* Çizimler: Tarık Tolunay ve Murat Başol / gezisavunması Twitter adresinden alınmıştır.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan hakları savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin tutuksuz yargılandığı Gezi Davası’nın beşinci duruşması Silivri Kampüsü'ndeki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Avukatlar dosyada 'ihbarcı' olarak yer alan eski asker Murat Papuç'un dinlenmesiyle ilgili usul hatası yapıldığını belirterek mahkeme heyetinin reddini istedi. Mahkeme bu talebi reddederken müdafii avukatlar salonu terk etti. Avukatlara alkışlarla destek veren izleyiciler salondan çıkartıldı.
Mahkeme heyeti ara karar açıklanacağı sırada itirazda bulunan CHP'li Vekil Sevgin Tanrıkulu'nu da dışarı çıkarttı. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Dördüncü duruşmada ne olmuştu?Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019'da Osman Kavala için “derhal serbest bırakılmalı” hükmünü vermiş, mahkeme 24 Aralık'ta görülen son duruşmada, AİHM kararının kendilerine henüz ulaşmadığını gerekçe göstererek tahliye taleplerini reddetmişti. Adalet Bakanlığı'nın duruşmadan önceki gün, yargılamanın yapıldığı yerel mahkemeye iletilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na kararın çevirisini gönderdiği ortaya çıkmıştı. Son duruşmada ayrıca mahkeme Gezi direnişi sırasında Eskişehir’de darp edilerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'a ölümcül tekmeyi attığı gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan polis Mevlüt Saldoğan'ın davaya müdahil olma talebini “zarar gördüğü” gerekçesiyle kabul etmişti. Davada yargılanan 16 kişinin, Gezi Parkı Eylemlerini düzenleyen "tepe yönetimi" oldukları iddia edilirken, Osman Kavala 819 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. |
Bayraktar: Tanık bizden kaçırılıyor
Duruşmanın başlamasıyla birlikte söz alan Osman Kavala'nın müdafii avukatı Köksal Bayraktar söz alarak mahkeme heyetinin reddini istedi.
Kavala soruşturması dosyasında 'ihbarcı' olarak yer alan eski asker Murat Pabuç'un dinlenmesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ihlal edildiğini dile getiren Bayraktar şöyle devam etti:
"Dinlemelerinizde hiçbir şekilde sesli aktarma bulunmadınız bu birinci hata. İkinci hata; görüntülü aktarma yapın. Biz başka bir yerde bulunacağız. O ekrandan bize aktarma yapılacak. Üçüncüsü, soru sorma hakkı hazır bulunma hakkı olan kişilere kullandırılmamıştır. Siz, 'Sorularınızı yazılı verin' diyorsunuz. Hayır. CMK soru sorma hakkı saklıdır diyorsa, savunmanın bir hakkı olarak söylüyorum, soru sorma hakkı bir çeşit çapraz sorgunun uzantısı olarak buraya konmuştur. Soruların yazılı olarak söylenmesi kanunun esasına aykırıdır.
"Savcı ve savunma makamı eşit"
"Ceza yargılamasında savcı ile savunma makamı eşittir. Tanığın dinlenmesi sırasında avukatların olmaması 'silahların eşitliğine' ve Anayasa'daki eşitlik kuralına aykırıdır. Biz nasıl hazır bulunma hakkına sahipsek ve bundan vazgeçmiyorsak, Cumhuriyet Savcısı da hazır bulunma hakkına sahip. Nasıl o hazır bulunduruluyor da biz bulundurulmuyoruz ya da ses ya da görüntü aktarımıyla dinlendirilmiyoruz?
"Tanık bizden kaçırılıyor. Nerede dinlendiği belli değil. Kanuna aykırı elde edilen delile dayanılamaz. Bu nedenle yüksek heyetinizi CMK 24 ve 25. maddelerine uyarak reddediyoruz."
Kazan: Linkedin'den müdafilere davet gönderdi
Can güvenliği olmadığı gerekçesiyle ifadesinin kimsenin olmadığı bir duruşmada alınmasını talebi mahkeme tarafından kabul edilen Murat Papuç'un Linkedin'den müdafilere davet gönderdiğini belirten Avukat Turgut Kazan şöyle konuştu:
"Sanık müdafiilerine davet gönderen ve o koşullarda dinlenen tanığın durumunun ne olduğuna bakmanız gerekmez mi? O davetin sadece sanık müdafiilerinden Aslı Kazan'a değil başka müdafiilere de gönderildiğini bilgilerinize sunmak istiyoruz. Hayati tehlike var diye dinlediğiniz Murat Pabuç.
"Dinlemede hazır bulunursa hayati tehlike yaratacağını düşündüğünüz bu olayda Murat Papuç Aslı Kazan'ı tanıyormuş. Bu durum can güvenliği nedeniyle yoklukta alınan ifadenin ne kadar yanlış olduğunu apaçık gösteriyor. Murat Papuç Mahkemeyi yanıltmıştır, mahkeme yanılmıştır. Sizin can güvenliği nedeniyle verdiğiniz karar, avukatlara tehlike yarattı. Murat Papuç'la ilgili suç duyurusunda bulunulmalıdır."
İlkiz: Gizleyecek bir şeyimiz yok
Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay'ın müdafii Avukatı Fikret İlkiz ise konuyla ilgili şunları söyledi:
“Murat Papuç ifadesinden hareketle pek çok soru sorduğunuzu biliyoruz. İddianame Arap Baharı ile başlıyor. Ne tuhaf değil mi, sizin 28 Mart 2016'da dinlediğiniz Papuç da söze Arap Baharı ile başlıyor.
“Ayrıca ne tuhaf değil mi bilgi veren şahsa avukat isteyip istemediği de soruluyor. 17.12.2019 tarihli 30 ACM tarafından yazılmış bir yazı var Murat Papuç ifadesini bize gönderin diye. Savcılık ifade biz de yok diye yanıt verdi.
“Nasıl olduysa ifade bir şekilde dosyaya girdi. İfadelere bakınca anlıyoruz ki ifade sırasında Pazartesi günü ara verilmiş. İfadenin kalanının tarihi Perşembe devam ediyor. O arada ne oldu? Bunun basit bir maddi hata olmadığı açık. Heyetinizin tanığa bunu sormadı.
“Bunu nasıl sormazsınız diye heyetinize sormuyorum. Çünkü zaten anlatıldı. Bu tanığı niye dinliyorsunuz, rücu edin dedik. Buna rağmen Murat Papuç sizin için bulunmaz bir tanık haline geldi.
“Bütün bunları dikkate alınca, size hiç güvenimiz yok. Biz Gezi ile ilgili olarak ben yapmadım, görmedim, etmedim demiyoruz. Basın açıklaması mı? Benim müvekkillerim yaptılar. Herhangi bir sanığı bizim yüzünden tutuklu tutuyorsanız tutmayın. Bize sorun ki açıklayalım.
“Kimseden gizleyecek bir şeyimiz yok. Heyetinizin reddi ile ilgili olan ve Murat Papuç'la ilgili tavrınız nedeniyle heyetinizi reddediyorum."
Demir: Usule uymadınız
İlkiz'in ardından söz alan Yiğit Ali Ekmekçi müdafii Avukatı Hasan Fehmi Demir ise Papuç'un dinlenmesiyle alakalı "CMK'nın 58 maddesi gereği 'Tanıklar, karar alınması halinde taraflar olmadan da dinlenir, bu halde sesli görüntülü kayıt yapılır.' Heyetiniz kayıt almayarak kanuna aykırı davranmıştır" dedi ve şöyle devam etti:
"İlk celseden itibaren dava dosyasına gelen belgelerin okunması konusunda da usule uymadığınızı görüyoruz. Bu nedenle de heyetinizi reddediyoruz.
"Yunus Fındık 'Şikayetçi değilim' diyor, siz katılmasına karar veriyorunuz. Ahmet Güçlü, Emre Polat, Erdoğan Akyüz 'Katılmak istemiyorum' diyor. Siz katılmasına karar veriyorsunuz. Bu açıkça kanuna aykırıdır.
"Mevlüt Saldoğan, Ali İsmail Korkmaz'ın katili. 13 yıl hapis cezası almış eyleminden ötürü. Saldoğan 'Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz'ın ölümü nedeniyle beni suçladılar, ceza aldım, KHK ile çıktım' diyor. Siz bir katili, katil olduğu için dosyaya kattınız"
Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi itiraz etti
Demir'in sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk "İddianameye bakarsanız polise taş attıkları için kabul ettik" dedi. Ali İsmail Korkmaz'ın annesi mahkeme hayetine itirazda bulundu.
Mahkeme Başkanı Ali İsmail Korkmaz'ın ailesine "Acınızı Anlıyorum" dedi. Bunun üzerine salondan sesler yükseldi.
Avukatlardan reddi hakim talebi
Demir'in ardından Osman Kavala'nın müdafii avukatı İlkan Koyuncu, Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın müdafii avukatları Ayhan Erdoğan ve Özgür Karaduman, Yiğit Ali Ekmekçi'nin müdafi Avukatı Emel Ataktürk Sevimli ve Çiğdem Mater'in müdafii Avukatı Hürrem Sönmez söz alarak mahkemenin usule uymadığını belirtti.
Can Atalay: Dosyadan el çekmeniz gerekir
Avukatlar mahkemeyi tanımadıklarını belirterek reddi hakim talebinde bulundu. Müdafi avukatların ardından sanıklardan Can Atalay söz almak istedi. Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk "Reddi hakim talebi değerlendirildikten sonra sanıklara soru sorulur" dedi.
Bunun üzerine Can Atalay şöyle konuştu:
"Duruşmanın girişinde Avukat İlkan Bey dedi ki; 'Red meselesi öncelikle çözülmesi gerekir.' Sorun şu; edde ilişkin karar yetmez, ara karardan rücu meselesini çözmeniz gerekir. İkincisi, red gerekçesinden önce dosyadan el çekmeniz gerekir. Üçüncüsü katılma kararlarından rücu etmenizle ilgili karar vermeniz gerekir. Dördüncü burada biri tutuklu. Haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklu bırakmaya devam ediyorsunuz. Gezi'yle ilgli bir şeyi saklamayız, gizlemeyiz, onurla taşırız.
"Ben heyetiniz ketenpereye mi geliyor diye kaygılanıyorum. 17 Aralık 2019'da savcılığa yazı yazıp Murat Papuç'un ifadesinin tamamını istediniz. Savcılık da, 'Bende mahkemedeki evrakın dışında bir şey yok, tam hali odur' dedi. Siz bu belgeleri geçen duruşmada neden okumadanız? Yasanın açık hükmüne rağmen okumadınız. Bu belgeyi okumayarak açıkça kanunu ihlal ettiniz."
Sönmez: Tanığın hezeyanları ciddiye alınmış
Çiğdem Mater'in avukatı Hürrem Sönmez ise meslektaşlarının, mahkemenin tarafsızlığına yitirdiğine dair tüm taleplerine katıldığını belirtti. Sönmez özetle şunları söyledi:
“Tanık Murat Pabuç kendi yazdığı kitapta borderline ve paranoid kişilik bozukluğu sebebiyle Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde teşhis konduğunu ve tedavi gördüğünü açıkça anlatıyor. Mahkemenizin uzman kişiden görüş alması mümkündür.
“Paranoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler ellerinde yeterince sebep olmaksızın başkalarına karşı kuşku beslerler. En ayırt edici özellikle güvensizliktir, başkalarını tehdit olarak algılarlar. Gerçeğe uygun olmayan düşüncelere sahiptirler ve bunları empoze etmeye çalışırlar. Bu görüşleri, çevrelerinde de kabul görebilir. Biz bunu sizin mahkemenizde yaşadık. Tanığın ifadeleri kabul gördü, iddiaları bizim huzurumuzda tartışılmaksızın kabul edildi, her tür usuli kural yok sayılara kendisi dinlendi.
“Tanığın sağlık probleminden kaynaklı bir takım hezeyanları sayın mahkemeniz tarafından ciddiye alınmıştır. Öyle ki bizim göremediğimiz ve tanığın teslim ettiği gaz maskesi adeta formülü gizli kimyasal silah gibi bilirkişi raporu alınmış ve rapora göre Karaköy'e gidilse alınabilecek türden bir gaz maskesi olduğudur.
“Sayın mahkemeniz bu psikolojik rahatsızlıkları olduğu anlaşılan tanığın ifadelerinden yola çıkılarak kıymetlendirilen deliller vesilesiyle savcılığın iddianamede yer verdiği uluslararası bağlantılar, finansal ilişkiler iddialarına dayanak bulma gayretindedir.
Reddi hakim taleplerine ret, avukatlar salonu terk etti
Atalay'ın konuşmasının ardından reddi hakim taleplerine dair ara kararlarını açıklayan mahkeme, talepleri CMK'ya dayanmadığı gerekçesiyle reddetti.
Bunun üzerine söz alan Osman Kavala'nın avukatı Deniz Tolga Aytöre "Gerekçenize itiraz ediyoruz. 58/3'ten rücu etmediğinizi görüyoruz. Yani tanığın hayati tehlikesini tahmin etmeye yönelik kararınız kabul edilebilir değildir" dedi ve avukatlar salonu terk etmeye başladı.
İzleyicilerin de alkışlarla avukatlara destek vermesi üzerine Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk alkışlayan izleyicilerin dışarı alınmasına karar verdi ve duruşmaya ara verildi. Verilen aranın ardından devam eden duruşmaya sadece basın mensupları ve gözlemciler alındı.
Osman Kavala: Papuç'un ifadesi bana tebliğ edilmedi
Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk, Osman Kavala'ya söz hakkı verdi ve Murat Papuç'un ifadesinin çözümünün kendisine tebliğ edilip edilmediğini sordu. Kavala edilmediğini söyledi. Mahkeme başkanı Kavala'ya ifadeyi okuyup okumadığını sorunca Kavala, "Beyan yasaya uygun alınmadığı için cevap veremeyeceğim" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Murat Papuç'un ifadesini okudu.
"Tek bir kanıt yok"
Milletvekillerinin itirazları sonrası heyet salonu yine terk etti. Kısa bir süre sonra salona dönen heyet Osman Kavala'yı dinlemeye devam etti. Müdafii avukatlar olmadığı için beyanda bulunmak istemediğini ifade eden Kavala "Müdafiilerimin ve diğer yargılananların müdafiilerinin dediği gibi tanık dinlemesi yasaya uygun olmamıştır. Kendisine soru sorma imkanım olmadı" dedi ve şöyle devam etti:
"Hükümete karşı ayaklanma, bir ayaklanmayı finanse ettiğime dair tek bir kanıt yok. Faaliyetlerim yasal haklarım çerçevesindedir. İddianamede yer alan gizlilik içeren, gizleme kaygısı ima edilmiş hiçbir unsur yok. Bu nedenle gizlenmiş bir bilginin mevcut olduğunu düşünmek hukuki akıl yürütmek değildir.
"AİHM kararı geçerlidir"
"AİHM kararında da belirtildiği gibi delil olmaksızın kişinin özgürlüğünden mahrum edilmesi ciddi bir hak ihlalidir. İlk tutuklamadan sonra tutukluluğun uzatılması ihlali ve mahkemenin sorumluluğunu artırmaktadır. Benim durumumda AİHM'in derhal bırakılmama ilişkin karardan sonra 'kesinleşmediği' gerekçesiyle bu ihlale devam ediliyor. Tutuklama kararının hak ihlali olduğu hükmünün oybirliği ile alınmış olması kararın hukuki gerekçelerinin göstergesi.
"Bu kararla birlikte AYM'nin aynı konuda almış olduğu kararın artık geçersiz hale gelmiş olması, bu nedenle de mahkemenizin son tutuklama gerekçeleri arasında AYM kararından söz edilmemesi AİHM kararının ağırlığının ve işlerliğinin somut göstergesidir. Buna rağmen mahkemenizin AİHM'in kesin hak ihlali olduğuna dair kararını görmezden gelmesi anlaşılabilir değildir. AİHM kararı geçerli bir karardır ve değişmediği sürece mahkemeniz AİHS'i ihlal eden bir merci olarak görülecektir.
"AİHM kararına rağmen tutukluluğumda ısrar etme davranışınızın davanın sonucunu da etkilemesinden büyük endişe duyuyorum. Bu davranış mahkemenizin adil karar verme yetisini bozan fiili bir durum yaratmakta, hakkımda ağır bir karar verme yönünde bir baskı yaratmaktadır. Tutukluluğumun kaldırılması sadece üç yıl süren hukuksuzluğa son vermiş olmayacak, mahkemenin bundan sonraki süreçte AİHM içtihatlarına uygun şekilde yürütülmesine imkan sağlayacaktır."
Kavala'nın ardından Mücella Yapıcı, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ekmekçi'ye söz hakkı verildi. Hak savunucuları avukatlarının yokluğunda beyanda bulunmayı uygun görmediklerini, bunun hukuka aykırı olacağını söylediler. (Osman Kavala çizimi: Zeynep Özatalay / gezisavunması Twitter adresinden alınmıştır.)
Tahliye yok, talepler reddedildi
Duruşma savcısı, dosyanın gelmiş olduğu aşama ve dosya kapsamı gereğince esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması için süre verilmesini, Osman Kavala'nın da tutukluluk halinin devamını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti dosyanın esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa tebliğine karar verdi. Soruşturmanın genişletilmesi talepleri reddedilirken Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne neden olan Mevlüt Saldoğan'ın katılma kararından rücu edilmesi talebi reddedildi.
Mahkeme ayrıca adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması talebinin reddine de karar verildi.
Avrupa İnsna Hakları Mahkemesi kararının kesinleşmediğinin bildirilmiş olması, Anayasa Mahkemesi'nin de hak ihlali bulunmadığı kararına istinaden Kavala'nın tutukluluğunun devamına hükmedildi. Bir sonraki duruşma 18 Şubat'ta.
Tanrıkulu salondan çıkarıldı
Duruşmda devam ettiği sırada CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu "Avukat olmadan sanık dinlenemez. Duruşmaya devam edemezsiniz" diyerek itiraz etti. CHP Milletvekili Sera Kadıgil ve HDP Milletvekili Garo Paylan da Tanrıkulu'na destek verdi. Kadıgil "Tanıkları alacak Çağlayan'da dinleyeceksiniz. Meslektaşlarımızı çıkaracaksınız.Sonra buna karar mı diyeceksiniz? Müsamereye çevirdiniz" diye tepki gösterdi.
Bu olaydan sonra mahkeme ara kararları açıklarken Tanrıkulu'nun dışarı çıkartılmasına karar verildi. Tanrıkulu ise bu karara tepki göstererek, "Bu asker benimle muhatap olamaz. Benimle muhatap olacak olan mübaşirdir. Bana bir kararınız varsa mübaşir getirir. Burası hala hukuk devletinin mahkemesidir. Ben insan hakları komisyonu başkan vekiliyim" dedi. Tanrıkulu daha sonra duruşma salonundan dışarı çıkarıldı.
Duruşmaya şu isimler izledi:Uluslararası Af Örgütü'nden Tarık Beyhan, Batuhan Durmuş, Milena Buyum, İtalya’nın İstanbul Konsolosu Gabriele Ingrosso, - Heinrich Böll Stiftung Derneği’nden Yonca Verdioğlu, Goethe Enstitüsü’nden Verena Sommerfeld, Almanya Büyükelçiliği Başkatibi Mr. Paul Amann, Uluslararası Barolar Birliği’nden (International Bar Association) Philip Chambers, Birleşik Krallık Ankara Başkonsolosluğu’ndan Katie Lambert, Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (Human Rights Watch) Emma Sinclair Webb |
Gezi davası hakkında
Gezi davası soruşturmasının açılmasından itibaren 78 ay, Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden 26 ay, iddianamenin açıklanıp dava sürecinin başlamasını takiben 10 ay geçti.
* 18 Ekim 2017 tarihinde Gaziantep’ten uçakla dönmekte olan iş insanı Osman Kavala, Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı.
* 1 Kasım 2017’de “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma” suçlamasıyla Kavala’nın tutuklandığı duyuruldu. Tutuklama talebini içeren sevk yazısında, Kavala’nın Gezi olaylarının yöneticisi ve finansörü olduğu iddia ediliyordu.
* Soruşturma dosyası, tutuklu Kavala ve avukatlarından kısıtlamalarla gizlenirken soruşturma bilgileri medyaya servis edildi.
* 16 Kasım 2018’de aralarında Kavala’nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür’ün bazı yöneticilerinin de yer aldığı yeni bir gözaltı dalgası yaşandı. Sivil toplum profesyoneli Yiğit Aksakoğlu tutuklandı.
* Daha önce beraat etmiş Taksim Dayanışması üyeleri de ifadeye çağırıldı, medyada daha geniş bir soruşturma listesi olduğu haberleri yayınlandı.
* 19 ay hakim karşısına çıkartılmadan, iddianame hazırlanmadan hapiste tutulan Kavala’nın avukatları bile soruşturmayı basından takip etmek zorunda bırakıldı.
* Yaklaşık 1,5 yıl hiçbir hukuki süreç işletilmeden geçirildi.
* Savcılığın hazırladığı iddianame 19 Şubat 2019 günü açıklandı, 4 Mart’ta mahkeme tarafından kabul edildi.
* Altı yıl önce yaşanan Gezi olaylarıyla ilgili olarak 16 ayda hazırlanan iddianamede, 16 kişi hakkında müebbet hapis isteniyordu.
* İddianame ve eklerinde telefon tape’leri ağırlıktaydı.
* 657 sayfalık iddianamenin, çoğu dinleme kayıtlarından oluşan
* 8 bin sayfanın üzerinde ek dokümanı olduğu açıklandı.
* 24 Haziran 2019’da davanın ilk duruşmasında ilk savunmalar yapıldı. Tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu tahliye edildi.
* Anayasa Mahkemesi 22 Mayıs 2019’da Osman Kavala’nın bireysel başvurusuna, kendi raportörünün aksi yöndeki görüşüne rağmen, oy çokluğu ile “ihlal yok” kararı verdi.
* 24 Haziran, 18 Temmuz ve 9 Ekim’deki duruşmalarda mahkeme Osman Kavala için tahliye taleplerini reddetti.
* Davaya başlandığı tarihten itibaren sanıklar ve izleyiciler üç ayrı heyetle karşı karşıya kaldı. Kavala için tahliye isteyen mahkeme başkanı acilen görevden alındı!
*10 Aralık 2019’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AIHM), Osman Kavala’nın bireysel başvurusuyla ilgili ihlal kararını açıkladı. Üç ayrı gerekçeyle verilen ihlal kararlarının ikisi oy birliği, biri oy çokluğuyla alındı.
* AİHM ayrıca Kavala’nın makul şüphe bulunmadan siyasi gerekçelerle tutuklandığına hükmederek, tutukluluğun derhal sona erdirilmesini istedi.
(TP / HA)