Pazar, İstanbulluların gemiyi gezmeleri için son gün. 11 ülkeden 18 mürettebatın bulunduğu gemi, 11:00 - 17:00 saatlerinde herkesin ziyaretine açık. Rainbow Warrior'da çalışan tek Türkiyeli Serkan Dadak.
Petrol üretim ve tüketiminin ölümcül boyutlarını gösteren sergi ve video gösterimleri yetkililere de açık bir uyarı niteliği taşıyor:
"Petrol gibi fosil yakıtlara bağımlılık, ucunda çevre kirliliği, çarpıcı iklim değişiklikleri ve petrol savaşlarının bulunduğu çıkmaz bir yoldur. Devlerin çıkarlarını geleceğimizin önünde tutamazsınız."
Kanada'dan İstanbul'a
1971 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) nükleer denemelerini protesto etmek için Kanada'dan denize açılan ilk Greenpeace'liler petrol kirliliği ve kazalarına dikkat çekmek liman liman dolaşıyor.
21 Aralık günü Ataköy rıhtımına gelen gemi 31 Aralık Pazartesi günü Yunanistan'a gitmek üzere İstanbul'dan ayrılıyor.
"İstanbul Boğazı'ndan bir yılda 5500 petrol tankeri geçiyor. Kaza ve kirlilik tehdidi çok yakınımızda."
Greenpeace Akdeniz Ofisi enerji kampanyası sorumlusu Melda Keskin herkesi böyle uyarıyor, petrolün yol açtığı zararları da şöyle anlatıyor:
* Örneğin, Haliç'teki petrol sızıntısı alınan önlemlere karşın, Haliç'in bütün temizleme çalışmalarını boşa çıkardı.
* Petrol Endüstrisi operasyonları sırasında her yıl 3-4 milyon ton petrolle denizleri kirletiyor. Bunun yalnızca yüzde 10'u kazalardan kaynaklanıyor. Yani petrolün kullanılması başlı başına bir kaza.
* Petrol trafiğine karşı Akdeniz ülkelerinin imzalaması gereken Barcelona Antlaşması'nın tüm protokollerini sadece Tunus imzaladı. Türkiye sadece acil durum protokolünü imzaladı. Fransa ve İsrail tüm protokolleri imzalayacağına dair söz verdi.
Keskin, petrolün verdiği bu zararlar nedeniyle, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı imkanına dikkat çekiyor.
Gökkuşağı Savaşçısı'nın hikayesi
Ilk Rainbow Warrior, 1955'de yapılmış bir balıkçı teknesiydi. Greenpeace gönüllüleri gemiyi 1978'de onardı ve tekrar suya indirdi.
Gemi, 10 Temmuz 1985'de Yeni Zellanda'nın Auckland Limanında Fransa'nın yapacağı nükleer denemeleri protesto amacıyla hareket etmeden birkaç gün önce, Fransız gizli servisi ajanları tarafından altına patlayıcılar yerleştirilerek batırıldı.
Bu olay sırasında, Greenpeace fotoğrafçısı Fernando Periera boğularak öldü. Yeni Zelanda polisinin araştırmaları ve kamuoyu baskısı sonucu, dönemin Fransa Başbakanı Fabius ajanların "emir doğrultusunda hareket ettiklerini" kabul etti.
Daha sonra, uluslararası mahkeme, Fransız ajanlarını suçlu buldu.
Ikinci ve şu an hizmet veren Rainbow Warrior ise 1957'de yapılmış bir balıkçı teknesiydi. Greenpeace, 1987'de tekneyi satın aldı. Onarımdan geçirdikten sonra, 1989'da, ilk geminin batırıldığı 10 Temmuz günü Hamburg Limanı'nda halka tanıtıldı.
55 metre boyundaki geminin 765 metrekarelik yelkenleri, 5-6 deniz mili hız sağlarken, motorun da devreye girmesiyle hızı 12-13 mile çıkar. Gemide 5 adet şişme bot bulunuyor.
Sıcak su için güneş panelleri, atık su arıtma sistemi, uydu iletişim cihazları ve şişme botlar için yön bulma sistemi, şişme botları suya indirmek için vinç sistemi, yelkenler, ön güverteye yerleştirilmiş 1,8 metrelik meşeden oyulmuş yunus heykeli, ilk Rainbow Warrior'ın dümeni, ilk Rainbow Warrior'ın çanı gemiye eklendi; balık deposu küçük bir toplantı salonuna çevrildi.
Nükleer silahsızlanmadan toksik maddelere
Rainbow Warrior, Aralık 1999 ve Haziran 2000 arasında "Toksik Maddelerden Arındırılmış Asya Turu"na katıldı. Tur boyunca, Japonya'dan Hindistan'a kadar birçok ülkeyi dolaştı, yeni ofislerin açılmasına yardımcı oldu, Greenpeace'in barışcıl eylemlerini destekledi.
Rainbow Warrior, 2000 yaz aylarında ise Greenpeace'in nükleer silahsızlanma, küresel ısınma ve iklim değişikliği, sürdürülebilir ormancılık konulu çalışmalarını ve aşırı balıkçılığa, toksik maddelere ve genleriyle oynanmış ürünlere karşı kampanyalarını, ABD'nin doğu kıyılarında tanıtan çalışmalar yürüttü.
2001 Kasım ayında Katar'ın Doha kentine yelken açan Rainbow Warrior, Dünya Ticaret Örgütü 4. Bakanlar Toplantısı sırasında küreselleşmeden bizzat zarar gören çeşitli yerel halkların temsilcilerinin ve küreselleşme karşıtı sivil toplum kuruluşlarının özgürce söz söyleyebileceği bir platform ve bağımsız basın merkezi olarak görev yaptı.
Greenpeace, Dünya Ticaret Örgütü'nün uygulamalarını eleştiren "21. Yüzyılda Güvenli Ticaret" adlı raporunu da 8 Kasım'da gemide düzenlenen basın toplantısıyla dünya kamuoyuna açıkladı. (ÖG/NM)
* Bakınız: www.petrolunsonu.org
* www.greenpeace.org