Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), üç haftadır Urfa’nın Suruç İlçesi’nde ve Kobanê sınırında çalışan gazetecileri ziyaretten sonra yaptığı açıklamada, bir de güvenlik güçlerinin engelleme ve şiddetiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.
GÖP, “Doğru bilgi akışı ve halkın haber alma hakkı açısından yaşananlar kabul edilemez boyuttadır. Bölgedeki tüm gazetecilerin can güvenliği başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere, hükümetin ve yerel yetkililerin sorumluluğundadır. Derhal önlem alınmalı, gazetecilerin görev yapmaları için gerekli çalışma şartları sağlanmalı. Suruç'ta bir basın merkezi oluşturulmalı” açıklaması yaptı.
GÖP dönem sözcüsü ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, TGC Şanlıurfa Temsilcisi Mehmet Mahmutoğlu ile beraberindeki GÖP Temsilcileri, gazetecilerin yaşadığı sorunları dinlemek üzere bayram arifesinde Kobanê-Suruç sınırına gitti.
"Tüm habercilere koruyucu teçhizat gerekli"
GÖP heyeti kontrol noktalarından geçerken hiçbir engellemeyle karşılaşmadı. Mürşitpınar'a vardığında ise bir asker basın kartı kontrolü yaparak heyeti gazetecilerin bulunduğu bölgeye yönlendirdi.
Mürşitpınar sınır kapısında konuşlanan naklen yayın araçları ve gazetecilerin, çatışmaları yakından takip etmek adına büyük bir risk altında olduğunu ve açık hedef olarak çalıştıklarını gözlemleyen GÖP heyeti, geçen günlerde gazetecilerin yakınına bir havan topu düştüğü bilgisini de aldı.
Silahların gölgesinde halkın doğru haber alması için çalışan gazetecilerin sadece yayın sırasında çelik yelek ve kask taktıklarını tespit eden GÖP heyeti, orada görev yapan tüm gazetecilere görev süresince sürekli olarak kullanmaları için koruyucu teçhizatın verilmesi gerektiğini belirtti.
Gazetecilerin en büyük baskıyı askerlerden gördüğü bilgisine ulaşan heyet, AKP hükümetini ve yerel yöneticileri gazetecilerin görevlerini özgür biçimde yapmasının zeminini hazırlamaya, güvenliğini sağlamaya çağırdı.
GÖP heyetine konuştular
Bir ajans çalışanı: “Güvenlik güçleriyle sorunlar yaşıyoruz, sınır gördüğünüz gibi delik deşik. Buna rağmen güvenlik güçleri sınırları koruması gerekirken bizi engelliyor. Canlı yayın aracına dahi görev kağıdı soruyorlar. Çalıştığımız alana gazeteci olmayanlar da alınıyor. Sonra çıkan sorunlar bize mâl ediliyor. Yerel halktan da tepkiler geliyor. TRT çalışanlarına çekim yaptırılmadı. Yumurtalık bölgesinde askerler keyfi olarak çekimleri engelliyor. Koruyucu teçhizatımız var, fakat her çalışana verilmedi, eksiklerimiz var.”
TV10 muhabiri: “Geçen gün yaşanan olaylar sırasında polis gaz mermisini direk arabanın camına sıktı. Özellikle şoför arkadaşın oturduğu yere. DİHA, TV10, İMC TV ve Kürt medyasından arkadaşlar özellikle hedef alındı, gaz sıkıldı, hakaretlere maruz kaldık. TOMA bilerek gelip bizim çanağımıza çarptı, LNB'yi kırdı. Yayın yapmamızı engelledi. Son 3 gündür Yumurtalık tarafına geçişlere izin verilmiyor. Dün İMC TV’nin IŞİD'lilerin geçişlerini görüntülediği tepeye gitmek istedik, polis engelledi. Sekiz gündür orada çekim yapıyorduk ama o görüntüler yayımlandıktan sonra engelleniyoruz.”
Özgür Gündem'den Esra Çiftçi: “20 gündür buradayız, aslında daha çok Kobanê'den gelen halkın durumunu haberleştirmek için buradayız. Fakat onlarla beraber gazın ve TOMA'ların içinde kaldık, kaç gündür sesim kısık. Doktora gittim, ses tellerim tahriş olmuş gazdan kaynaklı. Bir hafta önce hastaneye üç yaralı getirdiler, görüntülerken polis hunharca darp etti. Kadın ya da gazeteci olmam hiçbir şey değiştirmedi. Özgür medya çalışanları olarak ağır baskı altında görev yapıyoruz.”
aHaber çalışanı: “Mihraçpınar'a gelip giderken sıkıntı yaşamıyoruz. Güvenlik güçleri kimliklerimizi kontrol ediyor, basın kartı ve kurum kimliklerine bakıyor. Biz bölgeye yeni geldik. 5-6 gün önce müdahale vardı, eylem vardı, sınır boyunda yoğun geçişlerin yaşandığı zaman Ziyaret köyün ilerisindeki alanda yerel halktan tepki gördük.”
Güç: Tehdit ve taciz altında çalışılıyor
Sınır hattındaki bazı ilçelerde yerel halkın gazetecileri engellediğine, polis ve askerin de tazyikli su ve gaz bombalarıyla hedef aldığına dair gözlemleri bulunduğunu aktaran Güç de, “Fotoğraf çekilmesi ve görüntü alınması engelleniyor, kadın meslektaşlarımız tehdit ve tacize uğruyor. İki gazeteci arkadaşın makinelerine askerlerce el konuldu” dedi (EÖ).