Ödüllü kısa filmleriyle tanınan Serhat Karaaslan'ın ilk uzun metrajlı filmi "Görülmüştür" 20 Eylül'de vizyona giriyor.
Uluslararası Prömiyer gösterimini 54.Karlovy Vary Film Festivali'nde yapan film, Fedeora Film Eleştirmenleri tarafından verilen En İyi Film Ödülü'nü kazanmıştı. Film aynı zamanda İstanbul Film Festivali ve Uluslararası Ankara Film Festivali'nde de En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kurgu, Siyad En İyi Film, En İyi Yardımcı Kadın oyuncu ödüllerine değer görülmüştü.
Berkay Ateş, Saadet Işıl Aksoy, Füsun Demirel, İpek Türktan Kaynak, Erdem Şenocak ve Banu Fotocan'ın rol aldığı film, hapishanede mektup okuma komisyonunda çalışan Zakir'in mektuplar içindeki fotoğrafta gördüğü bir kadını takıntı haline getirmesi üzerinden ilerliyor.
1996'dan beri siyasi tutuklu olan bir tanıdığıyla yıllarca mektuplaştığını ve Türkiye'nin farklı hapishanelerinde onu ziyaret ettiğini anlatan yönetmen Karaaslan filmle ilgili şunları söylüyor:
"Bu süreçte Cezaevi Mektup Okuma komisyonunun varlığından haberdar oldum ve konu ilgimi çekti. Böyle bir işi olan bir insanın nasıl bir hayatı olabileceği merakı ile senaryoyu yazmaya başladım. Araştırma yaparken, okuduklarını anlama ve daha hızlı okuma kabiliyetleri olabileceği nedeniyle çoğunlukla edebiyat mezunu olan gardiyanların bu bölümde görevlendirildiğini duymuştum. Edebiyat meselesi de bu şekilde senaryoya girdi. Böylece görevi birtakım gerçekleri karalayarak yok etmek olan birinin bir yandan da edebiyatla hakikate ulaşmaya çalışması ironisi ortaya çıktı."
"Sansür günlük hayatın parçası haline geldi"
Filmin fikri ortaya çıktığı günden bu yana telefonların dinlendiğini, Wikipedia gibi web sitelerine erişimin engellendiğini, medya üzerindeki ağır baskı ve sansürün giderek arttığını ve günlük hayatın bir parçası haline geldiğini aktaran yönetmen şöyle devam ediyor:
"Bunlara alıştık ve bir şekilde normalleştirildi. Politik tutsakların uğradıkları sansür ve iletişim haklarının tamamen gasp edilmesini saymıyorum bile. Eğer bir toplumda insanlar kontrol edilip, izlenip, dinleniyorsa, doğal olarak bazı insanlar da 'diğerlerini' izleyip, dinleyip, yazdıklarını okuyarak ve bu bilgileri toplayıp işlemekle görevlendirilir. Dışarıda olduğu halde içeridekiler kadar bile 'özgür' olmayan bu insanlardan birinin hikayesini anlatmak isteğiyle oluştu bu film. Devletin baskı ve kontrol mekanizmasının bir parçası olan Zakir, yanlış yerde doğru bir şey yapmaya çalışan, inandığı bir gerçeğin peşinden giden bir adam."
Film, 22 Eylül'e kadar devam eden İf İstanbul Bağımsız Filmler Festivali ve 23-29 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan Adana Altın Koza Film Festivali'nin ulusal yarışma bölümlerinde yer alıyor. (AÖ)