Açlık grevinin çözüme katkısı yok"
65. gününe giren açlık grevlerine de değinen Gül, açlık grevlerinin sorunların çözümüne katkısı olmadığını belirterek, milletvekilleri ve belediye başkanlarının açlık grevine başlamasını tasvip etmediğini söyledi.
"Çözüm için çaba göstermesi gereken kişilerin böyle bir yola girmesinin tasvip edilecek yanı olmadığı açıktır. Umarım herkes bir an önce bu işi sona erdirir.
"İsrail'i kınıyorum"
İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı operasyona hakkında da konuşan Gül, yaşananları büyük bir kaygıyla izlediğini ve kınadığını söyledi.
Saldırıların olacağının bir süredir uluslararası basında konuşulduğunu, İsrail'de yapılacak seçimlerden önce böyle bir saldırının yapılacağının yazılıp çizildiğini dile getiren Gül, Gazze'ye daha önce yapılan saldırının da bir seçim öncesine rastladığını anımsattı.
"Kaygılı bir şekilde takip ediyorduk ve dünkü saldırıların neticesinde birçok kadın ve çocuğun yanı sıra ikiz çocuk taşıyan hamile bir kadın öldü. Bütün bunlar göz önüne alınırsa bunu anlayışla karşılamak asla mümkün değil, tam tersine şiddetle kınamak gerekir.
"Görünen o ki demin söylediğim çerçevede bu saldırıların tırmanma potansiyeli, ihtimali var. ABD'nin de şüphesiz ki İsrail'i ikaz etmesi herkes tarafından beklenmektedir. Ümit ederim ki zaten Ortadoğu'nun çok kırılgan ortamı içinde yeni bir durum ortaya çıkmaz. Aynı 2008-2009'da olduğu gibi yarısı çocuk olan bin 500 Filistinlinin dünyanın gözü önünde katledilmelerine fırsat verildiği gibi yeni bir durum ortaya çıkmaz." (EKN)